9 Temmuz 2014 Çarşamba

TRANSATLANTİK TİCARET VE YATIRIM ORTAKLIĞI

Bakanlığımız ve Bilkent Üniversitesi işbirliği ile 17-19 Haziran 2014 tarihlerinde düzenlenen Ticareti Kolaylaştırma ve Uygulamalı Dış Ticaret çalıştayının politika oturumunda son dönemde gündemde sıkça yer alan ve gelecek dönemde dünya ticaret kurallarının yeni belirleyicisi olarak değerlendirilen AB ve ABD arasında imzalanması planlanan “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'nın (TTIP) olası sonuçları tartışıldı.
Moderatörlüğünü TOBB-ETÜ Üniversitesi’nden Prof Dr. Serdar SAYAN’ın yaptığı oturuma Bakanlığımızdan Ekonomik Analiz ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Ersay CETE, Ekonomi Bakanlığından Daire Başkanı Canan Nilüfer DORA, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Turhan GÜNDÜZ, Dünya Bankası’ndan Kıdemli Ekonomist Jose Guilherme REIS, Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Refik ERZAN, Ifo Enstitüsü ve Münih Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gabriel FELBERMAYR, Dünya Ticaret Enstitüsü’nden Prof. Dr. Joseph FRANCOIS, Oxford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Beata JAVORCIK ve Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Doç. Dr. Selin SAYEK konuşmacı olarak katıldı.
Oturumda, ekonominin iki devi ABD ve AB, aralarındaki işbirliğini sağlamlaştırmak amacıyla Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasını imzalamaya karar verdikleri, anlaşmanın amacının, iki ülke arasındaki ticaret engelleri ile özel sektör için ekstra maliyet yaratmakta olan teknik düzenleme ve standartlardaki farklılıkları ortadan kaldırmak olduğunun altı çizildi. Bu noktada, anlaşma ile otomotivde iki ülke birbirinin araç güvenliği standartlarını tanıyacak ve bu sayede otomotiv ticaretinde ekstra maliyet yaratan güvenlik testlerine ihtiyaç ortadan kalkacağı örneği verilerek, bunun sonucunda AB'nin ABD'ye olan motorlu taşıtlar ihracatının TTIP ile %149 artmasının beklendiği kaydedildi. Ayrıca TTIP’in, diğer pek çok serbest ticaret anlaşmasının (STA) tersine, yalnızca imalat sanayi değil, tarımsal ürünler ve hizmet ticaretini de kapsayacağı ifade edildi.
İki ülke bu anlaşmanın olası getirilerini tartışırken, anlaşmanın dışında kalan ülkeler ise kendileri için ortaya çıkabilecek olan olumsuz etkileri saptamaya çalışmaktadır. Yapılan en son çalışmalara göre, AB ekonomisinin TTIP'dan kazancı yılda 119 milyar Avro (aile başına 550 Avro), ABD'nin kazancı ise 95 milyar Avro (aile başına 660 Avro) olarak tahmin edilmektedir.
Katılımcılardan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Ersay CETE ve Ekonomi Bakanlığı Daire Başkanı Canan DORA, TTIP dışında kalan ülkelerin yaşayabileceği kayıplar üzerinde durdular. Türkiye'nin Gümrük Birliği içinde yer alıyor olmasının, TTIP sürecinde ülkeyi eşsiz bir pozisyona getirmiş olmasına dikkat çektiler. Anlaşma ile ABD ürünlerinin Türkiye pazarına AB üzerinden serbestçe girebileceğine ancak; Türk mallarının ABD’ye ihracatında gümrük vergisi uygulamalarına devam edeceğini ve bu durumun hem Türkiye'nin ABD ile olan dış ticaret dengesini Türkiye için olumsuz etkileyeceğini hem de Türk ihracatçısının ABD'deki rekabet gücünü azaltacağını değindiler. Ayrıca, TTIP ile ABD ve AB arasında ticari teknik engeller ortadan kalkacağını ve Türkiye’nin, anlaşmada taraf olmamasına karşın, sonuçta ortaya çıkabilecek sorunları üstlenmiş olacağını belirttiler.
İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Turhan GÜNDÜZ ise orta vadede anlaşmanın dışında kalan ülkelere de fayda sağlayabileceğine değindi. Örneğin TTIP sürecinin, Türkiye-ABD arasında yapılabilecek bir STA'nın önünü açabileceğini, bunun için Türkiye’nin, her an TTIP'e dahil olacakmış gibi hazırlık yapması gerektiğini ve mevzuatını anlaşmaya uyumlu hale getirmesinin gerektiğini ifade etti. Bunun yanında kamuoyunun bilgilendirilmesinin ve süreçle ilgili bir strateji belirlenmesinin önemli olduğunu belitti. Dünya Bankası'ndan Jose REIS de TTIP'in zorlu bir süreç olacağına ve bu sürecin Türkiye için hem fırsatlar hem de zorluklar yaratacağına değindi.
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Prof. Dr. Refik ERZAN TTIP'in ticareti kolaylaştırıcı etkisinin yanında uluslararası yatırımları kolaylaştırıcı etkisinin de önemli olduğuna değindi. Almanya'daki Ifo Enstitüsü'nden Prof. Dr. Gabriel FELBERMAYR ise TTIP'in akademik çalışmalarda öne sürülen olumsuz etkilerinin genelde güçlü varsayımlara dayandığına dikkat çekti. Ayrıca müzakere sürecinin öneminin altını çizerek, akademik modellerde bu konunun ele alınamadığını belirtti. Dünya Ticaret Enstitüsü'nden Prof. Dr. Joseph FRANCOIS de müzakere sürecinin yeteri kadar şeffaf olmayabileceğini belirtti.
Oxford Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Prof. Dr. Beata JAVORCIK ise TTIP'in Türkiye açısından olumlu yanlarına dikkat çekti. TTIP sürecinde Türkiye’nin, uluslararası yatırımları teşvik etme faaliyetlerine hız kazandırıp, hizmet sektöründe reformlar yapıp rekabeti arttırıcı önlemler alarak yabancı yatırımları çekebileceğini belirtti. Böylece Türkiye'ye yatırım yapan ya da yapmayı düşünen çok uluslu şirketlerin TTIP sürecinde Türkiye'nin yanında yer alacağını kaydetti. Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü'nden Doçent Selin SAYEK de TTIP sürecinin Türkiye'de reformları hızlandırmak adına bir fırsat olarak görülebileceğini ekledi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder