30 Ocak 2013 Çarşamba
Fitch Ratings'den ABD'ye İlişkin Açıklama
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, ABD'de borç tavanının
geçici olarak askıya alınmasının, ülkenin "AAA" olan kredi notunun kısa vadede
düşürülme riskini ortadan kaldırdığını kaydetti. Fitch açıklamasında, süregelen
ekonomik toparlanma ile uyumlu güvenilir orta vadeli açık azaltma planının
muhtemelen mevcut kredi notunun teyidi ve negatif olan not görünümünün revizyonu
ile sonuçlanacağını kaydetti.
CEZAYİR'İN ENERJİ YATIRIMLARI KANUNU'NDA DEĞİŞİKLİK
Bölgenin ve dünyanın önde gelen enerji tedarikçilerinden biri olan Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti, Avrupa Birliği’nin en büyük 3. doğalgaz ve 4. enerji ürünleri tedarikçisi olup ülkenin petrol ve gaz gelirlerini önümüzdeki on yıl boyunca arttırmasına yönelik projelerin ülke ekonomisini olumlu etkilemesi beklenmektedir.
Bu kapsamda Cezayir’de, enerji sektörünün tekelini elinde bulunduran Sonatrach firması, 2013-2017 yılları arasında, petrolün varil fiyatına da bağlı olarak (Cezayir’in bu yatırım tutarını petrolün varil fiyatının 100 doların altına düşmemesi koşuluyla sağlayabileceği ifade edilmektedir.) 60 ila 80 milyar dolar arasında bir yatırım yapmayı planlamaktadır.
Ayrıca, ülke ekonomisi açısından büyük önem arz eden enerji sektöründe yasal altyapının kurulabilmesi amacıyla, Cezayir’in 2005 tarihli 05-07 sayılı Enerji Sektörü Yatırım Kanunu’nda bir takım değişiklikler öngören yasa tasarısı Ulusal Halk Meclisi’ndeki 21/01/2013 tarihli toplantıda kabul edilerek yasalaşmış olup, Cezayir Senatosu’nun onaylaması ve Cumhurbaşkanı tarafından parafa edilmesi ile anılan yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girecektir.
Bu değişiklikler ve yeni maddeler çerçevesinde;
1- Cezayir’de enerji sektöründeki yatırımlar kapsamında, İstisnai Kar Vergisi’nin (Taxe Sur les Profits Exceptionnels-TPE) yerine Tamamlayıcı Vergi (Impot complementaire sur le resultat-ICR) getirilmiştir. Böylece petrolün varil fiyatına göre, gelirleri bir seviyenin üzerine geçen yabancı ortaklık firmalarından bu karların % 80’ine kadar vergi alınabilecektir. Bu madde geriye yönelik olarak işletilmeyecek olup TPE vergisi bu yasa maddesinden önceki üretim paylaşmasına göre yapılan sözleşmeler çerçevesinde uygulanmaya devam edecektir.
2- Rafinaj ve enerji ürünlerinin işlenmesinde % 51/49 yerli ortak (bu yerli ortak Sonatrach olacaktır) koşulu getirilmiştir. Böylece bu alanda da Sonatrach’ın kontrolünde olacaktır.
3- Enerji ürünlerinin boru hattı ile taşınması tekeli Sonatrach firmasına verilmiştir.
4- Halihazırda işletilmekte olan petrol tesislerinin yeni teşviklerden yararlanılmasını engelleyen bir madde konulmuştur.
5- Daha önceden sadece Sonatrach mali açıdan denetime açık iken, bundan sonra yabancı firmalar da Cezayir Maliye Bakanlığı’nca denetlenebileceklerdir.
6- Yerel tüketimde öncelikli bir üretim planlaması ve ücretlendirilmesi ilkesi getirilmiştir. Böylece üretici firmalar ancak ihracata yönelik üretimi uluslararası fiyatlardan ücretlendirilecektir.
7- Yabancı yatırımcılar Cezayir Devleti karşısındaki yükümlülüklerini parasal olarak yerine getirebilecekleri gibi ayni olarak da yerine getirebileceklerdir.
8- Enerji firmalarına getirilen arama, araştırma ve üretim faaliyetlerine yönelik şartlar esnekleştirilmiştir.
9- Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılmasına yönelik teşvik edici maddeler getirilmiştir.
10- Sonatrach’ın Ar-Ge faaliyetlerinin arttırılmasının yasal altyapısı oluşturulmuştur.
11- Rafinaj işlemlerine yönelik yatırım yapmak isteyen yabancı firmalara yeterli ve uygun stok kapasitesi şartları uygulamaya koyulacaktır.
12- Petrol gelirleri vergisinin (Taxe sur le Revenu Petrolier-TRP) ciro yerine verimlilik üzerinden hesaplanması ilkesi getirilmiştir.
13- Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra, henüz araştırma yapılmayan alanlarda (özellikler offshore) petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine ek teşvikler öngörülmektedir.
Bu kapsamda Cezayir’de, enerji sektörünün tekelini elinde bulunduran Sonatrach firması, 2013-2017 yılları arasında, petrolün varil fiyatına da bağlı olarak (Cezayir’in bu yatırım tutarını petrolün varil fiyatının 100 doların altına düşmemesi koşuluyla sağlayabileceği ifade edilmektedir.) 60 ila 80 milyar dolar arasında bir yatırım yapmayı planlamaktadır.
Ayrıca, ülke ekonomisi açısından büyük önem arz eden enerji sektöründe yasal altyapının kurulabilmesi amacıyla, Cezayir’in 2005 tarihli 05-07 sayılı Enerji Sektörü Yatırım Kanunu’nda bir takım değişiklikler öngören yasa tasarısı Ulusal Halk Meclisi’ndeki 21/01/2013 tarihli toplantıda kabul edilerek yasalaşmış olup, Cezayir Senatosu’nun onaylaması ve Cumhurbaşkanı tarafından parafa edilmesi ile anılan yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girecektir.
Bu değişiklikler ve yeni maddeler çerçevesinde;
1- Cezayir’de enerji sektöründeki yatırımlar kapsamında, İstisnai Kar Vergisi’nin (Taxe Sur les Profits Exceptionnels-TPE) yerine Tamamlayıcı Vergi (Impot complementaire sur le resultat-ICR) getirilmiştir. Böylece petrolün varil fiyatına göre, gelirleri bir seviyenin üzerine geçen yabancı ortaklık firmalarından bu karların % 80’ine kadar vergi alınabilecektir. Bu madde geriye yönelik olarak işletilmeyecek olup TPE vergisi bu yasa maddesinden önceki üretim paylaşmasına göre yapılan sözleşmeler çerçevesinde uygulanmaya devam edecektir.
2- Rafinaj ve enerji ürünlerinin işlenmesinde % 51/49 yerli ortak (bu yerli ortak Sonatrach olacaktır) koşulu getirilmiştir. Böylece bu alanda da Sonatrach’ın kontrolünde olacaktır.
3- Enerji ürünlerinin boru hattı ile taşınması tekeli Sonatrach firmasına verilmiştir.
4- Halihazırda işletilmekte olan petrol tesislerinin yeni teşviklerden yararlanılmasını engelleyen bir madde konulmuştur.
5- Daha önceden sadece Sonatrach mali açıdan denetime açık iken, bundan sonra yabancı firmalar da Cezayir Maliye Bakanlığı’nca denetlenebileceklerdir.
6- Yerel tüketimde öncelikli bir üretim planlaması ve ücretlendirilmesi ilkesi getirilmiştir. Böylece üretici firmalar ancak ihracata yönelik üretimi uluslararası fiyatlardan ücretlendirilecektir.
7- Yabancı yatırımcılar Cezayir Devleti karşısındaki yükümlülüklerini parasal olarak yerine getirebilecekleri gibi ayni olarak da yerine getirebileceklerdir.
8- Enerji firmalarına getirilen arama, araştırma ve üretim faaliyetlerine yönelik şartlar esnekleştirilmiştir.
9- Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılmasına yönelik teşvik edici maddeler getirilmiştir.
10- Sonatrach’ın Ar-Ge faaliyetlerinin arttırılmasının yasal altyapısı oluşturulmuştur.
11- Rafinaj işlemlerine yönelik yatırım yapmak isteyen yabancı firmalara yeterli ve uygun stok kapasitesi şartları uygulamaya koyulacaktır.
12- Petrol gelirleri vergisinin (Taxe sur le Revenu Petrolier-TRP) ciro yerine verimlilik üzerinden hesaplanması ilkesi getirilmiştir.
13- Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra, henüz araştırma yapılmayan alanlarda (özellikler offshore) petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine ek teşvikler öngörülmektedir.
AB liği Türk Menşeli Demir Çelik Eşyalara Damping Konması HK
Türk menseli,7307 GTP lu demir veya celik boru eşyalara Avrupa Birligine
ithalatinda Anti-Damping Vergisi konması Resmi Gazetesi ektedir*(Council
Implementing Regulation (EU) No 78/2013 of 17 January 2013 imposing a definitive
anti-dumping duty and collecting definitely the provisional duty imposed on
imports of certain tube and pipe fittings of iron or steel originating in Russia
and Turkey)
http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2013:027:0001:0009:EN:PDF
http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2013:027:0001:0009:EN:PDF
*İTO Gümrük Müşavirleri Meslek Komitesi Açıklaması*
MESLEKTAŞLARIMIZIN DİKKATLERİNE
2013 yılı Şubat ayında başlayıp, Mart ayında tamamlanması gereken ODA VE BORSALARIN ORGANLARININ SEÇİMLERİ,29.ocak 2013 tarihli 28543 sayılı resmi gazete'de yayınlanan 2013/4244 sayılı b.k.k. ile mayıs ayında yapılmak üzere ertelenmiştir.
Bu nedenle, son günlerde yazılı ve görsel basında yer alan ve seçimlerin ertelenmesine neden olan “NACE REV.2-KODLARI”nın ve “ODALAR MESLEK GRUPLARI”nın tespitlerine yapılan itirazların mesleğimiz ile ilgili bölümü hakkında, aşağıdaki bilgilerin sizlerle paylaşılmasında yarar görülmüştür.
Komitemizin, Aralık 2011, Mart 2012, Ekim 2012 ve Kasım 2012 tarihlerinde yaptığı aylık komite toplantılarında, aldığı kararlar çerçevesinde;
52.29.04 alt sınıfında “GÜMRÜK KOMİSYONCULARININ FAALİYETLERİ” şeklinde tanımlanan mesleğin, 2000 yılından itibaren ortadan kalkması sebebiyle, KODUN İPTALİNİN GEREKTİĞİ,
52.29.09 alt sınıfında “GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ”şeklinde tanımlanan faaliyetin ise, KISIM (H) (ulaştırma ve depolama)'da değil, KISIM (M) (mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler) başlığı altında,
69.10 hukuk faaliyetleri,
69.20 muhasebe, defter tutma ve denetim faaliyetleri, vergi danışmanlığı, sınıflarında olduğu gibi,
69.30 Gümrük Müşavirliği faaliyetleri şeklinde, sınıf açılarak ve alt sınıflarının da;
69.30.01 Gümrük Müşavirliği faaliyetleri,
69.30.02 Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği faaliyetleri
69.30.03 Gümrük Ve Dış Ticaret Danışmanlığı faaliyetlerişeklinde,
Yeniden sınıflandırılması hususu, gerekçelerimizle birlikte T.O.B.B. nezdinde girişimde bulunulması için İ.T.O. Yönetim Kuruluna sunulmuştur.
69.20 muhasebe, defter tutma ve denetim faaliyetleri, vergi danışmanlığı, sınıflarında olduğu gibi,
69.30 Gümrük Müşavirliği faaliyetleri şeklinde, sınıf açılarak ve alt sınıflarının da;
69.30.01 Gümrük Müşavirliği faaliyetleri,
69.30.02 Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği faaliyetleri
69.30.03 Gümrük Ve Dış Ticaret Danışmanlığı faaliyetlerişeklinde,
Yeniden sınıflandırılması hususu, gerekçelerimizle birlikte T.O.B.B. nezdinde girişimde bulunulması için İ.T.O. Yönetim Kuruluna sunulmuştur.
Ayrıca, konu hassasiyeti nedeni ile; 12.Ocak.2013 Cumartesi günü İTO Yönetim Kurulu başkan vekilimiz Sayın Dursun TOPÇU, Esen YAĞCI ve Bülent ONARAN’ın teşkil ettiği İTO heyetinin, Başbakanlık Dolmabahçe çalışma ofisinde, Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sayın HAYATİ YAZICI ile yaptığı toplantı da, sayın bakanımıza arz edilmiştir.
T.O.B.B.'nin web sitesinde yapılan açıklamada da görüleceği üzere, NACE kodlarına yapılan itirazların sağlıklı değerlendirilebilmesi için bu ertelemenin TOBB tarafından talep edildiğini ve ertelemenin gerçekleştiğini de dikkatlerinize sunarız.
Dolayısıyla, bu süreçte gelişmeler komitemizce, bugüne kadar olduğu gibi yakından takip edilerek, sizlere, bilgi arz etmeye devam edeceğimizi saygılarımızla duyururuz.
Dolayısıyla, bu süreçte gelişmeler komitemizce, bugüne kadar olduğu gibi yakından takip edilerek, sizlere, bilgi arz etmeye devam edeceğimizi saygılarımızla duyururuz.
İTO GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİ MESLEK KOMİTESİ
ESEN YAĞCI,
BÜLENT ONARAN,
CÜNEYT SOLAK,
SERDAR AKAR,
BURHAN KANDUR
ESEN YAĞCI,
BÜLENT ONARAN,
CÜNEYT SOLAK,
SERDAR AKAR,
BURHAN KANDUR
29 Ocak 2013 Salı
AB'nin ABD Etanolüne Uyguladığı Anti-dampinge Dair Yorumlar
ABD Ticaret Temsilciliği USTR ve ABD Yenilenebilir Yakıt Organizasyonu, 24 Ocak
2013 tarihinde AB'nin ABD etanolüne uyguladığı %9,6 anti-dampingin 5 yıl daha
devam edilmesi kararının hayal kırıklığı yarattığını açıkladılar. AB tarafı ise
ucuz ve desteklenmiş ABD etanolünün son 3 yılda AB üreticilerini zora sokarak
fiyatların düşmesine neden olduğunu savunuyorlar
ABD ve AB Arasında STA Çok Uzak Değil
Avrupa Birliği Ticaretten Sorumlu Komisyon Üyesi Karel De Gucht yaptığı
açıklamada, dünya üretiminin %50'sini oluşturacak; ABD ve AB arasında
imzalanması planlanan Serbest Ticaret Anlaşması için hazırlıkların sonuna
gelindiğini ifade etti. De Gucht Pazar günü yaptığı açıklamada müzakerelerin
"zor geçeceğini" belirtti. Karel De Gucht 5 Şubat tarihinde Washington'a bir
ziyaret düzenleyip, AB-ABD ortak raporunun son haline şekil verecek.
Karel De
Gucht?un açıklamaları her ülkenin de STA'nın imzalanmasına sıcak baktığına
işaret etmekte. De Gucht Reuters Haber Ajansı ile gerçekleştirdiği röportaj
sırasında yaptığı açıklamada, birkaç ufak noktayı tartışmak üzere Washington'a
hareket edeceğini, her iki ülkenin de büyük ölçüde aynı perspektifi
paylaştığının altını çizdi. Uzmanlar konuya ilişkin yaptıkları açıklamada,
dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında gerçekleştirilmesi planlanan 800 milyon
kişiyi kapsayan ticaret anlaşmasının milyarlarca dolarlık potansiyel taşıdığına
dikkat çekmekte.
28 Ocak 2013 Pazartesi
TOBB Odalar ve Organ Seçim Ertelemesi
|
25 Ocak 2013 Cuma
Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Oranına İlişkin Yapılan Düzenleme
19/01/2013 tarihli ve 28533 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6385 sayılı
"Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile 5510 sayılı Kanunun Prim oranları ve
Devlet katkısı başlıklı 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi 1
Eylül 2013 tarihinden geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yürürlükteki
düzenleme:
|
Yeni düzenleme (1 Eylül 2013 tarihinden
itibaren):
|
c) Kısa vadeli
sigorta kolları prim oranı,
|
"c) Kısa vadeli
sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime
esas kazancının %2'sidir. Bu primin tamamını işveren
öder. Bu oranı %1,5 oranına düşürmeye ya da %2,5
oranına artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir."
|
Yukarıdaki
tablodan da görülebileceği gibi 4/a (SSK) kapsamında sigortalı çalıştıran
işverenler ile 4/b (Bağ-Kur) kapsamındaki sigortalılar için kısa vadeli sigorta
kolları prim oranı, 1 Eylül 2013 tarihinden geçerli olmak üzere, % 2
olarak uygulanacaktır. Ayrıca yapılan bu düzenlemeye paralel olarak, 5510 sayılı
Kanunun "Kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve işkollarının ve işlerin
tehlike sınıf ve derecelerinin belirlenmesi" başlıklı 83 üncü ve "Tehlike
sınıf ve derecelerini etkileyebilecek değişiklikler" başlıklı 84 üncü
maddesi yine aynı tarihten geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.
24 Ocak 2013 Perşembe
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Taşra Teşkilatında Düzenleme Yapılması Hakkında Karar
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Taşra Teşkilatında Düzenleme Yapılması Hakkında
Karar
(25.01.2013 T. 28539
R.G.)
Karar
Sayısı : 2013/4222
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının taşra
teşkilatında düzenleme yapılması hakkındaki ekli Kararın yürürlüğe konulması;
adı geçen Bakanlığın 28/11/2012 tarihli ve 24049 sayılı yazısı üzerine,
27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanunun 17 nci maddesine göre, Bakanlar
Kurulu’nca 11/1/2013 tarihinde kararlaştırılmıştır.
11/1/2013 TARİHLİ VE 2013/4222 SAYILI
KARARNAMENİN EKİ
KARAR
MADDE
1 – (1) Gümrük
ve Ticaret Bakanlığının taşra teşkilatında ekli listede belirtilen gümrük
müdürlükleri, karşılarında gösterilen gümrük ve ticaret bölge müdürlüklerine
bağlı olarak kurulmuştur.
(2)?Adı geçen
Bakanlığın taşra teşkilatında Doğu Karadeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne
bağlı olan Erzincan ili, Doğu Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne
bağlanmıştır.
MADDE?2
– (1) Bu
Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3
– (1) Bu
Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
LİSTE
Kurulan Gümrük
İdaresinin Adı
|
Bağlandığı Bölge
Müdürlüğü
|
Iğdır Gümrük
Müdürlüğü
|
Doğu Anadolu Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürlüğü
|
Derecik Gümrük
Müdürlüğü
|
Doğu Anadolu Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürlüğü
|
Üzümlü Gümrük
Müdürlüğü
|
Doğu Anadolu Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürlüğü
|
Aktepe Gümrük
Müdürlüğü
|
İpekyolu Anadolu Gümrük
ve Ticaret Bölge Müdürlüğü
|
Gülyazı Gümrük
Müdürlüğü
|
İpekyolu Anadolu Gümrük
ve Ticaret Bölge Müdürlüğü
|
Niğde Gümrük
Müdürlüğü
|
Orta Akdeniz Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürlüğü
|
Halkalı Gar Gümrük
Müdürlüğü
|
İstanbul Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürlüğü
|
Draghi: Borç Krizinde En Kötü Dönem Geride Kaldı
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi yaptığı açıklamada Avro Bölgesi borç
krizinin en kötü döneminin geride kaldığını, geçtiğimiz yıl boyunca alınan
kararlı politikalara bağlı olarak "kara bulutların" dağılmaya başladığını ifade
etmiştir. Draghi dün geç saatlerde Frankfurt'ta gerçekleştirdiği konuşmasında
2012 yılında ciddi yol kat edildiğini ve bu sayede 2013 yılına daha emin
adımlarla başlanacağını vurguladı. Draghi açıklamasında Avro Bölgesi'nin
üzerindeki kara bulutların dağılmasında, bölge liderlerinin iyi bir parasal
birlik için; mali birlik, ekonomik birlik ve politik birliğin de var olması
gerektiğini fark etmelerinin önemli rol oynadığını ifade etti.
Draghi'nin söz konusu açıklamalarının, ECB Başkanı'nın 3 yıl boyunca bölgede süregelen borç krizi ile mücadele kapsamında önemli aşama kaydedildiğine ve bu yılsonlarına doğru bölgenin resesyondan çıkabileceğine işaret ettiği ifade edildi. Draghi buna ek olarak ECB'nin kesintisiz olarak sürdürdüğü ve piyasalara güven aşılamakta önemli rol oynayan tahvil alım programının Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı amacı ile uyumlu olduğunun ve bankanın bağımsızlığını tehdit etmediğinin altını çizdi
Draghi'nin söz konusu açıklamalarının, ECB Başkanı'nın 3 yıl boyunca bölgede süregelen borç krizi ile mücadele kapsamında önemli aşama kaydedildiğine ve bu yılsonlarına doğru bölgenin resesyondan çıkabileceğine işaret ettiği ifade edildi. Draghi buna ek olarak ECB'nin kesintisiz olarak sürdürdüğü ve piyasalara güven aşılamakta önemli rol oynayan tahvil alım programının Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı amacı ile uyumlu olduğunun ve bankanın bağımsızlığını tehdit etmediğinin altını çizdi
23 Ocak 2013 Çarşamba
Hangi Şirketlerin Bağımsız Denetime Tabi Olacağı Belirlendi
Bağımsız denetime tabi olacak
şirketlerin belirlenmesine dair 2012/4213 sayılı Karar 23 Ocak 2013 tarihli ve
28537 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. Söz konusu Karar 1 Ocak 2013
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Buna göre söz konusu Kararda
dikkat çeken hususlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
1) Kararda yer alan (I)
ve (II) sayılı listelerdeki şirketler dışında, aşağıda belirtilen 3 şarttan en
az ikisini sağlayan şirketler bağımsız denetime tabi sayılmıştır. Belirlenen
şartların karşılanıp karşılanmadığının tespitinde, bağlı ortaklık ve
iştirakleri bulunan şirketler açısından, varsa grup içi işlemler yok
edildikten sonra, kalan kalemler itibariyle finansal tablo toplamlarının dikkate
alınması öngörülmüştür. Bu toplama yapılırken hesaplamaya katılacak iştirake
ait tutarlar, iştirak oranı gözetilerek dikkate alınacaktır.
a) Aktif toplamı 150
milyon ve üstü Türk Lirası
b) Yıllık net satış hasılatı
200 milyon ve üstü Türk Lirası
c) Çalışan sayısı 500
ve üstü
2) Şartların karşılanıp
karşılanmadığına karar vermek için;
- Finansal tablolar açısından 2011 ve 2012 finansal tabloları,
- Çalışan sayısı bakımından ise 2011 ve 2012 yıllarındaki ortalama çalışan sayısı
dikkate alınacaktır.
Şartlar
sağlanmış ise 2013 başından itibaren bağımsız denetim kapsamına
girilmektedir. Bu kapsama giren firmaların ivedilikle Bağımsız denetçilerini
belirlemelerinde fayda vardır.
3)
Bağımsız denetim kapsamına alınmak için yukarıdaki ölçütlerin art arda
iki hesap döneminde aşılması beklenmektedir. Örneğin bu hadlerden iki tanesi
2012 de aşılmış ancak 2011 de aşılmamış ise bağımsız denetime geçiş
başlamamaktadır. Kapsama girmiş şirketlerin kapsamdan çıkmaları içinse, ya
art arda iki yıl boyunca bu ölçütlerden en az ikisinin altına
düşmeleri ya da sadece bir yıl düşmekle birlikte bu düşüşün en az
%20 ve daha fazla olması gerekmektedir.
4) Ayrıca
yukarıda belirtilen hadler (II) Sayılı listede sayılan şirketler için aşağıdaki
şekilde olacaktır.
· Sermayesinin en az % 25'i kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarına, sendikalara, derneklere, vakıflara,
kooperatiflere ve bunların üst kuruluşlarına doğrudan veya dolaylı olarak ait
olan şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar.
a) Aktif toplamı
40 milyon ve üstü Türk Lirası.
b) Yıllık net
satış hasılatı 50 milyon ve üstü Türk Lirası.
c) Çalışan
sayısı 125 ve üstü.
· Yurt çapında günlük olarak gazete yayımlayan
şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar.
a) Aktif toplamı
50 milyon ve üstü Türk Lirası.
b) Yıllık net
satış hasılatı 75 milyon ve üstü Türk Lirası.
c) Çalışan
sayısı 175 ve üstü.
· Kaynak tahsisi içermeyen yetkilendirme sahibi
şirketler ile çağrı merkezi şirketleri hariç olmak üzere, Elektronik İmza
Kanunu, Elektronik Haberleşme Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1525
inci maddesi kapsamında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu denetimine tabi
olan şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar.
a) Aktif toplamı
75 milyon ve üstü Türk Lirası.
b) Yıllık net
satış hasılatı 100 milyon ve üstü Türk Lirası.
c) Çalışan
sayısı 250 ve üstü.
· Elektrik Piyasası Kanunu, Doğalgaz Piyasası
Kanunu, Petrol Piyasası Kanunu ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu düzenlemelerine tabi olarak faaliyet gösteren
lisans, sertifika veya yetki belgesi sahibi şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten
en az ikisini sağlayanlar.
a) Aktif toplamı
75 milyon ve üstü Türk Lirası.
b) Yıllık net
satış hasılatı 100 milyon ve üstü Türk Lirası.
c) Çalışan
sayısı 250 ve üstü.
· Sermaye piyasası araçları bir borsada ve/veya
teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem görmeyen ancak Sermaye Piyasası Kanunu
kapsamında halka açık sayılan şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini
sağlayanlar.
a) Aktif toplamı
15 milyon ve üstü Türk Lirası.
b) Yıllık net
satış hasılatı 20 milyon ve üstü Türk Lirası.
c) Çalışan
sayısı 50 ve üstü.
· Gayri faal olan veya faaliyetleri geçici olarak
durdurulan veya iptal edilmiş olan (gerekli ana sözleşme değişiklikleri ve
benzeri prosedür işlemleri henüz gerçekleştirilmemiş olanlar dahil) iştirak ve
şirketler hariç olmak üzere, Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonunun iştirakleri
ile mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu
kapsamında Fon tarafından denetimi ve yönetimi devralınan şirketlerden aşağıdaki
üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar.
a) Aktif toplamı
150 milyon ve üstü Türk Lirası.
b) Yıllık net
satış hasılatı 200 milyon ve üstü Türk Lirası.
c) Çalışan
sayısı 500 ve üstü.
· Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsleri ve
bağlı ortaklıkları ile sermayesinin en az % 50'si belediyelere ait olan
şirketlerden aşağıdaki üç ölçütten en az ikisini sağlayanlar.
a) Aktif toplamı
40 milyon ve üstü Türk Lirası.
b) Yıllık net
satış hasılatı 50 milyon ve üstü Türk Lirası.
c) Çalışan
sayısı 125 ve üstü.
5) (I)
sayılı liste kapsamında aşağıda yer alan şirketler bağımsız denetime
tabidir.
1) Sermaye
Piyasası Kanunu uyarınca Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi
şirketlerden;
a) Yatırım
kuruluşları,
b) Kolektif
yatırım kuruluşları,
c) Portföy
yönetim şirketleri,
ç) İpotek
finansmanı kuruluşları,
d) Varlık
kiralama şirketleri,
e) Merkezi takas
kuruluşları,
f) Merkezi
saklama kuruluşları,
g) Veri depolama
kuruluşları,
ğ)
Derecelendirme kuruluşları,
h) Değerleme
kuruluşları,
ı) Sermaye
piyasası araçları bir borsada ve/veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem
gören anonim şirketler.
2) 19/10/2005
tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumunun düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden;
a) Bankalar,
b)
Derecelendirme kuruluşları,
c) Finansal
holding şirketleri,
ç) Finansal
kiralama şirketleri,
d) Faktoring
şirketleri,
e) Finansman
şirketleri,
f) Varlık
yönetim şirketleri,
g) Finansal
holding şirketleri üzerinde 5411 sayılı Kanunda tanımlandığı şekliyle nitelikli
paya sahip olan şirketler.
3) 3/6/2007
tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu kapsamında faaliyet
göstermekte olan sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri.
4) İstanbul
Altın Borsasında üye olarak faaliyet göstermesine izin verilen yetkili
müesseseler, kıymetli madenler aracı kurumları, kıymetli maden üretimi veya
ticareti ile iştigal eden anonim şirketler.
5) 10/2/2005
tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu hükümleri
uyarınca anonim şirket halinde kurulan tarım ürünleri lisanslı depo şirketleri
ile 11/8/1982 tarihli ve 2699 sayılı Umumi Mağazalar Kanunu hükümleri uyarınca
anonim şirket şeklinde kurulan şirketler.
6) Ulusal
karasal, uydu ve kablolu televizyon sahibi medya hizmet sağlayıcı şirketler
Dünya Çelik Endüstrisinde Kapasite Fazlalığı
Ernst & Young analistlerine göre, global seviyedeki kapasite fazlalığı 2013 yılında da dünya çelik endüstrisinin önündeki en büyük problemlerden birisi olmaya devam edecek. Analistlere göre, üretim fazlalığı endüstri üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek, bu durum çelik üreticilerini maliyet azaltma programlarına ve sermaye yönetiminde stratejik incelemeye yöneltecek ve global piyasa yapısının yeniden şekillenmesine neden olacak.
Kapasite fazlalığının giderilmesi yönündeki gayretlere rağmen, kapasite kullanım oranlarında elde edilen artışların gözardı edilebilecek kadar küçük olduğunu, Çin Hükümeti'nin de, bir plân kapsamında, eski ve küçük çelik tesislerini kapatmayı hedeflediğini belirten analistlerin, "Çin'de yaklaşık 2000 çelik üreticisi firma bulunuyor. Bu tesisler son derece küçük ve çevre açısından verimli değil. Hükümet endüstriyi 12 büyük çelik üreticisi üzerinde birleştirmek istiyor.
Çelik tüketiminin gerileme eğiliminde olduğu tek bölge olan Avrupa'da, kapasite fazlalığının etkileri daha net gözleniyor. Ancak politik müdahale endişesi, bölgede kapasite fazlalığı sorununun çözümünü geciktirebilir" dedikleri kaydediliyor. Çelik üreticilerinin bir kısmının, dalgalı hammadde piyasalarından daha az etkilenmek amacıyla, dikey entegrasyona ağırlık verdiklerini, önümüzdeki dönemde, çelik üreticilerinin dikey entegrasyonun değerini daha iyi ölçmeleri, üretim tesislerini tüketicilere daha yakın noktalara taşımaları ve uzun vadeli satış kontratları yapmaları gerektiğini belirten analistlerin, 2014-2015 yıllarına kadar, çelik sektöründeki kârlılığın eski seviyelerine dönmeyeceğini, bu durumun da, çelik sektöründe maliyetlerin azaltılmasına yönelik arayışların devam edeceğini ortaya koyduğunu söyledikleri ifade ediliyor.
"Enerjinin Geleceği" Raporu
Deloitte, "Enerjinin Geleceği: Teknoloji, Arz-Talep ve Enerji Jeopolitiğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?" başlıklı bir rapor yayımladı. 19. yüzyıldan bu yana insanoğlunun 1 trilyon varil petrol ürettiği belirtilen raporda, ileri teknoloji araçlarla yapılacak keşiflerle yaklaşık 4 trilyon varil daha petrole ulaşılabileceği ifade ediliyor.
Ayrıca, 2040 yılında, petrol ve diğer akaryakıtların, dünyanın en büyük enerji kaynağı olacağı ve toplam talebin 1/3?ünü karşılamaya devam edeceği öngörülüyor. Yenilenebilir ve alternatif enerjinin de günümüzde giderek popüler hale geldiği vurgulanan raporda, yenilenebilir enerjinin 2015 yılında 800 milyar dolar büyüklüğe sahip olacağı ve dünya elektrik tüketiminin %17'sini karşılayacağı tahmin ediliyor. Raporda ayrıca, teknolojik gelişmelerin ekonomik, çevresel ve jeopolitik olarak önemi vurgulanırken, daha önemlisinin ise yeni aktörler ile yeni enerji oyunlarına giriş olduğu vurgulanıyor.
Büyük Oyun 2.0'de, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin yanı sıra yeni birer süper güç olarak Brezilya, Kanada ve Rusya'nın da adı geçiyor. Filipinler, Arjantin, Angola, Surinam ve Polonya ise enerji arenasında gelişmekte olan ülkeler arasında yer alıyor. Diğer taraftan, Amerika Birleşik Devletleri'nin kaya gazından elde ettiği gazın, ülkedeki toplam gaz üretimindeki yerinin 2001'de % 2 seviyesindeyken günümüzde %30'a ulaşmış olduğu aktarılan raporda, arzın artmasıyla fiyatlarda düşme yaşandığı, gittikçe azalan fiyatların tek sebebinin ise, kaya gazı üretiminde son yıllarda kullanımı artan ileri teknolojiye sahip yöntemler olduğu belirtiliyor.
Öte yandan, Meksika Körfezi'nin derin sularından çıkarılan petrolle birlikte, 2008'den bu yana Amerika'nın petrol üretiminin %12 oranında yükseldiği belirtiliyor
22 Ocak 2013 Salı
Japonya Para Politikasında Önemli Değişikliklere Gidiyor
Japonya para politikasında devrim niteliğinde değişiklikler yapmaya
hazırlanıyor. Dünya'nın en büyük 3.ekonomisi Japonya, ekonomisini desteklemek
için Merkez Bankası ile güçlerini birleştirmenin yollarını arıyor. Yarın
sonlanacak olan para politikası toplantısında ekonomiyi son 5 yıldaki 3.
resesyonundan çıkarmak için bir yandan varlık alım programı genişletilirken,
diğer yandan da program koşularında bazı değişiklikler yapılması bekleniyor.
BOJ
toplantısının aynı zamanda Japonya'yı son 20 yıldır ablukası altına almış olan
deflasyonu sonlandırmak için Merkez Bankası ve Başbakan Shinzo Abe'nin yeni
hükümeti arasında bir anlaşmaya işaret edeceği tahmin ediliyor. Japonya Merkez
Bankası enflasyon hedefini yüzde 1'den yüzde 2'ye çıkararak gelişmiş ülkeler
seviyesine çekerken, Tokyo Hükümeti de ekonomik büyüme potansiyelini
destekleyeceği adımlar atmaya hazırlanıyor.
21 Ocak 2013 Pazartesi
Korunma Önlemi Soruşturması hk.
T.C. Ekonomi Bakanlığı'ndan alınan yazıda, Rusya Federasyonu, Kazakistan ve Beyaz Rusya tarafından oluşturulan Ortak Ekonomik Alan (Gümrük Birliği) adına Avrasya Ekonomi Komisyonu tarafından 8433.51.00.01, 8433.51.00.09, 8433.90.00.00 nolu GTİP'lerde yer alan ürünler ithalatına karşı başlatılan korunma önlemi soruşturması kapsamında %27,5 oranında bir geçici vergi uygulanması kararı alındığı ifade edilmekte olup, önleme dair Rusya Federasyonu tarafından DTÖ'ye yapılan bildirimin örneği ekte sunulmaktadır.
20 Ocak 2013 Pazar
Hindistan Ham Yenilebilir Yağlara %2,5 İthalat Vergisi Getirdi
Hindistan Hükümeti ülkenin tarım sektörünü korumak amacıyla, ham yenilebilir yağlara %2,5 ithalat vergisi getirdi, ancak perakende fiyatlarda bir tırmanış yaşanabileceği endişesiyle rafine yenilebilir yağların ithalat vergileri değiştirilmedi. Değişiklik öncesinde ham yenilebilir yağların gümrük vergisi %0, rafine yağların vergisi ise %7,5 idi.
Hindistan yenilebilir yağ ihtiyacının yaklaşık yarısını ithalat yoluyla karşılamaktadır. 2011-2012 yağ sezonunda (Kasım-Ekim aylarını kapsar) bitkisel yağ ithalatı (hem yenilebilir hem de diğer bitkisel yağlar) tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmış ve 10,19 milyon ton olmuştur. Cari yağ sezonunun ilk iki ayında (Kasım-Aralık 2012) ithalat %5 artmıştır.
Tarım Bakanlığı, başta Andra Pradesh Eyaletindekiler olmak üzere palmiye yetiştiricilerini korumak için ham yenilebilir yağların gümrük vergilerinin arttırılmasını teklif etmiştir. Bakanlık ham yenilebilir yağların ithalat vergisinin %7,5, rafine yağların vergisinin %15 olmasını talep etmiştir. Ancak Maliye Bakanlığı’nın böyle yüksek bir artışın enflasyonu yükselteceğini belirtmesiyle gümrük vergisi oranları daha düşük tutulmuştur.
18 Ocak 2013 Cuma
ABD Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS)
ABD Ticaret Temsilciliği (USTR) tarafından, 28 Aralık 2012
tarihli ABD Resmi Gazete vasıtasıyla, ABD Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi
(GTS)'nin 2012 yılı gözden geçirme süreci kapsamında "GTS listesine dahil
edilmesi talep edilen yeni ürün başvuruları” ile ilgili bir duyuru
yapıldığı,
İnceleme talebi kabul edilen ve aşağıdaki linkte yer alan
ürünlerin, 2012 yılı gözden geçirme süreci sonucunda GTS listesine dahil edilme kararının alınması
halinde 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren, aralarında ülkemizin de yer
aldığı GTS'den yararlanan tüm ülkeler için gümrüksüz olarak ABD'ye ihraç
edilmesinin önünün açılmış olacağı
bildirilmektedir.
Not:
Bahse konu ürünlere ilişkin bilgilere aşağıdaki adresten
ulaşılabilmektedir:
http://www.ustr.gov/sites/default/files/Petitions%20Accepted%202012%20GSP%20Review.pdf
http://www.ustr.gov/sites/default/files/Petitions%20Accepted%202012%20GSP%20Review.pdf
Lamy, Ticarette Katma Değer Çalışmalarının Önemine Dikkat Çekti
Dünya Ticaret Örgütü Genel Direktörü Pascal Lamy; OECD ve DTÖ bünyesinde sürdürülmekte olan "Ticarette Katma Değer" çalışmalarının önemine dikkat çekerek, bu alandaki veri ölçme girişimlerinin uzun vadeli işbirlikleri ve konuyla ilgili tüm paydaşların sonraki çalışmaları için bir kilometre taşı niteliğinde olduğunu söyledi. Lamy ayrıca, bahse konu katma değer çalışmalarının giderek önem kazanmakta olan hizmet ticareti, karşılıklı dış ticaret dengeleri ve rekabetçi ihracat işlemleri için de ayrı ayrı öneme sahip olduğunun altını çizdi.
Kaynak : World Trade Organization, 16.01.13
Kaynak : World Trade Organization, 16.01.13
17 Ocak 2013 Perşembe
Kanada (Canada)Genelleştirişmiş Tercihler Sistemi (GTS)'nin
Genelleştirişmiş Tercihler Sistemi (GTS)'nin; gelişmiş ülkeler
tarafından, gelişmekte olan ülkelerin ihraç mallarına gümrükten muaf ya da
indirimli oranlar uygulanması suretiyle gelişmekte olan ülke ürünlerinin
gelişmiş ülke pazarlarında rekabet gücü kazandırılmasını amaçlayan bir sistem
olduğu; söz konusu uygulamanın ana amacının ise gelişmekte olan ülkelerin
ihracat gelirlerini artırmak, sanayileşmelerini teşvik etmek ve ekonomik
büyümelerini hızlandırmak olduğundan bahisle,
Ülkemiz menşeli ürünlerin bu imkandan yararlanabildiği ülkeler
arasında Kanada'nın da bulunduğu; Kanada'nın, 1974 yılından bu yana aralarında
Türkiye'nin de bulunduğu 175 ülkeyi bu uygulamadan yararlandırmakta olduğu,
Bu defa; Ottova Ticaret Müşavirliği yazısına atfen Ekonomi
Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü'nün konuya ilişkin yazısına atıfla; Kanada'nın
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi'nden (GTS/GPT) aralarında Türkiye'nin de
bulunduğu bir kısım ülkeyi 30 Haziran 2014 tarihi itibariyle mezun edilmesine
neden olacak mevzuat değişikliği önerisinin, ilgili tarafların görüşüne
açıldığı,
Bir örneğine www.gazette.gc.ca/rp-pr/p1/2012/2012-12-22/html/notice-avis-eng.html#d109
adresinde yer alan internet sayfasından ulaşılabilen söz konusu değişiklik
önerisine göre iki yıl arka arkaya;
- Dünya Bankası sınıflandırmasına göre "üst orta gelir
grubunda” yer alan veya
- DTÖ rakamlarına göre dünya ithalatında %1 ve üzerinde pay
sahibi olan ülkelerin
sistemin dışına çıkartılmakta olduğu,
Önerinin yasalaşması halinde Türkiye'nin yukarıda belirtilen 1.
kriter nedeniyle sistem dışına kalma olasılığı ile karşı karşıya bulunduğu;
ülkemizin söz konusu sistemden çıkartılmasının, son yıllarda artış trendine
girdiği görülen Kanada'ya ihracatımız üzerinde olumsuz yansımalarının olacağının
düşünüldüğü,
Ayrıca; söz konusu değişiklik önerisi incelendiğinde "ilgili
tarafların” olabilecek görüşlerini 15 Şubat 2013 tarihine kadar iletişim
bilgileri verilen birime sunmalarının mümkün olduğunun da görüldüğü
bildirilmektedir.
7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile Yapılan Açıklamalar
7 Seri No.lu Kurumlar Vergisi
Genel Tebliği 31.12.2012 tarih ve 28514 (4. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanmıştır.
Söz konusu Tebliğ ile
31/5/2012 tarih ve 6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan
değişikliklerin uygulanması ile tereddüt edilen bazı hususlara ilişkin
açıklamalara yer verilmiş ve 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde
ilgili bölümler itibarıyla değişiklikler yapılmıştır.
1. İştirak
Kazançları İstisnası
6322 sayılı Kanunun 34 üncü
maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun İstisnalar başlıklı 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yapılan değişiklikle, girişimciliğin
geliştirilmesi amacıyla kurumların; tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi
yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse
senetlerinden elde ettikleri kar payları kurumlar vergisinden istisna
edilmiştir.
Yapılan düzenlemeye ilişkin olarak bu Tebliğ ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğin "5.1. İştirak kazançları istisnası" başlıklı bölümün ikinci ve son paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Eski
düzenleme:
|
Yeni
düzenleme:
|
Buna göre
kurumların;
1) Tam
mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılmaları
2) Tam
mükellefiyete tabi başka bir kurumun karına katılma imkanı veren kurucu
senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kar
payları
kurumlar
vergisinden istisna edilmiştir."
|
"Buna göre
kurumların;
1) Tam
mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri
kazançlar,
2) Tam
mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkanı veren kurucu
senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr
payları,
3) Tam mükellefiyete tabi
girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım
ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları
kurumlar vergisinden
istisna edilmiştir.
Ancak, diğer fon ve
yatırım ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kâr
payları bu istisnadan yararlanamaz.
Tam mükellefiyete tabi girişim
sermayesi yatırım fonu ve ortaklıklarının katılma payları ile hisse
senetlerinden elde edilen kâr payları, 6322 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle
Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe
girdiği 1/1/2013 tarihinden itibaren uygulanmak üzere kurumlar vergisinden
istisna edilmektedir."
|
"Öte yandan
|
"Öte
yandan, tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi
yatırım fonu ve ortaklıklarının katılma payları ile hisse senetlerinden elde
edilen kâr payları hariç olmak üzere diğer fon ve
yatırım ortaklıklarının katılma payları
ve hisse senetlerinden elde edilen kâr payları
iştirak kazancı istisnasından
yararlanamayacaktır."
|
2.
Girişim Sermayesi Fonu
Aynı Kanunun 36
ncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun Diğer İndirimler başlıklı 10
uncu maddesinde yapılan değişiklikle, girişimciliğin teşvik edilmesi amacıyla
Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak olan, gelişme potansiyeli taşıyan ve kaynak
ihtiyacı içerisinde olan girişimci şirketlere kaynak tahsis eden girişim
sermayesi yatırım fon veya ortaklıklarına sermaye koyan işletmeler için yeni bir
teşvik getirilmiştir.
Buna göre, Vergi
Usul Kanununa eklenen 325/A maddesiyle kurumlar vergisi mükelleflerine, girişim
sermayesi fonu olarak ayrılan tutarın, beyan edilen gelirin % 10’unu aşmayan
kısmının kurum kazancından indirimine olanak sağlanmıştır.
Yapılan
düzenlemeye ilişkin olarak bu Tebliğ ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğine "10.4. Girişim sermayesi fonu” başlıklı bölüm ve bu bölüme ait
alt bölümler eklenmiştir.
Tebliğde girişim
sermayesi fonunun indirim konusu yapılabilmesi için;
-
İlgili yılda ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin %10'unu, toplam fon tutarının ise öz sermayenin %20'sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.),
-
Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,
-
Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi
gerektiği
belirtilmiştir.
Ayrıca
Tebliğde;
-
İndirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutarın [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler - geçmiş yıl zararları - tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacağı,
-
Geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılmasının mümkün olmadığı,
-
Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların mükelleflerce pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerektiği,
-
Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların;
-
Amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi,
-
İşletmeden çekilmesi,
-
Ortaklara dağıtılması,
-
Dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması,
-
Mükelleflerce işin terki,
-
İşletmenin tasfiyesi, devredilmesi veya bölünmesi,
-
Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden kullanılmaması
-
hallerinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu
dönemde diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi tutulması
gerekmekte olduğu, dolayısıyla, bu fon tutarları, beyan edildiği döneme ilişkin
dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar ile
ilişkilendirilmeksizin vergilendirileceği
açıklanmıştır.
2.
Yabancı Fon Kazançlarının Vergilendirilmesi
Aynı Kanunun 35
inci maddesi ile yabancı fonların ülkemizden yönetimini teşvik etmek amacıyla,
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun İstisnalar başlıklı 5 inci maddesinden sonra
gelmek üzere “Yabancı fon kazançlarının vergilendirilmesi” başlıklı 5/A
maddesi eklenmiştir. Buna göre yabancı fonların, Sermaye Piyasası Kurulunca
verilen portföy yöneticiliği yetki belgesine sahip tam mükellef şirketler
aracılığıyla, organize bir borsada işlem görsün veya görmesin her türlü menkul
kıymet ve sermaye piyasası aracı, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi, varant,
döviz, emtiaya dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi, kredi ve benzeri
finansal varlıklar ve kıymetli maden borsalarında yapılan emtia işlemlerinden
elde ettikleri kazançları nedeniyle, maddede belirtilen şartların birlikte
gerçekleşmesi halinde, portföy yöneticiliği yapan şirketler; söz konusu fonlar
için daimi temsilci, bunların iş yerleri de bu fonların işyeri veya iş merkezi
olarak sayılmayacaktır. Bu kazançlar için beyanname verilmeyecek, diğer
kazançlar nedeniyle beyanname verilmesi halinde bu kazançlar beyannameye dahil
edilmeyecektir.
Yapılan
düzenlemeye ilişkin olarak bu Tebliğ ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğine “5.13. Yabancı fon kazançlarının ve bu fonların portföy
yöneticiliğini yapan şirketlerin vergisel durumu” başlıklı bölüm ve bu
bölüme ait alt bölümler eklenmiştir.
Tebliğde,
portföy yöneticisi şirketlerin, bu fonların daimi temsilcisi, iş yerlerinin de
fonların iş yeri veya iş merkezi olarak kabul edilmemesi için aşağıda sayılan
şartların birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir.
Söz konusu
şartların gerçekleşmemesi halinde, yabancı fonların kazançları genel hükümlere
göre vergilendirilecek ve duruma göre portföy yöneticisi şirketler yabancı fonun
daimi temsilcisi, bunların iş yerleri de bu fonların iş yeri veya iş merkezi
olarak değerlendirilebilecektir.
-
Portföy yöneticisi şirketin fon adına yaptığı işlemlerin, portföy yönetimi kapsamında mutat olarak yürüttüğü faaliyetlerden olması,
-
Portföy yöneticisi şirketin, ticari, hukuki ve finansal özellikleri dikkate alındığında, yabancı fon ile arasındaki ilişkinin, emsallere uygun koşullarda birbirlerinden bağımsız olarak faaliyet gösteren kişilerdeki gibi olması,
-
Portföy yöneticisi şirket tarafından, verilen hizmet karşılığında emsallere uygun bedel alınması ve transfer fiyatlandırması raporunun kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına verilmesi,
-
Portföy yöneticisi şirket ve ilişkili olduğu kişilerin yabancı fonun kazançları üzerinde, sağladığı hizmet mukabilinde her ne ad altında olursa olsun hesaplanan bedeller düşüldükten sonra, doğrudan veya dolaylı olarak %20'den fazla hak sahibi olmaması
gerekmektedir.
Yukarıda
belirtilen şartları birlikte sağlamak kaydıyla portföy yöneticisi şirketin
yabancı fondaki pay sahipliğinden doğan kazançları kurumlar vergisinden müstesna
olacaktır.
Diğer taraftan
konuya ilişkin olarak aşağıdaki hususların dikkate alınması faydalı
olacaktır:
-
Yabancı fon tarafından portföy yöneticisi şirkete yapılan yönetim ücreti, teşvik, prim, performans ücreti gibi ödemeler ise her halükârda kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilecektir.
-
Portföy yöneticisi şirket ve ilişkili olduğu kişilerin yabancı fonun kazançları üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak %20'den daha fazla hak sahibi olması halinde ise istisnadan faydalanılması mümkün olmayıp, %20'lik hak sahipliğine isabet eden kazançlar da dahil ilgili fondan elde edilen kazançların tamamı genel hükümlere göre vergilendirilecektir.
-
Portföy yöneticisi şirketin yabancı fondaki pay sahipliğinden doğan kazançları hariç olmak üzere; fonun katılımcı ve kurucuları arasında doğrudan veya dolaylı olarak tam mükellef gerçek kişi veya kurumların kazanç payının %5'i geçmesi durumunda, tam mükellef gerçek kişi veya kurum kurucu veya katılımcılarının tamamının portföy yöneticisi şirket tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesi gerekmektedir.
3.
Türkiye'den Yurtdışı Mukimi Kişi ve Kurumlara Verilen Hizmetler
Aynı Kanunun 36
ncı maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun Diğer İndirimler başlıklı 10
uncu maddesine eklenen (ğ) bendiyle; 15/6/2012 tarihinden itibaren uygulanmak
üzere Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt
dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan
mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma,
çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet
işletmeleriyle ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık
alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren
işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50'sinin
beyan edilen kurum kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yapılan
düzenlemeye ilişkin olarak, bu Tebliğ ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğine “10.5. Türkiye'den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen
hizmetler” alt başlığı eklenmiştir.
Buna göre;
-
İlgili şirketler tarafından elde edilen kazancın %50'sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebilmesi için bu kazancın; mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetlerinden elde edilmiş olması gerekmektedir.
-
İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetlerinin yer alması gerekecektir. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilecektir.
-
Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti ile Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin Türkiye'de yerleşmiş olan kişilere de hizmet vermesi indirimden faydalanmaya engel teşkil etmeyecek olup, Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın %50'sine indirim uygulanacaktır.
-
Sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin elde ettiği kazançlara indirim uygulanabilmesi için Sağlık Bakanlığından alınan ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunulması zorunlu kılınmıştır. Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları gerekmektedir.
-
Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış olmak şartıyla sağlık turizmi ile uğraşan işletmelerin de indirimden faydalanması mümkün olacaktır.
-
Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetlerinin, Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekecektir.
-
Yukarıda belirtilen hizmetlerin fiilen verilmesi gerekmekte olup, bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır.
-
Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek faturanın, yukarıda özellikleri açıklanan yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi gerekecektir.
-
Sağlık alanında faaliyette bulunan şirketlerin ülkemiz ile ikili sosyal güvenlik anlaşması bulunan ülkelerde yerleşik olanlara verdikleri hizmetin bedelinin ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili ülke kurumlarından tahsil edilmesi nedeniyle, hizmet bedeli karşılığı faturanın Sosyal Güvenlik Kurumuna düzenlenmesi durumunda da indirimden faydalanılabilecektir.
-
Verilen hizmetten yurt dışında yararlanılmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir.
-
Bu hizmetler, fiziki olarak Türkiye'de verilmekle birlikte yararlanıcısının Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişiler olması gerekmektedir.
-
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın %50'si, kurumlar vergisi beyannamesinin "Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisna ve İndirimler" bölümünde gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılabilecektir. Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar izleyen dönemlere devredilemeyecektir. Faaliyet sonucunun zararlı olması halinde ise indirim söz konusu olmayacaktır.
-
Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri ile ilgili olarak indirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen kazancın, kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekecektir.
-
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, indirim uygulanacak kazanca ilişkin hasılat, gider ve maliyet unsurları ayrı olarak tespit edilecektir.
-
Gider ve maliyet unsurlarının ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olmadığı hallerde ise müşterek genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan hasılatın toplam hasılata oranı esas alınarak dağıtılacaktır.
-
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsamda değerlendirilmeyen faaliyetlerde müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanları, bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtılacaktır. Hangi işte ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin amortismanlar ise, müşterek genel giderlerle birlikte dağıtıma tabi tutulacaktır.
-
İlgili şirketlerin esas faaliyet konusu dışındaki işlemlerden elde ettikleri gelirler ile olağandışı gelirleri indirim kapsamında değerlendirilmeyecektir. Dolayısıyla, nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, kasadaki dövizlerin değerlemesinden kaynaklanan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.
5. Avans Kâr Payı
Dağıtımı
Aynı Tebliğ ile
1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "15.6.6. Avans kâr payı dağıtımı"
başlıklı bölümün dördüncü paragrafının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Eski
düzenleme:
|
Yeni
düzenleme:
|
Ancak, hesap
dönemi itibarıyla zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan
kârdan düşük çıkması halinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç
dağıtımı hükümleri uygulanacaktır.
|
"Ancak, hesap dönemi itibarıyla zarar doğması veya safi kazancın
avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük çıkması halinde, ilgili mevzuatına
göre geri çağrılan tutarlara transfer
fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri
uygulanacaktır."
|
Yukarıda yer verilen düzenleme ile avans kâr payı dağıtımında sadece “geri çağırılan tutarlara” transfer fiyatlandırması hükümlerinin uygulanacağı vurgulanmaktadır.
6.
Şans Oyunlarını Düzenleyenler Tarafından Bunların Bayilerine veya
Aracılarına Ödenen Komisyon, Prim ve Benzeri Ödemeler Üzerinden Yapılacak Vergi
Kesintisi
Aynı Kanunun 38
inci maddesi ile 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve
Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunda tanımlanan şans oyunlarına ilişkin
olarak; bilet, kupon ve benzerlerini satanlara, düzenlenen her türlü bahis ve
şans oyunlarının oynatılmasına aracılık edenlere, diğer kişilerce çıkartılan bu
nitelikteki biletleri satanlara yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemeler
üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması; ayrıca tevkif edilen vergilerin
geçici vergi dahil kurumlar vergisinden mahsup edilmesinin mümkün olmayacağı
hüküm altına alınmıştır.
Yapılan
düzenlemeye ilişkin olarak bu Tebliğ ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğine "15.3.7. Repo gelirleri" başlıklı bölümden sonra gelmek üzere
aşağıdaki bölüm eklenmiş ve sonraki bölüm numaraları buna göre teselsül
ettirilmiştir.
"15.3.8. Şans
oyunlarını düzenleyenler tarafından bunların bayilerine veya aracılarına ödenen
komisyon, prim ve benzeri ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi
Başbayiler hariç
olmak üzere 5602 sayılı Kanunda tanımlanan şans oyunlarına ilişkin bilet, kupon
ve benzerlerini satanlara, düzenlenen her türlü bahis ve şans oyunlarının
oynatılmasına aracılık edenlere ve diğer kişilerce çıkartılan bu nitelikteki
biletleri satanlara yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemeler üzerinden
Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
uyarınca vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Söz konusu
kesinti oranı 6/6/2012 tarihli ve 2012/3322 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
1/7/2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere %15 olarak belirlenmiştir."
2.
Bağış ve Yardımlar
Aynı Kanunun 36.
maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun Diğer İndirimler başlıklı 10 uncu
maddesinde yapılan düzenlemeyle iktisadi işletmeleri hariç olmak üzere, Türkiye
Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar ile mülki
idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve
Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin
yapımına yönelik olarak yapılan ayni ve nakdi bağış ve yardımların, gelir
vergisi matrahından indirimine olanak sağlanmıştır.
Yapılan
düzenlemeye ilişkin olarak bu Tebliğ ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğinde aşağıda yer alan değişiklikler yapılmıştır.
-
"10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesislerine ilişkin bağış ve yardımlar" başlıklı bölümün başlığı "10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve yardımlar", bu bölümde ve alt bölümlerde geçen "rehabilitasyon merkezi" ile "rehabilitasyon merkezlerinin" ibareleri, "rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin" şeklinde değiştirilmiş, bölümün birinci paragrafının ilk cümlesinde yer alan "Eğitim, sağlık ve bakım hizmetlerini" ifadesi, "Eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri ile dini hizmetleri" şeklinde değiştirilmiştir.
-
"10.3.2.2.2. Kapsama dahil olan bağış ve yardımlar" başlıklı bölümün birinci paragrafında yer alan "Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtlarının faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve yardım," ifadesi, "Mevcut tesislerin faaliyetlerine devam etmelerini sağlamak amacıyla yapılan bağış ve yardım," şeklinde değiştirilmiş ve bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.
"Düzenlemedeki "ibadethane" ve "yaygın din eğitimi verilen tesis" ifadelerinden de Diyanet İşleri Başkanlığınca ibadethane sayılan yerler ile Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi olan ve din eğitimi verilen tesislerin anlaşılması gerekmektedir.
Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin umuma açık olması, inşasının mülki idare amirlerinin iznine istinaden gerçekleştirilmesi, inşa ve faaliyetine devam etmesi için yapılan bağış ve yardımların da yine mülki idare amirlerinin denetiminde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yaygın din eğitimi verilen tesisler için yapılan harcamaların da Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatınca denetlenmesi gerektiği tabiidir."
-
"10.3.2.2.4. Bağış ve yardımın belgelendirilmesi" başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.
"Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere yapılan bağışlar, anılan kurumlardan alınan makbuzlara veya bunlar tarafından bankalarda açılan hesaplara yatırıldığına ilişkin alınan banka dekontlarına istinaden kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.
Ancak, bunlar dışındaki diğer dernek veya vakıflara bu amaçla yapılan bağış ve yardımların ise; mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla gerekli harcamaları finanse etmek üzere bağış ve yardım toplama amacıyla bir organizasyon oluşturulması ve bu hususta mülki idare amirleri ile bir protokol yapılması, nakdi olarak yapılacak bağış ve yardımlar için sadece protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere bir hesap açılması ve yapılan bağış ve yardımların bu hesaba yatırılması, ayni olarak yapılan bağış ve yardımların protokol kapsamındaki işte kullanılmak üzere şartlı olarak makbuz karşılığında yapılması, banka dekontu ile makbuzda hangi amaçla yapıldığına ilişkin bir açıklamanın yer alması, yapılan bağış ve yardımların, sadece yapılacak o işle ilgili olarak mülki idare amirleri gözetim ve denetimi altında kullanılması şartlarıyla, tamamının kurum kazancından indirim konusu yapılabilmesi mümkün olacaktır." -
"10.3.2.5. Türkiye Kızılay Derneğine yapılan bağış veya yardımlar" başlıklı bölüm başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Eski
düzenleme:
|
Yeni
düzenleme:
|
10.3.2.5. Türkiye
Kızılay Derneğine yapılan bağış veya
yardımlar
5904 sayılı
Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen
ve 3⁄7⁄2009 tarihinden
Anılan
Diğer taraftan,
anılan
|
10.3.2.5. Türkiye
Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay
Cemiyetine yapılan bağış veya
yardımlar
5904 sayılı
Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen
(f) bendi ile 3/7/2009 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye Kızılay
Derneğine ve 6322 sayılı Kanunla aynı bentte
yapılan değişiklikle 15/6/2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Türkiye
Yeşilay Cemiyetine, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından makbuz karşılığı yapılan nakdî bağış veya yardımların tamamı,
kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartıyla kurum kazancından
indirilebilecektir.
Anılan
Dernek ve Cemiyete
yapılacak aynî bağış ve yardımlar ise Tebliğin "10.3.2.1. Kurum kazancının %5'i
ile sınırlı bağış ve yardımlar" başlıklı bölümünde yapılan açıklamalar
çerçevesinde değerlendirilecektir.
Diğer taraftan,
anılan Dernek ve Cemiyetin iktisadi işletmelerine yapılan bağış veya yardımların
kurum kazancının
tespitinde indirim konusu yapılması mümkün
değildir."
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)