28 Eylül 2012 Cuma

Irak Sevk Öncesi İnceleme Hk

     
 
           Bilindiği üzere, 1 Temmuz 2012 tarihinden bu yana Merkezi Irak Yönetimi tarafından sürdürülen sevk öncesi inceleme uygulamasına 12 Mayıs 2012 tarihinde Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi tarafından da kati olarak başlamasıyla, Irak gümrüklerinde, yetkilendirilmiş gözetim şirketlerinden alınan Uygunluk Sertifikasının aranmaya başlandığı belirtilmektedir.
 
     Bu defa; Türkiye İhracatçılar Meclisi Genel Sekreterliği'nden alınan 27.09.2012 tarih ve 1888 sayılı yazıda; İhracat Genel Müdürlüğü'nün bir yazısına atfen, Bureau Veritas firmasından temin edilen, denetime tabi ürünlere ilişkin güncellenmiş ekli listenin incelenmesi sonrasında, kullanılmış motorlu taşıtlar ile bebekler için elastomerik şişe emziklerinin de sevk öncesi incelemeye tabi kılındığının anlaşıldığı ifade edilmektedir.
EK: Güncellenmiş Liste (19 sayfa)

 

Dosya AdıDosya Boyutu
irak ek.pdf338,58 KBİndir

27 Eylül 2012 Perşembe

2012-31 Sayılı Genelge (DIIB Kapsamı Beyannamed Düzeltme hk)

T.C.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI
Gümrükler Genel Müdürlüğü
 
Sayı : B.02.1.GÜM.0.06.01.00-010.06.01
27/9/2012
Konu : DİİB Kapsamı Beyannamelerde Düzeltme
GENELGE
( 2012/31)
İlgi: 7/1/2011 tarihli ve 2011/1 sayılı Genelge
DIR Otomasyon Projesi kapsamında, Ekonomi Bakanlığında elektronik ortamda kayıtlı Dahilde İşleme İzin Belgeleri (DİİB) kapsamında tescil edilen ithalat ve ihracat beyannamelerine ilişkin bilgiler, yükümlüsünce gümrük beyannamesine muafiyet ve satır kodu yazılmak suretiyle anılan Bakanlığa aktarılmaktadır.
Bu çerçevede, elektronik ortamda düzenlenen DİİB kapsamında BELGE Sisteminde tescil edilen;
- 3141 ve 3151 rejim kodları ile tescil edilen ve "Kapanmış" statüye gelen ihracat beyannameleri,
- 51 ve 41'le başlayan rejim kodları ile tescil edilen ve "Kapatılabilir" statüye gelen ithalat beyannameleri,
- 4051 ve 4010 rejim kodu ile tescil edilen ve "Kapanmış" statüye gelen ithalat beyannamelerinde,
Muafiyet Kodu ve Satır kodu alanlarına yanlış veri girişi yapılması durumunda, BELGE Sistemi üzerinde 2010/27 sayılı Genelge'de belirtilen esaslara uygun olarak beyannamenin Kalem Ekranında bulunan Muafiyetler alanı (Dahilde İşleme Rejimine ilişkin muafiyet kodları için) ile DİİB satır kodu alanında ilgili satır kodu bilgisine ilişkin değişiklik yapılabilir. Ancak, bahse konu düzeltme talepleri, kaydedilmesi talep edilen yeni bilginin ait olduğu DİİB açık olduğu süre içerisinde gümrük idarelerince kabul edilebilir.
Bu çerçevede, yukarıda belirtilen rejim kodları ile tescil edilen ve kapanmış/kapatılabilir statüye gelen gümrük beyannamelerine ilişkin olarak yükümlüsünce DIR Muafiyetler ve/veya DIB Satır kodu alanlarına ilişkin olarak yapılacak yazılı düzeltme talepleri gümrük idarelerince, cezai hükümler saklı kalmak kaydıyla, aşağıda belirtildiği şekilde karşılanır:
1- Eski bilginin kayıtlı olduğu DİİB'in Açık (Kapatma Talepli dahil) olması halinde, beyannamenin düzeltme talebinde bulunulan kaleminde kayıtlı bilgilerden kaynaklı olarak eski belgenin ilgili satır kodunda bir miktar aşımı olmadığı, miktar aşımı var ise ilgili belgede bu aşıma ilişkin revize işleminin yapıldığı,
Eski bilginin kayıtlı olduğu DİİB'in Kapalı olması halinde, beyannamenin düzeltme talebinde bulunulan ilgili kalemindeki eşyaya ilişkin bilginin eski belgenin taahhüt hesabının kapatılması esnasında kullanılmadığı,
Yapılması talep edilen satır kodu değişikliği işlemi ile aktarma yapılacak miktara istinaden yeni bilginin ait olduğu DİİB'de, herhangi bir miktar aşımı oluşmadığı,
hususlarında ilgili İhracatçı Birliğinden teyit alınması,
2- Gümrük mevzuatı ve sair mevzuat açısından uygun bulunması,
3- Yeni satır kodunun ait olduğu DİİB'in ihracat/ithalat listesinin ilgili satırında kayıtlı eşyaya ilişkin bilgilerle birlikte belge üzerinde kayıtlı diğer bilgilerin, beyannamede kayıtlı bilgilerle uyumlu olduğunun tespit edilmesi,
suretiyle, gümrük idare amirinin belirlediği memur tarafından gerek sistem üzerinde gerekse beyannamenin bütün nüshaları üzerinde gerçekleştirilir.
İlgide kayıtlı Genelge yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilgi ve gereğini rica ederim.
Mehmet GÜZEL
Bakan a.
Müsteşar Yardımcısı
DAĞITIM:
Tüm Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlükleri

İstanbul Vergi Dairesince Başkanlığınca Hazırlanan Rehber

2012-30 Genelgesi

T.C.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI
Gümrükler Genel Müdürlüğü
Sayı : B.21.0.GGM.0.04.01.00-10.06.01
Konu : İhracatta kıymet araştırması
26/09/2012
GENELGE
(2012/30)


İhracat kıymet araştırmaları ile ilgili 2011/49 sayılı Genelgenin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"3- Bu Genelgenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle gümrük idarelerince başlatılmış ancak Maliye Bakanlığı'ndan cevap alınamaması nedeniyle henüz sonuçlandırılmamış kıymet araştırmalarının da bu Genelge hükümleri kapsamında sonuçlandırılması,

gerekecektir."

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Hayati YAZICI
Bakan





2011/49 sayılı Genelgenin 3 üncü maddesinin Yukarıdaki Genelge ile değiştirilmeden önceki (eski) şekli aşağıdadır.

3- Bu Genelgenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle gümrük idarelerince başlatılmış ancak henüz sonuçlandırılmamış kıymet araştırmalarının mülga Genelge hükümleri kapsamında sonuçlandırılması,

gerekmektedir.

21 Eylül 2012 Cuma

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği Sunumu

 

Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği Sunumu
  Uzlaşma, Gümrük İdareleri ile yükümlüler arasında ortaya çıkan ihtilafların yargı yoluna başvurulmadan, görüşme yoluyla çözümlenmesini öngören bir müessesedir. Uzlaşma idareye; yükümlüden istenilen gümrük vergileri ve cezalarının bir kısmından vazgeçilmesi karşılığında, vergi alacağının hemen tahsil edilmesi imkanını sağlamakta,
Bu sayede yargı sürecinin uzaması nedeniyle doğacak sıkıntılar önlenmekte ve çok sayıda davanın takip külfeti de ortadan kaldırılmaktadır.
Yükümlü açısından konu değerlendirildiğinde, yargıya gitmesi halinde faizleriyle birlikte daha büyük tutarlara ulaşabilecek vergi ve ceza borçlarının uzlaşılan kısmını ödemek suretiyle kalanından ve dava takip külfetinden kurtulmaktadır. Diğer taraftan, uzlaşma müessesesi sayesinde vergi mahkemelerinde gereksiz iş yükü oluşması da önlenmektedir.
Son yapılan Değişikle 4458 sayılı Kanununla yükümlülerin tek ve istinasız temsilcisi olan Gümrük Müşavirlerine ,Yükümlüler adına başvuru yapma onun adına görüşme yapma ve tutanakları imzalama hakkı teslim edilmiştir. Ekte en sonyapılan değişikikle yer alan Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği Sunumu tüm meslektaşlarımıza yararlanması için sunulmuştur.

 

12 Eylül 2012 Çarşamba

Gumruk ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Gorevleri Bazı kanunlarda degisiklik kanun tasarısı...

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI TASLAĞI

MADDE 1 – (1) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun;

a) 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinin (B) alt bendine;

“f) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı silah taşımaya yetkili personelinden,” ibaresi eklenmiştir.

b) Ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasına “çarşı ve mahalle bekçilerine,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca temin edilen tabanca ve mermiler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında silah taşıma yetkisini haiz personele,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2 – (1) 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendinde yer alan “Gümrük Muhafaza memurlarını” ibaresi “Gümrük Teşkilatı personelini” ibaresi şeklinde değiştirilmiştir.  

MADDE 3 – (1) 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun;

a)
17 nci maddesinin üçüncü ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Başkanlığı, Bakanlık Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü tarafından yürütülen Reklam Kurulu;
a) Bakanlıkça ilgili Genel Müdürlük Genel Müdür Yardımcıları arasından görevlendirilecek bir üye,
b) Adalet Bakanlığından görevlendirilecek bir üye,  
c) Sağlık Bakanlığından görevlendirilecek bir üye,
ç) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından görevlendirilecek bir üye,
d) Yükseköğretim Kurulunun reklamcılık veya iletişim alanlarında uzman üniversite öğretim üyeleri arasından seçeceği bir üye,
e)Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin görevlendireceği bir üye,
f) Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonunun görevlendireceği bir üye,
g) Tüketici Konseyi’nin Konseye katılan tüketici örgütü temsilcileri arasından seçeceği bir üye,
ğ) Reklam verenler derneklerinin kendi aralarından seçeceği bir üye,
h) Reklamcılar derneklerinin kendi aralarından seçeceği bir üye,

olmak üzere onbir üyeden oluşur.”

“Kurul, Başkan dahil en az yedi üyenin hazır bulunması ile toplanır ve toplantıya katılanların çoğunluğu ile karar verir.”

b)
23 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120 nci maddesi hükümleri tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar için uygulanmaz. Budavalar her türlü resim ve harçtan muaftır. Tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlık, Tüketici Mahkemeleri nezdinde açtıkları davalarda yalnızca mahkeme ara kararında veya hükümde yer verilen giderleri ödemekle yükümlüdür. Tüketici örgütlerince açılacak davalarda bilirkişi ücretleri, 29 uncu maddeye göre kaydedilen bütçede öngörülen ödenekten Bakanlıkça karşılanır. Davanın, davalı aleyhine sonuçlanması durumunda, bilirkişi ücreti 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir kaydedilir. Tüketici mahkemelerinde görülecek davalar Hukuk Muhakemeleri Kanununun Altıncı Kısım hükümlerine göre yürütülür.”

MADDE 4 – (1) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun;

a) 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki üçüncü fıkra eklenmiş ve fıkra numarası buna göre teselsül ettirilmiştir.

l) 237 nci maddesinin üçüncü ve altıncı fıkralarında belirtilen eşya,”

“2. a) Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca tasfiye edilebilecek duruma gelen eşya,
b) Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca elkonulan eşyanın mahkemesince iadesine karar verilmesi halinde, kesinleşen kararın gümrük idaresince ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde teslim alınmayan eşya,

178 inci madde hükümlerine göre tasfiye edilir.”

3. Tasfiye edilmesine karar verilen eşyanın bulunmaması halinde, ithal eşyası için CIF kıymeti ile gümrük vergileri, ihraç eşyası için FOB değeri ile gümrük vergileri tutarları tahsil edilir.”

b) 180 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi yürürlükten kaldırılmış, birinci fıkrasında yer alan “Hazineye” ibaresi “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesine” şeklinde, ikinci fıkrasının son cümlesi “Müsadere kararı verilmesi halinde satış bedeli Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedilir.” şeklinde, üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki dördüncü fıkra eklenmiştir.

“3. Tasfiye edilen eşya ve taşıtın ithalat vergileri, eşya için gümrük beyannamesi verilmiş ise beyannamenin tescil edildiği tarihte, kaçak eşya için kaçak eşya tespit tutanağının düzenlendiği tarihte, söz konusu tarihler bilinmiyorsa tespit ve tahakkuk belgesinin düzenlendiği tarihteki vergi oranları ve diğer vergilendirme unsurlarına göre belirlenir.”

“4. Bu madde kapsamında tasfiyesi yapılan eşya ve taşıtlar üzerinde konulmuş olan takyidatlar, takyidatı koyan birim tarafından kaldırılır. Dava sonucunda iade kararı verilmesi halinde takyidata konu bedel ilgilisine ödendikten sonra kalan tutar ikinci fıkra hükmü uyarınca hak sahibine ödenir.

c) 218 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 218/A maddesi eklenmiştir.

“MADDE 218/A – 1. Bakanlık, 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun uyarınca yaptırarak işletme hakkını verdiği gümrük kapıları ve/veya lojistik merkezlerini, işletme süresi bittikten sonra 49 yılı geçmemek üzere, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı ÖzelleştirmeUygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen kiralama ve/veya işletme hakkının verilmesi yöntemleri ile 3996 sayılı Kanun ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin ikincil mevzuattaki görevlendirme usullerini kıyas yoluyla uygulayarak devredebilir. Devirlerin yöntemini, değer tespit komisyonu ve görevlendirme komisyonu üyelerini, bu komisyonların çalışma usul ve esasları ile diğer hususları belirlemeye Bakan yetkilidir.”

ç) 221 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Ankara Gümrük” ibareleri “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Merkez” şeklinde değiştirilmiştir.

d) 231 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 231 – 1. Bu Kanun hükümlerine göre idari yaptırım kararı verilmesinde,  fiili gerçekleştiren kişilerin kasıtlı olup olmadıkları aranmaz.
2. Bu Kısım hükümlerine göre ceza verilmesi, bu eylemleri yapanlar hakkında diğer idari yaptırımların uygulanmasına engel teşkil etmez.
3. Diğer Kanunlarda aksine hüküm bulunmadığı takdirde idari yaptırıma konu fiilin işlendiği tarihten itibaren üç  yıl geçtikten sonra idari yaptırım kararı uygulanmaz.
4. İdari yaptırıma konu fiilin, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zaman aşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olmak kaydıyla, idari yaptırım kararları Türk Ceza Kanunundaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edilir.
5. Gümrük vergilerine ilişkin idari yaptırım kararları ve bu kararlara yönelik itirazlar hakkında bu Kısım ve Onikinci Kısım hükümleri uygulanır.
6. Kesinleşmiş idari para cezaları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.”

e) 234 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “gümrük vergisi” ibareleri “ithalat vergileri”, (b) bendinde yer alan “gümrük vergisine” ibaresi “ithalat vergilerine”, (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan “gümrük vergisinden” ibareleri “ithalat vergilerinden” olarak değiştirilmiştir.

f236 ncı maddesine aşağıdaki üçüncü fıkra eklenmiştir.

“3. Gümrüksüz satış mağazalarından hak sahibi olmayanlara satış yapılması halinde satışa konu eşyaya, hak sahibi olmakla birlikte limit üstü satış yapılması halinde de limit üstü eşyaya ait gümrük vergilerinin dört katı idari para cezası alınır.”  

g) 237 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında yer alan “taşıt araçlarının sahipleri, kaptanları veya acenteleri tarafından gümrük idaresine” ibareleri madde metninden çıkarılmış; üçüncü fıkrasında yer alan “eşyaya el konularak müsadere olunur” ibaresi “eşya 177 ila 180 inci madde hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulur” olarak değiştirilmiş, altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“6. Türkiye Gümrük Bölgesine giriş yapan taşıt içerisinde özet beyan verilmeksizin eşya getirildiğinin gümrük idaresince belirlendiği veya eşyanın boşaltılmasına izin verilmesinden sonra gümrük idaresine bildirildiği durumlarda, bu eşyanın verilmiş olan özet beyanlardan biri ile ilişkili olmadığının anlaşılması veya eşya için özet beyan vermekle yükümlü olan kişinin tespit edilememesi halinde, eşyayı Türkiye Gümrük Bölgesine getiren kişi tarafından eşyanın yanlışlıkla mahrecinden fazla olarak yüklenmiş olduğu gümrük idaresince belirlenecek süre içinde kanıtlanamadığı takdirde, söz konusu eşya 177 ila 180 incimadde hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulur ve eşyanın CIF kıymeti kadar para cezası alınır.”
“7. Bu maddede belirtilen para cezaları, yapılan tespite göre 35/B maddesinde sayılan kişilerden alınır.”

MADDE 5 – (1) 10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununun;

a) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Sanayi” ibaresi “Gümrük” olarak, (b) bendinde yer alan “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığı,” ibaresi “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığını,” olarak,  4 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen “birtrilyon liradan az olmamak üzere depolama kapasitesine göre Bakanlıkça” ibaresi “depolama kapasitesine göre ilgili yönetmelikte” olarak değiştirilmiştir. 

b) 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.

Lisanslı depo işleticileri ile sigorta şirketlerinin yükümlülüklerine, zararın hesabına, sigorta sözleşmelerinin feshine ve sigorta şirketlerinin belirlenmesine ilişkin hususlar ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

c) 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında geçen “2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca düzenlenen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri” ibaresi “Sermaye Piyasası Kanununda öngörülen sermaye piyasası araçları” olarak değiştirilmiş, dördüncü fıkrasında geçen “olmak üzere” ibaresinden sonra gelmek üzere “güvenli elektronik imza ile” ibaresi eklenmiştir.

ç) 21 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “yazılı olarak” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

d) 24 üncü maddesinin birinci fıkrasında geçen “Lisanslı depo işleticisinin, bu Kanunda ve mudiler ile yapacağı sözleşmede öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı ortaya çıkan zararların tazmin edilebilmesi amacıyla,” ibaresi “Bu Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılan ikincil düzenlemelerde belirtilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere” şeklinde, ikinci fıkrasında geçen “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı” ibaresi “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı” olarak değiştirilmiş, sekizinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Fon adına ve lehine düzenlenen teminatlar, amacı dışında kullanılamaz, üzerine ihtiyati tedbir konulamaz ve haczedilemez.”

e) 25 inci maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Zararların tazmin edilmesi
Madde 25- Lisanslı depo işletmeleri ile Fona teminat vermekle yükümlü diğer kişilerin, bu Kanunda ve bu Kanuna istinaden çıkarılan ikincil düzenlemelerde öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemelerinden dolayı ortaya çıkan ve sigorta kapsamında karşılanamayan zararlar,  Fon tarafından tazmin edilir.

Zararlar, öncelikle ilgilinin teminatından, teminatın zararı karşılamaya yetmemesi halinde ise Fon kaynaklarından karşılanır. Fon, ödediği tutarın ilgiliden tahsili için dava açma da dahil olmak üzere yasal takibat yapar.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

f30 uncu maddesinin madde başlığında ve ikinci fıkrasında geçen “Denetim” ibaresi “Yönetim”, birinci fıkrasında yer alan “denetim kuruluna” ibaresi ise “yönetim kuruluna” olarak ve ikinci fıkrasındaki “275 inci Maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları” ibaresi “334 üncü maddesi” biçiminde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“11/8/1982 tarihli ve 2699 Sayılı Umumi Mağazalar Kanununun 5 inci maddesi uyarınca atanacak Bakanlık temsilcisi hakkında da, bu madde hükmü uygulanır.”

g) 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde geçen”67” ibaresi “562” şeklinde,  39 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “6762” ibaresi “6102” olarak, “818 sayılı” ibaresi “6098 sayılı Türk” olarak değiştirilmiştir.

ğ) Geçici 2 nci maddesinde yer alan “bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç beş yıl içinde” ibaresi “31/12/2012 tarihine kadar” şeklinde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bu süre, Bakanlığın talebi üzere, Bakanlar Kurulu tarafından en fazla üç yıl daha uzatılabilir.”

MADDE 6 – (1) 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 68 inci maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Tescili gerektiren olay veya işlemlerin tamamen veya kısmen sona ermesi veya ortadan kalkması halinde sicildeki kayıt sicil müdürlüğünce resen kısmen veya tamamen silinir ve ilgili odaya yazılı olarak bildirilir.”

“Her ne şekilde olursa olsun, sicil kayıtları silinenler Sicil Gazetesinde ücretsiz ilan edilir ve bu durumdaki işlemlerden 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda belirtilen harçlar tahsil edilmez.”

MADDE 7 – (1) 11/3/2010 tarihli 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun;  

a) 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Sanayi” ibaresi “Gümrük” olarak, 5 inci maddesinin onuncu fıkrasında geçen “Üreticiler ve üretici örgütleri” ibaresi “İlgili yönetmelikte belirtilen kişiler ve durumlar” olarak, on birinci fıkrasında geçen “üreticiler ile” ibaresi “üreticiler hariç” olarak, 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında geçen “yükümlüdür” ibaresi “yükümlü kılınabilir” olarak değiştirilmiştir.

b) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi madde metninden çıkartılmıştır.  

c) 8 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen “Ancak,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Bakanlar Kurulunca aksi kararlaştırılmadıkça,” ibaresi, 11 inci maddesinin altıncı fıkrasının (i) bendinde geçen “Tahsis edilen satış yerlerini” ibaresinden sonra gelmek üzere “Bakanlıkça belirlenen sebepler dışında” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 8 – (1) 3/6/2011 tarihli ve 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendindeki ve 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendindeki “Teknik mevzuatı bulunmayan ve doğrudan tüketiciye sunulan ürünlerin” ibaresi “Bakanlığın sorumluluğunda bulunan tüketici ürünlerinin” şeklinde değiştirilmiştir.

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde aşağıdaki halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmeleri ilgili Kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.
a) Sermayelerini 31/12/1998 tarihine kadar 5.000 TL’ye çıkarmayan anonim şirketler ile 500 TL’ye çıkarmayan limited şirketler,
b) 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre herhangi birnedenle münfesih olan anonim ve limited şirketler,
c) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler,
ç)  Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler,
d) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış ancak genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kat’i bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatifler.
(2) Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.
(3) Şirket ve kooperatiflerin faaliyet durumlarının tespiti; ilgili ticaret sicili memurluğunca re’sen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, ticaret sicili kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilir.
(4) a) Ticaret sicili memurlukları, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilinde kayıtlı son adresine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollar.
b) 24/6/1995 tarihli ve 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu Kanun hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlıklarının Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılır.
c) Bunun dışında kalan şirket ve kooperatiflerden ise yukarıdaki hususlara ilave olarak, şirket veya kooperatifin faaliyetine devam edilmek istenilmesi halinde, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde münfesih olma nedeninin ortadan kaldırılarak ilgili ticaret sicili memurluğuna belgeleriyle birlikte bildirilmesi istenilir.
ç) Ticaret sicili memurluğunca yapılacak ihtar, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilân edilir. İlân, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilân tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilân, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.
(5) a) Tasfiye memuru olarak, şirket veya kooperatifin ortaklarından herhangi biri, ticaret siciline kayıtlı en son yetkilileri ya da ortak veya yetkililerinin bildirecekleri üçüncü şahıslar bildirilebilir.
b) Üçüncü şahısların tasfiye memuru olarak bildirilebilmeleri ortakların veya yöneticilerin hiçbirinin tasfiye memuru olarak bildirilmemiş olması ve ilgilinin yazılı kabulüne bağlıdır.
c) Dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilân üzerine süresi içerisinde veya ilgili şirket veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden re’sen silininceye kadar tasfiye memurlarını bildiren şirket ve kooperatiflerin, tasfiye memurları ve tasfiye adresi, ilgili ticaret sicili memurluğu tarafından tescil ve ilan edilir.
(6) a) Beşinci fıkra çerçevesinde tasfiye memurları ve adresi bildirilerek ticaret siciline tescil edilen şirket ve kooperatiflerin unvanı, tasfiye memurlarının adı, soyadı, tasfiye adresi ve diğer iletişim bilgileri ilgili ticaret sicili memurluğu tarafından, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgili odanın internet sitesinde ilân edilir.
b) Bu ilânda; beşinci fıkra çerçevesinde tasfiye memurunu bildiren şirketler ile kooperatiflerin alacaklıları, alacaklarını kanıtlarıyla birlikte ilan tarihinden itibaren üç ay içerisinde tasfiye memurlarına bildirmeye davet edilir.
c) Ayrıca ilanda, şirket veya kooperatifin mevcut malvarlığı ile alacak ve borçlarını gösterir listenin; belgeleri ile birlikte ilân tarihinden itibaren iki ay içerisinde, anonim şirket veya kooperatiflerin yönetim kurulu, kurulun bir veya birkaç üyesi, denetçileri, limited şirketlerde ise müdürü veya müdürleri tarafından ilgili tasfiye memuruna verilmesi ihtar edilir.
ç) Bu fıkra gereğince yapılacak ilan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer.
(7) a) Beşinci fıkraya göre tasfiye memurunu ve adresini bildirerek ticaret siciline tescil ettiren şirket ve kooperatiflerin tasfiyeleri, tasfiye memurlarınca alacaklıların alacaklarını bildirmeleri için altıncı fıkranın ikinci bendinde öngörülen sürenin sona ermesinden itibaren altı ay içerisinde sonuçlandırılır. Gerekli hâllerde, bu süreyi aşmamak üzere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca bir defaya mahsus olmak üzere ek süre verilebilir.
b) Altıncı fıkranın üçüncü bendinde belirtilen listenin alınmasından ve alacaklıların alacaklarını bildirim süresinin bitmesinden itibaren, tasfiye memurlarınca şirket veya kooperatifin durumunu gösteren bir bilanço hazırlanır. Hazırlanan bu bilançoya göre şirket veya kooperatifin borçlarının varlıklarından fazla olması halinde tasfiye memurları durumu derhal mahkemeye bildirirler. Mahkeme iflasın açılmasına karar verir.
c) Bu madde hükümlerine göre yapılacak tasfiye işlemlerinde, ilgili kanunlar veya esas sözleşmelerde genel kurul kararı alınmasını zorunlu kılan hükümler uygulanmaz.
ç) Bu madde kapsamında tasfiye memurlarınca düzenlenecek son ve kat’i bilançonun ticaret sicili memurluğuna verilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir.
d) Tasfiye memurlarına altıncı fıkranın üçüncü bendi uyarınca gerekli olan bilgi ve belgelerin verilmemesi veya tasfiye memurlarınca da bu bilgi ve belgeye erişilememesi halinde durum ticaret sicili memurluğuna bildirilerek, başka bir işleme gerek kalmaksızın unvanı silinir ve ilan edilir.
e) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış şirket veya kooperatiflerin genel kurullarının, kanunun öngördüğü asgari süre ve şartlara uygun olarak toplantıya çağırılmış olmasına rağmen iki defa üst üste toplanamaması ve bu durumun tevsik edilmesi kaydıyla tasfiye memuru son ve kat’i bilançoyu ticaret sicili memurluğuna tevdi edilmesi ile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve unvan ticaret sicilinden silinir.
(8) Üçüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilâna rağmen, süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilinden unvanı re’sen silinir. Re’sen unvanı silinen şirket ve kooperatifler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgili odanın internet sitesinde ilân edilir.
(9) Yedinci fıkranın beşinci bendi ile sekizinci fıkra uyarınca ticaret sicilinden unvanları silinecek şirket veya kooperatiflerin borçları, unvanlarının silinmelerine engel teşkil etmez. Ancak, ticaret sicilinden kaydı silinen anonim şirketler ve kooperatiflerin kanuni temsilcileri ile limited şirket ortaklarının, silinme tarihinden önceki kamu borçlarından doğan sorumlulukları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu kapsamında devam eder.
(10) İhya nedeniyle yapılacak tescil işlemleri hariç olmak üzere, bu madde uyarınca yapılacak tescil ve kayıt silme işlemleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
(11) Bu madde kapsamında Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanacak olan ilânlardan ücret alınmaz.
(12) a) Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir.
b) Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, terkin tarihinden itibaren on yıl sonunda Hazineye intikal eder.
c) Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır.
çTicaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin yeniden ihyasını isteyebilir.
(13) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri yapmaya yetkilidir.

MADDE 9 – (1) Bu Kanunun;
a) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (fve (g) bentleri 1/1/2013 tarihinde,
b) 5 nci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 17/2/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
c) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.

MADDE 10 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.




























GENEL GEREKÇE


Gümrük ve Ticaret Bakanlığında silah taşımaya yetkili personelin görevi sırasında edindiği zati silahı, emekliliğini müteakip taşımasına veya bulundurmasına yetki veren kayıt ve belgelerin diğer kolluk kuvvetlerinde olduğu gibi vergi, resim ve harçtan muaf olması ayrıca silah taşımaya yetkili olanların, zati demirbaş silah satışından faydalanması amacıyla 6136 sayılı Kanunda değişiklik yapılması gerekmiştir.
Gümrük teşkilatında görev yapan tüm personel, ilgili mevzuatları gereğince kaçakçılığın men ve takibi ile görevlidirler. Kurumun görev alanı ve verdiği hizmetlerle personelin bir bütünün parçası olduğu göz önüne alındığında iç güvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilen tüm personel için 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda yer alan unvan haricindeki personel için adil olmadığı düşünüldüğünden, ayrıca Kurumda görev yapan ve Muhafaza memurlarının amiri pozisyonda olan personel, aynı şartlarda görev yapmalarına rağmen 2330 sayılı Kanunun 2 nci maddesinden yararlanamadığından bunu sağlamaya yönelik anılan Kanunda düzenleme yapılmaktadır.
Tasarıyla, 4077 sayılı Kanun’un Reklam Kurulu başlıklı 17 nci maddesinde değişiklik yapılarak Reklam Kurulunun daha dinamik ve etkili çalışabilmesi ve daha hızlı karar almasının sağlanması amacıyla üye sayısı 11’e düşürülmüştür.
Diğer taraftan tüketiciler, tüketici örgütleri ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca Tüketici Mahkemelerinde açılan davalarda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörüldüğü şekilde giderlerin Adalet Bakanlığınca çıkarılan Gider Avansı Tarifesinde belirtilen hesaplamalar neticesinde toplu bir biçimde alınması uygulaması yerine bu giderlerin eski uygulamada olduğu üzere mahkeme ara kararı ve hükmünde yer verilen ücretler çerçevesinde tahsil edilmesinin tüketici haklarının etkin bir biçimde uygulanması hususunda büyük önem taşıdığından, bunu sağlamaya yönelik 4077 sayılı Kanunda düzenleme yapılmaktadır.
Sanayileşmenin gerçekleştirilmesi, gümrük kapılarının, teknolojinin sağladığı modern imkânlarla donatılması ve her bakımdan sağlıklı bir altyapıya kavuşturulması temel hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Bu çerçevede, söz konusu modernizasyon çalışmaları; ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak ihtiyacı gerektirdiği de göz önünde bulundurularak  “Yap-İşlet-Devret Modeli” kapsamında yürütülmektedir. Ancak, gerek gümrük kapılarının gerekse lojistik merkezlerinin işletme dönemi bitiminden itibaren ne şekilde işletileceğine dair herhangi bir hüküm ilgili mevzuatta bulunmadığından 4458 sayılı Gümrük Kanununda düzenleme yapma gereği hasıl olmuştur.
Diğer taraftan, maaş ödemeleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü (geçici olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü) tarafından yapılmakta olup, Fazla Çalışma Ücreti, Fark Tazminatı ve Ek Ödeme tutarlarının personele ödenmesi ise Ankara Gümrük Saymanlık Müdürlüğü aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Personele yapılan tüm ödemelerin aynı saymanlıktangerçekleştirilmesi ve iki farklı saymanlıkla iletişim kurmanın zorluklarını ortadan kaldırmak, tüm ödemelerin Bakanlık Merkez Saymanlık Müdürlüğü aracılığıyla gerçekleştirilmesi amacıyla 4458 sayılı Gümrük Kanununun 221 inci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenleme yapılmaktadır.
Tarım ürünlerinin standartları belirlenerek emniyetli ve sağlıklı koşullarda depolanması ile ürün senetleri vasıtasıyla ticaretinin kolaylaştırılması amaçlarıyla lisanslı depo işletmelerinin ve yetkili sınıflandırıcıların kuruluş, işleyiş ve denetimine ilişkin usul ve esaslar ile lisanslı depoculuk sistemine dair diğer hususları düzenleyen 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu 17/02/2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve lisanslı depoculuk sistemi, 2011 yılı Temmuz ayı itibariyle Ülkemizde fiilen uygulamaya geçmiştir. Sistemin faaliyete başlamasıyla beraber uygulamada yaşanan veönümüzdeki dönemde yaşanabilecek bir takım sorunları ortadan kaldırmak için anılan Kanunda bazı değişikliklerin yapılması zaruri hale gelmiştir.
Öte yandan, 2011 yılı içerisinde Bakanlıkların yeniden yapılandırılması ve Bakanlıkların isimlerinin değişmesi sebebiyle Kanunda atıf yapılmakta olan Bakanlık isimlerinin düzeltilmesi ihtiyacı hasıl olmuştur.
Yine, bahse konu Kanunun çeşitli maddelerinde, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanununa atıflar yapılmakta olup, bu atıfların Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanununun ilgili maddelerine yapılacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmiştir.
Ayrıca 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 68 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan “Esnaf ve sanatkârlar kayıt beyannamelerindeki hususlarda meydana gelen değişiklikleri en geç otuz gün içinde sicile bildirmek zorundadırlar.” hükmünün üyelerin birçoğu tarafından bilinmemesi veya beyannamelerdeki değişikliği sicile bildirmeleri halinde gazete ilan ücreti ile harç istenmesi nedeniyle, üye terkin işlemlerinin sağlıklı bir şekilde yapılamamakta ve dolayısıyla online olarak hizmet veren Bakanlık e-esnaf ve sanatkâr veri tabanındaki esnaf ve sanatkârlara ilişkin bilgilerin de güncelliğini yitirdiği görüldüğünden anılan Kanunda düzenleme yapılmaktadır.
5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin beşinci fıkrası hariç diğer maddeleri 1/1/2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup kanun sebze ve meyve ticaretine yönelik kapsamlı düzenlemeler içermektedir. Bu düzenlemeler, sektörde faaliyet gösteren meslek mensupları ile diğer ilgililer açısından yeni ve farklı uygulamalar getirmektedir. Bu kapsamda, süreç içinde tespit edilen bazı hususlar da göz önünde bulundurularak sağlıklı bir geçiş dönemi oluşturması amacıyla 5957 sayılı Kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapılması gerekliliği doğmuştur.
Tasarıda ayrıca, teknik mevzuatı bulunmayan tüketici ürünlerinde yetkili kuruluşun tespitinde yaşanan zorluklar ve Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünün yetkisinin sadece teknik mevzuatı bulunmayan ürünler ile sınırlandırılması Genel Müdürlüğün temel görevlerinden biri olan tüketicilerin sağlık ve güvenliğini koruma görevini yerine getirmesinde engel oluşturduğundan 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede düzenleme yapılması amaçlanmıştır.
Diğer yandan, ülkemizde 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle ticaret sicili kayıtlarına göre 208.216 gayri faal şirket ve kooperatif bulunmaktadır. Bu gayri faal şirket veya kooperatiflerbir özel hukuk tüzel kişisi olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Bu doğrultuda, bunların tespiti ile tasfiye usullerine göre ticaret sicilinden terkini gerekmektedir. Zira, bu gayri faal şirket veya kooperatifler, bir özel hukuk tüzel kişisi olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Bu doğrultuda, bunların tespiti ile tasfiye usullerine göre ticaret sicilinden terkini gerekmektedir.
Tasarıya eklenen geçici madde ile, 559 sayılı K.H.Kgereğince, sermayelerini 31/12/1998 tarihine kadar 5.000 YTL’ye çıkarmayan anonim şirketler ile 500 YTL’ye çıkarmayan limited şirketlerin, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle münfesih olan şirketlerin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış olan kooperatifler ile son beş yıldır olağan genel kurul toplantıları yapılamayan şirket ve kooperatifler ile tasfiye işlemlerine başlanmış olmasına rağmen çeşitli nedenlerden ötürü tasfiyesi tamamlanamamış şirket ve kooperatiflerin, meri Kanunlardaki hükümlere tabi olmaksızın tasfiye edilmeleri ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesi ve bu sayede faal şirket sayılarının kesin olarak belirlenmesiyle 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen bağımsız denetime tabi şirket sayıları net bir şekilde ortaya konularak, bağımsız denetimi gerçekleştiren bağımsız denetim kuruluşları ile bağımsız denetçiye duyulacak ihtiyaç belirlenerek buna ilişkin planlamanın daha sağlıklı yapılması amaçlanmıştır.
Öte yandan, bu Kanun kapsamında tasfiye sürecinden yararlanacak olan şirket ve kooperatiflerin de üçüncü kişilere karşı borçlarının bulunmaması ya da bu kişilerin tasfiyeye itirazlarının olmaması durumunda her ne sebeple olursa olsun yıllardır tamamlayamadıklarıtasfiye işlemleri bir an önce tamamlanmış olacaktır. Böylelikle ilgililere ek mali bir külfet getirilmeden kapsam dahilindeki şirket ve/veya kooperatiflerin kısa yoldan hızlı bir şekilde tasfiye edilmesi sağlanmış olacaktır.

















































MADDE GEREKÇELERİ


MADDE 1 – Madde ile, Gümrük ve Ticaret Bakanlığında silah taşımaya yetkili personele, bütçe imkanlarıyla temin edilerek zimmetlenen silahın zati silah olarak bedeli mukabili satılması, bu silahın taşıma ve bulundurulmasına ilişkin kayıt ve belgelerin diğer kolluk güçlerinde olduğu gibi vergi, resim ve harçtan muaf olması amaçlanmıştır. Mevcut durumda, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca bütçe imkânlarıyla temin edilen silahlar, silah taşımaya yetkili personele zimmetlenmektedir.
Diğer taraftan; bünyesinde sayıca çok fazla personel bulunduran Emniyet GenelMüdürlüğü yetkilileri ile yapılan görüşmede; Kurumca satın alınan silahların, silah taşımaya yetkili personellerine taksitli veya peşin olarak satıldığı, bu sayede silahların kullanım ömrünün uzadığı, silahların temini, bakımı onarımı için harcanması gerekli hazine giderinin ortadan kaldırılarak hazine kaybının da önlendiği belirtilmiştir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde halen 3116 adet silah bulunduğu, bir silahın bedelinin yaklaşık 1.200-TL olduğu düşünüldüğünde sözü edilen silahların bu yöntemle personele satılması halinde yaklaşık 3.700.000.-TL gelir elde edileceği, diğer taraftan 640 sayılı K.H.K. ile teşkilat yapısında yapılan değişiklikle silah taşımaya yetkili personel sayısında yapılan artış da dikkate alındığında yeni silah alımı için ek gider yapılması gerektiği, buna ilaveten tüm kadroların kullanılması halinde 3000 adet silahın temini için yaklaşık 3.600.000 TL harcama yapılması gerektiği düşünüldüğünde toplam olarak 7.300.000.-TL lik bir hazine kaybının önleneceği, ayrıca; bu yöntemle silah bakım, onarım masraflarının da önlenmiş olacağı düşünülmektedir.

MADDE 2 – Gümrük teşkilatında görev yapan tüm personel, ilgili mevzuatları gereğince kaçakçılığın men ve takibi ile görevlidirler. Kurumun görev alanı ve verdiği hizmetlerle personelin bir bütünün parçası olduğu göz önüne alındığında iç güvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilen tüm personel için 2330 sayılı Kanunda yer alan unvan haricindeki personel için adil olmadığı düşünülmektedir. Yine, Kurumda görev yapan ve Muhafaza memurlarının amiri pozisyonda olan personel, aynı şartlarda görev yapmalarına rağmen bu maddeden yararlanamamaktadır.
Bu itibarla, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (a) fıkrasının beşinci bendinde yer alan “Gümrük Muhafaza memurları” ibaresi “Gümrük Teşkilatı personeli” olarak yeniden düzenlenmiştir.

MADDE 3– 4077 sayılı Kanun’un Reklam Kurulu başlıklı 17 nci maddesinde yapılan değişikle, halihazırda 29 üyeye sahip Reklam Kurulu’nun üye sayısının 11’e düşürülmesi öngörülmüş ve böylelikle Kurulun daha dinamik ve etkili çalışabilmesi ve daha hızlı karar almasının sağlanması hedeflenmiştir.
Tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davaların her türlü resim ve harçtan muaf olmasına rağmen Tüketici mahkemelerinde görülecek davalarda dava harçları ve buna ilişkin giderler (bilirkişi ücreti vb.) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120 nci maddesinde yer alan “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.” hük doğrultusunda peşin tahsil etme yoluna gidilmektedir. Söz konusu düzenlemeden önce 12-15 TL arasında yer alan dava masraflarının yaklaşık 300-400 TL tutarında ödenmesi anlamına gelmektedir ki bu da ülkemizdeki tüketicilerin hak arama konusundaki çekingenliği dikkate alındığında bu masrafların peşinen ödenmesi tüketicileri haklarını aramaktan vazgeçirecek niteliktedir. Diğertaraftan söz konusu düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile getirilen tüketicilerin uyuşmazlıklarını tüketici mahkemeleri ve tüketici sorunları hakemheyetlerinde masrafsız bir şekilde çözüme kavuşturmaya yönelik düzenlemeleri de kısıtlamaktadır.
Öte yandan, 4077 sayılı Kanunun,  23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, “Tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır.” şeklindeki hükmün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruda, Yüksek Mahkemece; yasa koyucunun takdirini, tüketicilerin dava açarken harçtan muaf tutulmaları yönünde kullanmasının Anayasa’nın 172 nci maddesine uygun bir düzenleme olduğu şeklinde bir kararı da bulunmaktadır.
Bu nedenle, tüketiciler, tüketici örgütleri ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca Tüketici Mahkemelerinde açılan davalarda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörüldüğü şekilde giderlerin Adalet Bakanlığınca çıkarılan Gider Avansı Tarifesinde belirtilen hesaplamalar neticesinde toplu bir biçimde alınması uygulaması yerine bu giderlerin eski uygulamada olduğu üzere mahkeme ara kararı ve hükmünde yer verilen ücretler çerçevesinde tahsil edilmesinin tüketici haklarının etkin bir biçimde uygulanması hususunda büyük önem taşıdığından, bunu sağlamaya yönelik olarak düzenleme yapılması amaçlanmıştır.

MADDE 4 – Madde ile gümrüksüz satış mağazaları ile ilgili olarak mevzuat boşluğunu önleyecek düzenleme eklenmiş, taşıtlara ilişkin özet beyan verebilecek kişilere ilişkin tanım genişletilerek kolaylaştırma sağlanması amaçlanmış, kabahat fiili konusu eşyaya el konularak müsadere edileceğine ilişkin hüküm mevzuata uygun olarak düzeltilmiş ve eşyanın tasfiyeye tabi tutulması hükmü getirilmiş, gümrük idarelerince tahsil edilen ithalat ve ihracat vergileri ile ilgili olarak Gümrük Kanunu hükümlerinin uygulanacağına ilişkin hüküm eklenerek mevzuatta yer alan boşluk giderilmiş, Gümrük Kanuna göre üç yılda zamanaşımına uğrayan ve aslı ortadan kalkan vergi alacaklarına ilişkin para cezalarının da zamanaşımı süresi, diğer kanunlarda aksine hüküm yer almaması şartı ile üç yıl olarak belirlenmiştir.
Ayrıca, Yap-İşlet-Devret modeli kapsamında yeniden yapılandırılan gümrük kapılarının ve/veya lojistik merkezlerinin işletme dönemi bitiminden itibaren Hazineye yük oluşturmayacak bir şekilde yeniden işletilebilmesi için yapılacak devirde; hangi mevzuatın kıyasen uygulanması gerektiği, devrin ne şekilde yapılacağı, madde kapsamında yapılacak uygulamalarda esas alınacak ilkeler ile değer tespit işlemlerinin nasıl yapılacağı v.s. hususlar belirlenmiştir. Bununla birlikte, yap-işlet-devret modeline göre yapılacak yatırım ve hizmetler için birinci aşamada 3996 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca idareye “yetki verilmesi” için Yüksek Planlama Kurulundan izin alınmaktadır. Anılan Kanunda yapılan değişiklik ile uygulama sözleşmesi imzalanması için Bakana yetki verildiğinden, benzer şekilde, yap-işlet-devret modeline göre yaptırılan yatırım ve hizmetlerin işletme süresi bittikten sonra devredilmesine ilişkin hususları belirlenme yetkisinin de ilgili Bakana verilmesi hedeflenmektedir. Bu şekilde, emsal nitelikteki 5335 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin genel bütçeli idare olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığına uyarlanması suretiyle, bir düzenleyici işlemde yer alabilecek detayların kanunda belirlenmeye çalışılmasına da ihtiyaç kalmamıştır.Nitekim, 27/4/2005 tarihli ve 25798 sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren, 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33 üncü maddesinde özetle; Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (DHMİ), işletiminde bulunan hava alanları ile işletme dönemlerinin sonundan itibaren Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde yaptırarak işletimini özel sektöre verdiği terminalleri ve/veya hizmetin bütünlüğü yönünden gerek gördüğü diğer tesisleri; 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 18 inci maddesinin (A) fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde belirtilen kiralama ve/veya işletme hakkının verilmesi yöntemlerini kullanarak 49 yılı geçmemek üzere devredebileceğini öngören hükümlere yer verilmiştir.
Öte yandan, maaş ödemeleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü (geçici olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü) tarafından yapılmakta ve Fazla Çalışma Ücreti, Fark Tazminatı ve Ek Ödemetutarlarının personele ödenmesi ise Ankara Gümrük Saymanlık Müdürlüğü aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Personele yapılan tüm ödemelerin aynı saymanlıktan gerçekleştirilmesi ve iki farklı saymanlıkla iletişim kurmanın zorluklarını ortadan kaldırmak amacıyla, tüm ödemelerin Bakanlık Merkez Saymanlık Müdürlüğü aracılığıyla gerçekleştirilmesi için söz konusu maddede yer alan Ankara Gümrük Muhasebe Birimi ifadesi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir.

MADDE 5 – 2011 yılı içerisinde Bakanlıkların yeniden yapılandırılması çalışmaları kapsamında Sanayi ve Ticaret Bakanlığının ticarete ilişkin birimlerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bünyesine dahil olması nedeniyle madde ile 5300 sayılı Kanunda Bakanlık tanımı değiştirilmiş, lisanslı depo işletmelerinin kuruluş sermayesi ile bu işletmelerin lisans koşulu olarak işletme tesisleri ve lisanslı depoculuk faaliyeti kapsamında depoladığı ürünler için sigorta yükümlülüğüne ilişkin detay hükümlerin uygulamada karşılaşılabilecek durumlar dikkate alınarak ikincil düzenlemelere bırakılmasına yönelik bir düzenleme yapılmış, ürün senedinin elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile düzenlenmesi ve bu senetlerin sermaye piyasası aracı olmadığı hususunda oluşabilecek tereddütlerin ortadan kaldırılması amaçlanmış, lisanslı depolarda depolanan ürünlerin mülkiyetini temsil eden ürün senetlerinin elektronik ortamda düzenlenmesi ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yetkilendirilecek bir Elektronik Kayıt Kuruluşunca elektronik ürün senetleri konusunda bir bilgi işlem sisteminin kurulması öngörüldüğünden bildirimin mudilerin kayıtlı elektronik adreslerine bahse konu sistem tarafından yapılabilmesini sağlamak üzere Kanunda değişiklik yapılmış, Fonun kuruluş gayesini belirten madde metni yeniden düzenlenmiş, lisanslı depo işletmeleri ile Fona teminat vermekle yükümlü olan diğer şahısların, Kanunda ve Kanuna istinaden çıkarılan ikincil düzenlemelerde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı mudilerin ve diğer ilgililerin uğrayacağı zararların tazmin edilmesine ilişkin süreç kısaltılmışmudilerin menfaatinin korunması amacıyla alınan teminatların amacı dışında kullanılamayacağı ve bunlara ihtiyati tedbir konulamayacağı ve haczedilemeyeceği belirtilmiş, atıf maddelerinde düzeltme yapılmış ve bu düzeltmelerin Umumi Mağazalar Kanunu kapsamında atanan Bakanlık temsilcisi hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
Yine, Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) umumi mağazacılık uygulamalarının, lisanslı depoculuk sistemi Ülke genelinde yaygın olarak uygulanmaya başlayıncaya kadar bir süre daha devam ettirilmesinin gerekli olduğu değerlendirilerek bu yönde bir değişiklik yapılmıştır.

MADDE 6 – Maddede, Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun “Üyeliğin son bulması” başlıklı 8 inci maddesinde sayılan durumdaki üyelerin kayıtlarının seri şekilde silinmesi, aynı Kanunun 68 inci maddesinin üçüncü fıkrasınca esnaf ve sanatkârların sicil kayıt beyannamelerinde meydana gelen değişiklikleri zamanında sicile bildirmek ve Bakanlık e-esnaf ve sanatkâr veri tabanında yer alan esnaf ve sanatkârlara ilişkin bilgilerini her an güncel tutulması maksadıyla, sicil tadil ve terkin işlemlerinden ücret alınmaması hususu düzenlenmiştir.
Kanunun 8 inci maddesinde sayılan durumların oluşması halinde üye kaydının silinmesi yönünde oda yönetim kurulunun karar alması ve bunu sicile bildirerek kaydın silinmesinin temin edileceği hükmü ile 68 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan tescili gerektiren olay veya işlemlerin tamamen veya kısmen sona ermesi veya ortadan kalkması halinde sicildeki kayıt ilgilinin talebi üzerine kısmen veya tamamen silineceği hükmü çelişmektedir.
Yine Kanunun 68 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Esnaf ve sanatkârlar kayıt beyannamelerindeki hususlarda meydana gelen değişiklikleri en geç otuz gün içinde sicile bildirmek zorundadırlar.” hükmünün üyelerce bilinmemesi veya beyannamelerdeki değişikliği sicile bildirmeleri halinde gazete ilan ücreti ile harç istenmesi nedeniyle üye terkin işlemlerinin sağlıklı bir şekilde yapılamadığı ve dolayısıyla online olarak hizmet verenBakanlık e-esnaf ve sanatkâr veri tabanındaki esnaf ve sanatkârlara ilişkin bilgilerin de güncelliğini yitirdiği görüldüğünden söz konusu değişiklik yapılmaktadır.

MADDE 7 – Bakanlıkların yeniden yapılandırılması sürecinde Bakanlık ismi değiştiğinden madde ile 5957 sayılı Kanunda değişiklik yapılmış, perakende satış yapan üreticilerin çoğu, genellikle ürettikleri sebze ve meyveleri üretim yerinde veya bu yerlerin yakınında tüketicilere arz ettiğinden üreticilerden sattıkları bu mallara ilişkin bildirimde bulunmalarının istenmesinin uygulamada bazı sıkıntılara yol açabileceği ve üreticileri mağdur duruma düşürebileceği değerlendirildiğinden, bahse konu yükümlüğün kaldırılması amaçlanmış, toptancı hali içinde satış yapanların kendi aralarında mal almalarısatmalarıdevretmelerine ilişkin hususların, uygulamada karşılaşılabilecek durumlar dikkate alınarak ikincil düzenlemelere bırakılmasına yönelik bir düzenleme yapılmış, toptancı hallerin halde işlem gören malların gıda güvenilirliği analizlerini yaptırma zorunluluğu bir geçiş sürecine bağlanmış, teşvik unsuru olarak belirli mallardan hal rüsumunun alınmaması ilke olarak benimsenmiş, ihtiyaç olması halinde hal rüsumu alınmaması öngörülen mallardan da rüsum tahsil edilmesi hususunda Bakanlar Kuruluna karar alma yetkisi verilmiş, toptancı hallerindeki işyerlerinin devri için tanınan imkanın pazar yerlerindeki tahsisli satış yerleri için de sağlanabilmesi amacıyla bu satış yerlerinin Bakanlıkça belirlenen sebepler dahilinde devrinin yapılmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.  

MADDE 8 – 640 sayılı K.H.K. ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığına, teknik mevzuatı bulunmayan ve doğrudan tüketiciye sunulan ürünlerin piyasa gözetimi ve denetimi yapma yetkisi verilmiştir. Ancak, hem 640 sayılı K.H.K.’nin 11/b. maddesinde hem de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” maddesinde Bakanlığa tüketicilerin sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla her türlü tedbiri alma görevi verilmiştir. Bu nedenle, tüketicinin korunması görevinin sadece teknik mevzuatı bulunmayan ürünler ile sınırlanmasınedeniyle teknik mevzuatı bulunmayan ürünlerde yetkili kuruluşun tespit edilmesindesıkıntılar yaşanmakta, bir ürünün güvenliğine ilişkin birden fazla kuruluşun yetkili olması söz konusu olmakta ve kurumlar arası yetki ve sorumluluk karmaşası oluşmaktadır. Bu yetki karmaşasından ise tüketiciler mağdur olabilmektedir. Bu sıkıntıların ortadan kaldırılması, tüketicilerin muhatap olacağı kuruluşun belirlenmesi ve Avrupa Birliği uygulamalarına uyum sağlanması açısından tüketici ürünlerine ilişkin piyasa gözetimi ve denetimi yetkisininGümrük ve Ticaret Bakanlığında bulunması amaçlanmıştır.

GEÇİCİ MADDE 1 – Maddenin birinci fıkrasında, çeşitli sebeplerle münfesih olan veya dağılan ya da tasfiye işlemleri tamamlanamamış şirket ve kooperatiflerin tasfiye işlemlerinin ilgili kanunlarındaki usullere uyulmaksızın hızlı bir şekilde yapılması sağlanarak, faaliyeti bulunmayan şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilinden unvanlarının silinmesi, bu şekilde faal durumda olmayan ancak kayıtlarda faal gözüken şirket ve kooperatiflere ilişkin fiili durumun ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.
Maddeye, şirketin veya kooperatifin herhangi bir nedenle davacı veya davalı sıfatıyla henüz kesinleşmemiş davada taraf olması halinde dava ehliyetinin bir sonucu olarak bu şirket veya kooperatiflerin unvanlarının terkin edilmeyeceği hususu eklenmiş, şirket veya kooperatiflerin bu madde kapsamına girdiğinin ticaret sicil memurluğunca kendiliğinden veya bildirim üzerine anlaşılması durumunda işlemlere re’sen başlanılması öngörülmüş, tasfiye işlemleri sırasında ilgili kanunlar ve esas sözleşmeler gereğince genel kurul kararı alınmasını zorunlu kılan durumlarda tasfiye işlemlerin hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasının sağlanması açısından bu hükümlerin uygulanmayacağı hususu düzenlenmiş, yapılan ihtar ve ilâna rağmen, süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunu bildirmeyen yahut durumunu Kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birlikte bildirmeyen şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilinden unvanlarının re’sen silineceği yönünde düzenleme yapılmış, ticaret sicilinden unvanları silinecek şirket veya kooperatiflerinborçlarının, unvanlarının silinmesine engel teşkil etmeyeceği açıklanmış, Ticaret Sicilinden kaydı silinen şirket ve kooperatiflerin ilgilerinin kamu borçlarından ötürü 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun kapsamında sorumluluklarının devam edeceği belirtilmiştir. ortakların sermaye ile sorumlulukları tüm malvarlıkları ile sorumluluk haline getirilerekamu alacaklarına güvence sağlanması amaçlanmış, ihya nedeniyle yapılacak tescil işlemleri hariç olmak üzere ticaret sicili memurluğunca yapılacak tescil ve kayıt silme işlemlerinin tümünün her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu belirtilmiştir. Muafiyet, yalnızca bu Kanun kapsamında yapılacak tasfiye işlemlerine mahsus olmak üzere ticaret sicili işlemlerinden doğacak vergi, resim ve harçlar için uygulanacaktır. Bu madde kapsamında yapılacak tasfiye işlemlerine ilişkin olmak üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanacak olan ilânlardan ücret alınmayacağı ve tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlıklarının terkin tarihinden itibaren 10 yılsonunda Hazineye intikal edeceği belirtilmiştir. Ayrıca, sicilden kayıtları silinen şirket ve kooperatiflerin terkin tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı sebeplerle yeniden ihya edilebilecekleri konusunda düzenleme yapılmıştır.

MADDE 9 – Yürürlük maddesidir.
 K
MADDE 10 – Yürütme maddesidir.


/16