28 Mart 2013 Perşembe

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (ve mali yükleri,” ibaresinin)

 
 
28 Mart 2013 PERŞEMBE
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Resmî Gazete
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sayı : 28601
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2011/109
Karar Sayısı : 2012/145
Karar Günü : 11.10.2012
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin, 18.6.2009 günlü, 5911 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen (9) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “…ve mali yükleri,” ibaresinin, Anayasa’nın 73. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
Davacı şirket adına ithal edilen emtiaya ilişkin olarak tahakkuk ettirilen ek mali yükümlülük ve katma değer vergisine yönelik itirazın reddi üzerine açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
DAVA KONUSU OLAY
Davacı ...Anonim Şirketi vekili tarafından, müvekkili şirket adına tescilli 05.01.2007 tarih ve 36 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaların, 2006/10852 sayılı İthalatta Geçici Korunma Önlemi Uygulanmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, geçici koruma önlemine tabi olduğundan bahisle eşyaya ilişkin vergi ve ek mali yüklerin teminata bağlanarak eşyanın ithal edildiği, daha sonra bu geçici koruma önleminin 2007/11621 sayılı kararla kesin koruma önlemine dönüştürülmesi üzerine 03.08.2010 tarih ve 149 sayılı işlem ile teminata bağlanan ek mali yükümlülüğün ödenmesinin istenildiği, bu kararın 15.09.2010 tarihinde davacıya tebliği üzerine 29.09.2010 tarihinde İzmit Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü nezdinde itiraz edildiği, ancak bu itirazın 19.10.2010 tarih ve 887 sayılı kararla reddedilerek 04.11.2010 tarihinde tebliği üzerine ilk defa İstanbul Nöbetçi Vergi Mahkemesi kayıtlarına 02.12.2010 tarihinde giren dilekçe ile 887 sayılı olumsuz işlemin iptali ile ek mali yükümlülüğün kaldırılması istemiyle Gebze Gümrük Müdürlüğüne karşı bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyanın Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi tek hakimliğince incelenmesi sonucu olayda uygulanacak kural mahiyetinde bulunan 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinin 9. bendinin (a) alt bendine 5911 sayılı Kanun ile ilave olunan “ve mali yükleri” ibaresinin Anayasanın 73. maddesine aykırı düştüğü sonucuna varılmış ve iptali için gönderme kararı verilmesi gerekmiştir.
MAHKEMEMİZCE ANAYASAYA AYKIRI BULUNAN KANUN MADDESİ:
Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 5911 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinin 9. bendini değiştiren “ithalat vergileri” deyimi,
a) Eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri,
b) Tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri;” hükmünün, (a) bendinde yer alan “ve mali yükleri” ibaresi aşağıda belirtilen gerekçe ile olayın çözümünde uygulanacak kural mahiyetinde olup Anayasada beliren vergileme ilke ve kurallarına aykırı bulunmuş ve iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması zorunlu görülmüştür.
ANAYASA AYKIRI GÖRÜLEN KURALIN ANLAM VE MAHİYETİ İLE DAVANIN ÇÖZÜMÜNE ETKİSİ :
6216 Sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 40. maddesinde; bir davaya bakmakta olan mahkemenin, bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa; iptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslını, başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneğini, dava dilekçesi, iddianame veya davayı açan belgeler ile dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örneklerini dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği; genel sekreterlik tarafından gelen evrakın kaleme havale edileceği ve keyfiyetin başvuran mahkemeye bir yazı ile bildirileceği, evrakın kayda girişinden itibaren on gün içinde başvurunun yöntemine uygun olup olmadığı inceleneceği, açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının, Mahkeme tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği, Anayasa Mahkemesinin, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verip açıklayacağı, bu süre içinde karar verilmezse ilgili mahkemenin davayı yürürlükteki hükümlere göre sonuçlandıracağı, ancak Anayasa Mahkemesinin kararının, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelmesi halinde mahkemenin buna uymak zorunda olduğu hükme bağlanmış olup;
Salt bir vergi kanunu olmayıp aynı zamanda Devletin temel fonksiyonlarından olan gümrük hizmetlerinde uygulanacak usul ve yöntemleri de kurala bağlayan, dolayısı ile 2576 sayılı idari yargı teşkilatına ilişkin Yasa uyarınca özel görevli vergi mahkemesi alanı dışında yer alan genel görevli idare mahkemesi görev alanına, hatta Kabahatler Kanunu gibi idari yargının dahi dışında olan adli yargı görev alanına girebilecek bir çok potansiyel uyuşmazlık konusuna ilişkin kuralı bünyesinde barındıran 4458 sayılı Gümrük Kanununun tanımlara ilişkin 3. maddesi 5911 sayılı Kanunla değiştirilmeden önce “ithalat vergileri deyimi,
a) Eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler kuralı mevcut olduğundan ek mali yükümlülükler, vergi ve benzeri mali yükümlülük kapsamına girmediğinden vergi mahkemelerinin görev alanına da girmemekteydi. Ancak salt bu neviden alacaklarda gümrük idaresinin tahsile ilişkin yetkisi olup olmadığı yolunda oluşan tartışmaya son verilmek maksadıyla 5911 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte bu tanım kapsamına “ve benzeri mali yükler” ibaresi eklenmiş, ek mali yükümlülük kavramı da vergi benzeri mali yükümlülükler kapsamına sokulurken aynı zamanda Yasakoyucu öngörmediği halde bu nev’iden alacaklar idare mahkemelerinin görev alanından çıkartılmış ve vergi mahkemelerinin görev alanına girmiştir. Oysa bu neviden alacakların bünyesini oluşturan ana hükümlerde (Dış Ticaretin Düzenlenmesine ilişkin Kanun) vergi nev’iinden alacaklara ilişkin olmazsa olmaz kuralı bulunan “kanunilik” ilkesi yönünden bir düzeltme yapılmamıştır. Böylece vergi benzeri olmayan ek mali yükümlülüklerin Anayasanın 167. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararı ile getirildiği ve olayın da bu minvalde incelenmesi gerektiği, ancak 4458 sayılı Kanuna sonradan eklenen ibare sebebi ile 1982 Anayasasının 73. maddesi kapsamında incelenmesi gerekeceği, bu gerekliliğin ise Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkarılan tüm ek mali yükümlülüklerin iptali gibi ağır sonuçlar doğuracağı, zira son tahlilde “verginin kanuniliği” ilkesi uyarınca Bakanlar Kurulu Kararları (BKK) ile ek mali yükümlülük konulamayacağı hususları kendiliğinden birer eşitlik olarak belirmektedir. Bu cihetle Mahkememizde görülmekte olan davanın çözümlenmesinde doğrudan uygulanacak olan ve Mahkememizce Anayasaya aykırı olduğu kanısına varılan söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesince iptalinin talep edilmesi icap etmiştir.
ANAYASAYA AYKIRILIK SEBEBİ:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73. maddesinin 2. fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konularak değiştirileceği veya kaldırılacağı 3. fıkrasında ise, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Anayasanın 167/2. maddesinde, dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği düzenlenmiş, bu maddeye dayalı olarak; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 55. maddesi ile 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda, dış ticaretin düzenlemesine yönelik ek tedbirler koyma veya konulan tedbirler üzerinde değişiklik yapma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir. Anılan Kanunlardan 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, dış ticaretin, ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılması, bu yükümlülüklere ilişkin esasların tespit edilmesi ve oluşan fonların kullanılması bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği, 2. maddesinde, Bakanlar Kurulunun bu Kanun kapsamındaki konularda düzenlemeler yapmaya yetkili olduğu, 3. maddesinde ise, ithalat, ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerine konulan ek mali yükümlülüklerin nev’i, miktarı, tahsili, takibi, iadesi, gerektiğinde bütçeye irat kaydedilmesi, bir fonda toplanması ve fonun kullanım esasları Bakanlar Kurulu kararında gösterileceği ve ek mali yükümlülüklerin tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Bu hükümlere istinaden Bakanlar Kurulunca 2007/11621 sayılı İthalatın Korunma Önlemi Uygulanması Hakkında Karar çıkarılarak belirli mallar için belli oranlarda ek mali yüküm getirilmiş iken 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinde yer alan “ithalat vergileri” deyimi,
a) Eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler” şeklinde tanımlanmış iken 5911 sayılı Kanun ile bu tanım kapsamına “ve benzeri mali yükler” ibaresi eklenmiştir.
Yukarıda yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden, bir kamu alacağının vergi ve benzeri mali yük olarak nitelendirilebilmesi için, öncelikle Kanunla düzenlenmesi gerektiği, zira 1982 Anayasasının 73. maddesinde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm koymanın kanun koyucunun yetkisinde bulunduğu kuralına yer verildiği, ancak Bakanlar Kuruluna bu yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi verilebileceği; bu mali yükümlülükler dışında Anayasanın 167. maddesi uyarınca, dış ticaretin düzenlenmesi amacıyla ek mali yüküm koyma konusunda da Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği açıklanarak, vergi ve benzeri mal yük ile ek mali yükümlülük arasındaki fark ortaya konulmuştur. Ancak 5911 sayılı Kanun ile 4458 sayılı Kanunun 3. maddesinde yapılan değişiklikle, ithalat vergilerinin kapsamına Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca getirilen ek mal yükümlülükler de sokularak Anayasanın 73. maddesine aykırı şekilde düzenleme yapıldığından “ve benzeri mali yükler” ibaresinin iptal edilerek yürürlükten kaldırılması gerektiği düşünülmektedir
Açıklanan nedenlerle 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3. maddesinde yer alan “İthalat vergileri” deyiminin tanım ve kapsamına 5911 sayılı Kanun ile alınan “ve benzeri mali yükler” ibaresinin Anayasanın 73. maddesine aykırılığı ve iptali hakkında karar verilmek üzere dava dosyasındaki belgelerin onaylı örneklerinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, dava dosyasının bu hususta karar verilinceye veya dosyanın Anayasa Mahkemesine ulaştırılmasından itibaren beş aylık süre doluncaya kadar bekletilmesine 07.10.2011 tarihinde karar verildi.”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin, 18.6.2009 günlü, 5911 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen ve itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı bendi şöyledir:
“9. ‘İthalat vergileri’ deyimi,
a) Eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri,
b) Tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri;
İfade eder.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa’nın 73. maddesine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN’ın katılımlarıyla 3.11.2011 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Cengiz ERTEN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralı ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, bir kamu alacağının vergi ve benzeri mali yük olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle kanunla düzenlenmesi gerektiği; Anayasa’nın 73. maddesine göre, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülük koymanın kanun koyucunun yetkisinde olduğu; Bakanlar Kurulunun bu yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle, oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisinin bulunduğu; bu mali yükümlülükler dışında Anayasa’nın 167. maddesi uyarınca, dış ticaretin düzenlenmesi amacıyla ek mali yükümlülük koyma konusunda da Bakanlar Kuruluna yetki verilebileceği ifade edilmek suretiyle vergi ve benzeri mali yük ile mali yükümlülük arasındaki farkın ortaya konulduğu ancak, 5911 sayılı Kanun ile 4458 sayılı Kanun’un 3. maddesinde yapılan değişiklikle, ithalat vergilerinin kapsamına Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca getirilen ek mali yükümlülüklerin de dâhil edildiği belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 73. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun’un itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı bendinde, “İthalat vergileri” deyiminin, eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri ifade ettiği belirtilmiştir.
Anayasa’nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” denilerek verginin kanuniliği ilkesi benimsenmiştir.
Anayasa'nın 167. maddesinin ikinci fıkrasında ise “Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.” denilmektedir.
Anayasa’nın 167. maddesine dayalı olarak çıkartılan ve Bakanlar Kuruluna yetki veren kanun, 2.2.1984 günlü, 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’dur. Bu Kanun gereğince dış ticaretin, ülke ekonomisinin yararına düzenlenmesini sağlamak amacıyla ithalat, ihracat veya dış ticaret işlemleri üzerine konulan vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler konulması ve kaldırılmasında Bakanlar Kurulu yetkilendirilmiştir.
Kanun’un itiraz konusu kuralı da içeren (9) numaralı bendindeki düzenleme ile gümrük vergileri tanımının içine diğer eş etkili vergiler ve mali yükler de dâhil edilerek gümrük idarelerince değişik adlarla tahsil edilen veya tahsil edilip edilmediği kontrol edilen tutarlar için de gümrük vergilerinin tâbi olduğu usul ve esasların uygulanması amaçlanmıştır. Böylece ek mali yükümlülükler için hak arama yolları, tahsil usulleri ve zamanaşımı gibi konularda ithalat vergileriyle yeknesaklık sağlanmış olmaktadır. Başvuru kararında, ek mali yükümlülüklerin, ithalat vergisi tanımı içine alınması nedeniyle “vergilerin kanuniliği” ilkesi gereğince kanunla düzenlenmeleri gerektiği ileri sürülmüşse de bu yükümlülüklerin ithalat vergileri kapsamında olmaları bunların niteliğinde ve içeriğinde bir değişikliğe yol açmamaktadır. Zira, ek mali yükümlülüklerin, ithalat vergisi içerisine konulması, bunların alınış amaçlarını, türünü ve miktarını belirlemede Bakanlar Kurulunun yetkisini değiştirmemekte ve ek mali yükümlülüklere vergi niteliği kazandırmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 73. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
VI- SONUÇ
27.10.1999 günlü, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 3. maddesinin, 18.6.2009 günlü, 5911 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen (9) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “… ve mali yükleri,” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 11.10.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
Başkanvekili
Serruh KALELİ
Başkanvekili
Alparslan ALTAN
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
Üye
Mehmet ERTEN
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
Üye
Burhan ÜSTÜN
Üye
Engin YILDIRIM
Üye
Nuri NECİPOĞLU
Üye
Hicabi DURSUN
Üye
Celal Mümtaz AKINCI
Üye
Erdal TERCAN
Üye
Muammer TOPAL
Üye
Zühtü ARSLAN

27 Mart 2013 Çarşamba

Vergi İncelemeleri Özelgelere Uygun Gerçekleştirilecektir.



27 Mart 2013 tarihli ve 28600 sayılı Resmi Gazete'de özelgelerin önemini daha bir ön plana çıkaran 425 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı.

Buna göre, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar inceleme neticesinde tanzim edecekleri raporlarda vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı hususlara yer veremeyecekler, dolayısıyla da bu düzenlemelere aykırı olarak tarhiyat öneremeyeceklerdir. Ancak, bu raporların intikal ettirildiği Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları, raporları değerlendirirken yukarıda zikredilen mevzuata ilave olarak Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş olan özelgelere uygunluk kıstasını da tatbik edeceklerdir.

Rapor değerlendirme komisyonları raporları özelgelere uygunluk yönünden değerlendirirken eleştiri konusu yapılan hususla ilgili olan ve Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş özelgeleri dikkate alacak ve varsa adına rapor düzenlenen mükellefe verilmiş özelge ile sınırlı kalmayacaktır.

Raporda, özelgede yer alan görüş aksine bir tenkit varsa rapor olumsuz değerlendirmeye konu edilecektir. Olumsuz değerlendirmenin yapılabilmesi için özelgede yer alan görüşün tam olarak raporda tenkit edilen konuyla ilgili olması diğer bir ifadeyle verilen izahatın aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulanabilir olması gereklidir. Ayrıca, rapor değerlendirme komisyonunun dikkate alacağı özelgenin ilgili konuda Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş en güncel özelge olması gerekmektedir.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları vergi inceleme raporlarını değerlendirirken, Gelir İdaresi Başkanlığınca verilmiş olan özelgelere uygunluk kıstasını da arayacaklar ve varsa adına rapor düzenlenen mükellefe verilmiş özelgeler ile sınırlı kalmayacaklardır.

Diğer taraftan, yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde, söz konusu özelge VUK ‘un 140 ıncı maddesinin 4 üncü fıkrası hükmüne göre oluşturulacak komisyon tarafından değerlendirilecek ve değerlendirme neticesinde verilen karar ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlayacaktır.

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ SİRKÜLERİ / 19

 
 
 
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ SİRKÜLERİ / 19

Konusu : 2012/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının yürürlük tarihinden önce (EK:14) talep ve taahhütname verilerek ithal edilen mallar ile (EK:17) talep ve taahhütname verilerek satın alınan mallara ilişkin uygulama.
Tarihi : 27/3/2013
Sayısı : ÖTV-1/2013-2
İlgili Olduğu Maddeler : ÖTV Kanunu 1, 2, 3, 8 ve 12 nci maddeler



1- Giriş:

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, imalatta kullanılmak üzere 8/10/2012 tarihli ve 2012/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın yürürlük tarihi olan 9/10/2012 tarihinden önce gerek (EK:14) talep ve taahhütname verilerek ithal edilen gerekse (EK:17) talep ve taahhütname verilerek satın alınan ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan mallara ilişkin hangi uygulamalar kapsamında işlem yapılması gerektiği hususunda tereddütler olduğu anlaşılmaktadır.

2-Yasal Düzenlemeler:

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; bu Kanuna ekli (I) sayılı listedeki malların ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler tarafından teslimi ile ÖTV uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV'ye tabi tutulmuş, 2 nci maddesinde teslim ve teslim sayılan haller tanımlanmış, 3/a maddesinde ise malın teslimi veya ilk iktisabı hallerinde vergiyi doğuran olayın; malın teslimi veya ilk iktisabında meydana geldiği hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki vergi tutarları uygulanarak teslim edilen malların, imalatçılar tarafından imalatta kullanılmaları halinde vergi tutarlarının indirimli uygulanmasına yönelik 8/10/2012 tarihli ve 2012/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Karar 9/10/2012 tarihli ve 28436 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Kararname ile ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki vergi tutarları uygulanarak teslim edilen malların, alıcı imalatçılar (sanayi sicil belgeli imalatçılar) tarafından imalatta kullanılmaları halinde vergi tutarlarının iade yöntemi ile indirimli uygulanması sağlanmış; bu nedenle daha önce uygulanan (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların aynı Kanunun 8/1 inci maddesi uyarınca (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere mükellefler tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen ÖTV'nin tecil edilecek kısmı sıfır olarak belirlenmiş, 30/11/2002 tarihli ve 2002/4930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 4 üncü maddesi ile 13/11/2003 tarihli ve 2003/6467 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 1 inci maddesi uygulamaları yürürlükten kaldırılmıştır.

Bahse konu Kararnamede düzenlenen indirimli vergi uygulamalarından kaynaklanan vergi farklılaştırmalarının alıcılara iade yöntemi ile uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ise 11/10/2012 tarihli ve 28438 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 25 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliğinde açıklanmıştır.

3- Sonuç:

Yukarıda yer alan düzenlemeler çerçevesinde, 2012/3792 sayılı Kararnamenin yürürlük tarihi olan 9/10/2012 tarihine kadar (EK:14) talep ve taahhütname verilerek ÖTV Kanununun 8/1 inci maddesinde düzenlenen tecil-terkin uygulaması ile 2002/4930 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 4 üncü maddesi kapsamından yararlanmak amacıyla ithal edilen ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan malların gerek söz konusu Kararnamenin yürürlük tarihinden sonra imalatta kullanılması gerekse 2002/4930 sayılı Kararname kapsamında ithal edilen bu mallardan imal edilen malların 9/10/2012 tarihinden sonra teslim edilmesi halinde Kararnamenin yürürlük tarihinden önceki mevzuat hükümlerine göre işlem yapılması mümkün bulunmaktadır.

Bununla birlikte mükellefler tarafından, 2012/3792 sayılı Kararnamenin yürürlük tarihinden önce yukarıda bahsi geçen uygulamalar kapsamından yararlanmak amacıyla ithal edilerek 9/10/2012 tarihinden sonra imalatta kullanılan veya imal edilerek teslim edilen mallara ilişkin olarak söz konusu Kararname ile getirilen iade sistemi kapsamında beyanname verilerek ÖTV ödenmiş olması halinde 25 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esasların yerine getirilmiş olması şartıyla bahse konu Kararname kapsamında işlem yapılmasının da talep edilmesi söz konusu olabilecektir.

Ayrıca 2003/6467 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 1 inci maddesi kapsamından yararlanmak amacıyla 9/10/2012 tarihinden önce (EK:17) talep ve taahhütname verilerek satın alınan ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan mallardan imal edilen malların, 2012/3792 sayılı Kararnamenin yürürlük tarihinden itibaren (EK:2) talep ve taahhütname ile ÖTV Kanununun 8/1 inci maddesinde düzenlenen tecil-terkin uygulaması kapsamında teslim edilmesi fiilen mümkün bulunmadığından, bahsi geçen Kararnamenin 1 inci maddesi uygulamasında belirlenen süre içerisinde yapılmış normal, istisna veya ihraç kayıtlı teslimleri için de 2012/3792 sayılı Kararnamenin yürürlük tarihinden önceki mevzuat hükümlerine göre işlem yapılması mümkün bulunmaktadır.

Duyurulur.



Mehmet KİLCİ

Gelir İdaresi Başkanı

Defter Kapanış Onaylarına İlişkin Hatırlatma


Bilindiği üzere, Yeni TTK'nın defter tutma yükümlülüğüne ilişkin 64 üncü maddesi uyarınca, yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin üçüncü ayının sonuna kadar (hesap dönemi takvim yılı olanlarda Mart ayı içinde) notere yaptırılması gerekmektedir.

Hali hazırda, yevmiye defterinin kapanış onayının izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayının ise izleyen faaliyet döneminin üçüncü ayının sonuna kadar notere yaptırılmasını öngören bir kanun taslağı TBMM komisyonunda yer alsa da, henüz kabul edilen bir düzenleme olmadığından şuan yürürlükte bulunan düzenlemeler dikkate alınarak hareket edilmesi faydalı olacaktır.

26 Mart 2013 Salı

Fitch Ratings'in İngiltereye İlişkin Açıklaması

   
 
     Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Nisan'da İngiltere'nin kredi notunun indirilebileceği uyarısında bulundu. Kuruluş İngiltere'nin uzun vadeli kredi notunun görünümünü negatife çekerek, indirim ihtimalinin arttığına dikkat çekti. Reyting ajansı, kararına gerekçe olarak İngiltere'nin beklenenin üzerindeki borç seviyesini ve büyüme tahminlerindeki aşağı yönlü revizyonu gösterdi

ABD-AB Serbest Ticaret Anlaşması’na Destek Büyüyor

ABD-AB Serbest Ticaret Anlaşması’na Destek Büyüyor


Dünya’nın en büyük iki ticaret devi arasında bir süredir zemin yoklaması şeklinde devam eden temasların ciddi bir Serbest Ticaret Anlaşması arayışına dönüşeceği anlaşılmaktadır. Bu amaçla iki taraf arasındaki temasların olumlu seyrettiği ve STA’dan her iki tarafın da beklentilerinin yükselmeye başladığı ve anlaşmanın 2014 yılında tamamlanacağına dair ümitlerin yeşerdiği belirtilmektedir. Başkan Obama’nın önceliğinin, bu defa küresel ticaretin daha açık bir ortamda gerçekleştirilmesini sağlamak olduğu görülmektedir.
Başkan Obama 13 Şubat 2013 tarihinde yaptığı Birliğin Durumu mesajında bu konuya değinmiş ve desteğini çok açık bir şekilde dile getirmiştir:”… ve bu akşam Avrupa Birliği ile kapsamlı Transatlantik Yatırım ve Ticaret görüşmelerine başlayacağımızı ilan ediyorum. Çünkü serbest ve adil ticaretin Atlantik üzerinde gerçekleşmesi milyonlarca Amerikan vatandaşının iyi maaş almasını sağlayan işlerde çalışmasını desteklemektedir.”
Doha Kalkınma Turunda karşılaşılan tıkanıklık Başkan Obama’yı, ABD Temsilciler Meclisine ve Amerikan kamuoyuna kolayca kabul ettirebileceği farklı bir yola sevk etmiştir. ABD Pasifikte müzakereleri yoğun bir şekilde yürütülen Trans Pasific Partnership (TPP) arayışının yanında en büyük ticaret partneri olan AB ile yeni nesil sayılan derinleştirilmiş bir STA’ya yönelmiştir.
ABD Ulusal İstihbarat Konseyi’nin 2030 yılına ait beklentiler konusundaki raporunda Asya ülkelerinin 2030’da ABD ve AB ekonomilerini toplamından daha büyük olacağı yolundaki tahminleri, taraflar arasındaki ilişkilerin daha da yoğunlaştırılmasının bir başka nedenini oluşturmuştur. İlk defa geçtiğimiz yıl AB Komisyonu Başkanı Barroso ile Başkan Obama tarafından gündeme getirilen STA fikri, bir iyi niyet ifadesinin ötesine geçilerek ciddi bir müzakere ortamına doğru süratle ilerleme kaydetmiştir.
Gerçekten de, ABD ‘yi ziyaret eden kalabalık bir Avrupa Birliği Parlamenter grubu, ABD ve Temsilciler Meclisini ziyaretleri sırasında, STA üzerinde kapsamlı şekilde durmuş ve bu konudaki ciddiyetlerini belirtmişlerdir. AB Ticaret Komiseri Karl de Gucht ile ABD Ticaret Temsilcisi Ron Kirk’in Eş Başkanlık yaptığı Çalışma Grubunun bu konuda hazırlayacakları rapor bu yıl sonunda her iki Başkana sunulacaktır.
Esasen, en büyük iki ticaret blokunu oluşturan ABD ve AB, ekonomilerinin gelişmişlik seviyelerinin dikte ettiği geleneksel yaklaşımların ötesinde farklı içerikte bir ticaret anlaşması hedeflemektedirler. Tablo dan da görüleceği üzere mal ticaretinde gümrük tarifeleri düşüktür. Olası anlaşmanın gümrük tarifelerini indirmek yerine, hizmet ticaretinin kolaylaştırılması, tarife dışı engellerin azaltılması, elektronik ticareti, fikri mülkiyet hakları ve iletişim teknolojilerine ilişkin ileri düzenlemelerin yapılması, bitki ve insan sağlığı alanlarında küresel düzenlemelere örnek teşkil edecek yeni kuralların yaratılması gündemdedir.
ABD - AB Ticaret İlişkileri
merve2.520px
Kaynak: DTÖ, Ülke İstatistikleri
Neden şimdi?
Tarafların Transatlantik işbirliğini daha ileri seviyeye götürmek konusunda anlayış birliği içinde olmaları küresel ticarete ilişkin beklentileri ile doğrudan bağlantılıdır:
  • Çok taraflı sistemin küresel ticaretin liberalleştirilmesinde gösterdiği zaafiyeti iki büyük blok arasında yapılacak bir STA ile bir ölçüde giderilmesi gündemdedir.
  • Çin’in süratli bir şekilde etkinliğini artırdığı küresel ticaret alanında günümüzde başat aktör olma özelliğini muhafaza eden iki blok arasında mutabakat sağlanarak, çok taraflı ticaretin kurallarının oluşmasına emsal olacak düzenlemelerin zamanlıca yapılması amaçlanmaktadır.
  • ABD kamuoyunda dış ticaretin istihdam kaybına neden olan bir olgu gibi algılandığı bir ortamda, AB’deki işgücü maliyetlerinin ABD ile orantılı olması , AB ile genişletilmiş ve derinleştirilmiş bir STA yapımı, ABD ticaret çevrelerinde destek sağlayabilecektir.
  • Özellikle pazara giriş bakımından belirleyici bir öneme sahip olan; ilaçların onaylanmasına, ürünlerin standartlarının belirlenmesine, çevre ve istihdam standartlarının düzenlenmesine ilişkin süreçlerde uygulanan kuralların uyumlaştırılması; her iki blok bakımından önemli bir pazar açılımı avantajı sağlayabilecektir.
  • ABD’nin, Çin’in ekonomik ve siyasi olarak nüfusunu dengelemek saikiyle Pasifik bölgesine yoğunlaştırdığı ilgisini Transatlantik işbirliği ile farklı bölgelerde yaygınlaştırmaya çalıştığı kanıtlanabilecektir.
Türkiye bakımından...
Türkiye ‘nin tarım dışı mal ticaretine ilişkin gümrük tarifeleri Gümrük Birliği nedeniyle esasen düşük olduğu için ABD- AB STA’sının etkileri bu alanda önemli olmayabilir. Ancak,çok taraflı ticaretin Doha Kalkınma Turu dolayısıyla kural koyma kabiliyetinin kısıtlandığı günümüzde, iki büyük blokun üzerinde anlaşacakları kuralların küresel ticaret bakımından emsal teşkil edeceği düşünülmektedir. Bu husus, müzakerelerine katılmadığımız, katkıda bulunmadığımız kurallar bütününe Türkiye’nin uzun vadede uyum gösterme zorunluluğunu beraberinde getirmektedir. Müzakerelerin yakından izlenmesi yararlı olacaktır.
* Merve Begüm Akıncıoğlu, Ticaret Çalışmaları Merkezi, Araştırmacı

ABD ve AB STA Görüşmelerinde Meksika'nın Pozisyonu

Kaynak : Washington Trade Daily

Meksika Dışişleri Bakanı José Antonio Meade, ABD ile AB'nin görüşmelerine Meksika'nın katılmasından memnun olacaklarını açıkladı. Meade, dünyanın en büyük iki serbest ticaret bölgesi olan AB ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'na tabi ülkeleri birleştirmenin mantıklı olduğunu, ekonomik güçler üzerinde kaldıraç etkisi yaratabileceğini söyledi. Meksika'nın şu an, AB ile serbest ticaret anlaşması bulunurken, Kanada ve ABD, AB ile kendi ticaret anlaşmalarını müzakere ediyorlar.

Hizmet Ticaretinde "Real Good Friends" Grubu Çalışmaları

Hizmet ticaretinde çok taraflı bir uluslararası anlaşma imzalamak için bir araya gelen ve "Real Good Friends" adıyla bilinen ülkeler grubu, 22 Mart 2013 tarihinde yaptıkları toplantıda, halen sürmekte olan müzakere sürecini 'hizmet ticareti anlaşması çalışmaları' olarak nitelendirmeye karar verdi. Toplantıda ayrıca, Ağustos ayına gelmeden piyasa erişimi hususundaki taahhütlerin karşılıklı olarak değiştirilmesi gündeme geldi. Yetkililer, ülkelerin piyasaya erişim taahhütlerine sektörel bazda son halini verebilmeleri için daha fazla zamana ihtiyaç duyabileceklerini de ifade etti.

25 Mart 2013 Pazartesi

Yabancı Plakalı Taşıtlar ile Antrepodan Eşya Taşınması


 

 
T.C.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

Gümrükler Genel Müdürlüğü

 

Sayı    : 44873033-010.05-II

Konu : Yabancı Plakalı Taşıtlar ile Antrepodan Eşya Taşınması

 

 

                                                           21.03.2013 / 5706

GÜMRÜK VE TİCARET BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE

                                                                                              

            Son dönemde Bakanlığımıza, yabancı plakalı taşıtla ülkemize getirilerek antrepoya boşaltılmış ve serbest dolaşıma girmiş eşyanın, yine aynı yabancı plakalı taşıtla, taşıma belgesinde yazılı yurt içindeki boşaltma yerine kadar taşınmasına ilişkin çeşitli şikayetler iletilmiştir. 

4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 12 nci maddesi;

"Uluslararası yolcu ve eşya taşımaları;

a) Türkiye'ye karayoluyla veya demiryoluyla herhangi bir hudut kapısından giren veya Türkiye'nin herhangi bir limanına denizyolu ile gelen karayolu taşıtlarıyla yapılan transit taşımaları,

b) Türkiye'ye demiryolu, denizyolu veya havayoluyla gelen ve varış noktasından karayolu taşıtlarıyla üçüncü ülkelere yapılan taşımaları,

c) Türkiye'den karayolu taşıtları ile diğer ülkelere yapılan taşımaları,

d) Diğer ülkelerden karayolu taşıtları ile Türkiye'ye yapılan taşımaları,

Kapsar."

13 üncü maddesi;

"12 nci maddenin (a) bendindeki taşımaları, uluslararası ikili ve çok taraflı karayolu taşıma anlaşmalarına göre taşıma yapmaya yetkili veya Bakanlıkça izin verilmiş yabancı plakalı taşıtlar ile uluslararası taşımalar için Bakanlıktan yetki belgesi almış taşımacılara ait taşıtlarla yapılabilir.

12 nci maddenin (b) bendindeki taşımalar, Bakanlıktan uluslar arası taşımacı yetki belgesi almış taşımacılar tarafından yapılır. Yabancı plakalı taşıtlara ise Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile taşıma yetkisi verilebilir.

Yukarıdaki fıkralarda taşıma yetkisi verilen taşıtların, hangi ülkelere hangi kara hudut kapısı, deniz limanı, hava alanı veya limanı, demiryolu istasyonu veya garından taşıma yapacağı Bakanlıkça belirlenir.

 12 nci maddenin (c) ve (d) bentlerindeki taşımalar uluslararası taşımacı yetki belgesine sahip taşımacılar ile ikili ve çok taraflı karayolu taşıma anlaşmalarına göre izin verilmiş veya Bakanlıkça özel izin belgesi verilmiş yabancı taşımacılara ait taşıtlarla yapılabilir.

Yabancı plakalı taşıtlar, Türkiye sınırları dahilindeki iki nokta arasında taşıma yapamazlar."

1 seri no.lu Gümrük Genel Tebliğinin (TIR İşlemleri) 53 üncü maddesi;

"Gümrük işlemleri tamamlanarak serbest dolaşıma giren eşyanın, taşıma belgelerinde yazılı yurt içindeki boşaltma yerlerine kadar aynı yabancı plakalı taşıtla taşınması mümkündür." hükümlerini amirdir.

Bahsi geçen Tebliğin 53 üncü maddesinde, gümrük işlemleri tamamlanarak serbest dolaşıma giren eşyanın, taşıma belgelerinde yazılı yurt içindeki boşaltma yerlerine kadar aynı yabancı plakalı taşıtla taşınmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Ancak söz konusu taşıma, 16 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği (Gümrük İşlemleri) (Tam Beyanlı Yaygın Basitleştirilmiş Usul) kapsamında, taşıt üstü işlem gören serbest dolaşıma giriş beyannamelerine ilişkin eşyaların, herhangi bir antrepoya ve geçici depolama yerine boşaltılmaksızın, aynı yabancı plakalı taşıtlarla taşıma belgesinde yazan boşaltma yerine taşınması işlemiyle ilgilidir.

Yabancı plakalı araçla gelip antrepolara ve geçici depolama yerlerine boşaltılarak serbest dolaşıma girmiş eşyanın, yine aynı yabancı plakalı araca yüklenip taşıma belgesindeki taşıma yerine taşınması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi alınmasını ve konunun bağlantınız gümrük idarelerine ivedilikle tebliğini rica ederim.

 

 

 Sefa EKİN

Genel Müdür Yardımcısı

 

 

 

DAĞITIM:

Tüm Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlükleri

 

 

 

AB-ABD STA Planında Son Durum



ABD Başkanı Barack Obama, Avrupa Birliği ile serbest ticaret anlaşması için müzakerelere başlama planını Kongre'ye resmen bildirdi. Anlaşma, dünyadaki en büyük ticaret ilişkisini daha da güçlendirmeyi hedefliyor. ABD Ticaret Temsilci Yardımcısı Demetrios Marantis, "Avrupa ile yüksek standartta kapsamlı bir ticaret anlaşması ABD ekonomisi ve AB için, yeni ihracat fırsatları ve istihdam yaratmak için son derece faydalı olacaktır" dedi. Kongre üyeleri ve iş dünyası örgütleri, gelişmelerden duydukları memnuniyeti dile getirdi, ancak "ticareti teşvik otoritesi" kanununun yasalaşma sürecine hız verilmesini istedi.

 Bu kanun sayesinde ABD-AB ticaret anlaşması tamamlandığı zaman, herhangi bir değişikliğe uğramadan Kongre'de oylamaya sunulabilecek. Anlaşmanın tamamlanmasının birkaç yılı alması bekleniyor. Yasa bir yandan da Kongre'ye, ABD ile AB'nin yanı sıra 10 Pasifik ülkesi ile arasındaki müzakerelerde hedefler belirleme yetkisi veriyor. Gümrük vergilerinin halihazırda düşük olması sebebiyle müzakerelerdeki esas konu, tarım, kimya, ilaç ve otomotiv sektörleri gibi alanlardaki düzenlemelerde bulunan farklılıkların üstesinden gelmek olacak.

24 Mart 2013 Pazar

NCTS Sisteminde EORI numaralarının kullanılması


HİZMETE ÖZEL

T.C.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü

Sayı       :  73421605-10.06

Konu     : NCTS Sisteminde EORI numaralarının kullanılması

 

GENELGE

(2013/5)

 

Ortak Transit Sisteminde T1, T- ,T2 ,T2F rejimlerinde asıl sorumlu ve taşıyıcıların EORI numaralarını beyan edebilmelerini teminen; kendi vergi kimlik numaraları ile ilişkilendireceği  EORI numaralarını kaydedebilecekleri uygulama ile ilgili teknik düzenlemeler tamamlanmış olup, uygulama ekranına Bakanlığın resmi internet sitesinden ulaşılabilecektir.

EORI numarasının kaydedilmesine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde işlem yapılacaktır:

Yükümlü tarafından, Bakanlığın resmi internet sitesi üzerinden uygulamaya giriş yapılarak, kendi vergi numarası/TC kimlik numarası ile eşleştirilecek olan EORI numarası sisteme kaydedilecektir.

Merkezi BİLGE sisteminde kullanıcı olarak yetkilendirilmemiş yükümlülere ait EORI numarasının sisteme kaydedilmesi ihtiyacı olması halinde is(irtibat servisi) profilinde yetkilendirilmiş bir memur tarafından kayıt işlemleri yapılabilecektir.

Vergi numarası/TC kimlik numarası ile eşleştirilecek olan EORI numarasının kaydedilmesinin ardından, söz konusu kayıtta değişiklik yapılmasının gerekmesi durumunda, yükümlü tarafından dilekçe ile bir gümrük idaresine başvurulması gerekmektedir.

 

Değişiklik başvurusu yapılan Gümrük İdaresi tarafından uygun bulunması halinde, is(irtibat servisi) profilinde yetkilendirilmiş bir memur tarafından, eski kaydın -geçmiş işlemler korunmak üzere- silinerek yeni kaydın oluşturulması suretiyle güncelleme yapılacaktır.

Uygulama üzerinde yapılan her türlü kayıt ve değişikliğe ait tarihçe bilgileri sistem üzerinde tutulacaktır.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

Ziya ALTUNYALDIZ

Bakan a.

Müsteşar

DAĞITIM:

Merkez ve Taşra Teşkilatı

 

 

HİZMETE ÖZEL

 

Risk Yönetimi ve Kontrol  Genel Müdürlüğü                Elektronik Gümrük İşlemleri Dairesi

Tel: (0312) 306 3185  Faks: (0312) 306 82 25