4 Mayıs 2012 Cuma

AN9 tespit işlemi

T.C.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

Gümrükler Genel Müdürlüğü


Sayı : B.21.0.GGM.0.07.02.00.010.06YGM

Konu : AN9 tespit işlemi


GENELGE

(2012/13)


Tüm Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüklerine yönelik 29.07.2011 tarih ve 1386 sayılı yazımızda, AN9 tespit kodunun YGMS Programına işlenerek programda gerekli altyapının oluşturulmasına kadar AN9 tespit sözleşme ve raporlarının 2 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği (Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği)ve 2011/38 sayılı Genelgede belirlenen usul ve esaslara göre düzenlenerek ilgili gümrük idaresine ibraz edilmesi ve YGMS Programında gerekli değişikliklerin yapılmasını müteakip ilgili gümrük idaresine ibraz edilen sözleşme ve raporların YGMS programına girilmesi gerektiği talimatlandırılmıştır.


Bilindiği üzere 23.02.2012 tarihi itibariyle YGMS programı üzerinde yapılan düzenleme ile antrepolarda yapılan elleçleme işlemlerine ilişkin AN9 tespit kodu kapsamında gerçekleştirilen sözleşmeler ve rapor özetlerinin sisteme girilebilmesi sağlanmıştır. Ayrıca, uygulamada yaşanan sorunlarda dikkate alınarak YGMS Pogramında, AN9 tespit koduna ilişkin birden fazla G.T.İ.P. girilebilmesi ile geçmiş tarihli AN9 sözleşmelerinin oluşturulabilmesine olanak sağlayacak düzenlemeler yapılmıştır.


Bu itibarla, gümrük idaresine ibraz edilen geçmiş tarihli AN9 tespit koduna ilişkin sözleşme ve raporların 2 ay içerisinde YGMS programına girilmesi, bu süre içerisinde söz konusu işlemleri yapmayan Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri hakkında Gümrük Kanununun 241 inci maddesi kapsamında işlem yapılması uygun bulunmuştur.

Bilgi ve gereğini rica ederim.



Mehmet GÜZEL

Bakan a.

Müsteşar Yardımcısı

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Çeşitli Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasını Öngören Kanun Tasarısı.


Maliye Bakanlığınca hazırlanan "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" TBMM'ye sunuldu.

Söz konusu Kanun Tasarısı ile vergi kanunlarında yapılması öngörülen düzenlemeler bu sirkülerimizin konusunu oluşturmaktadır.

1. Gelir Vergisi Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklikler

1.1. Gelir Vergisi Kanunu'nun Vergiden Muaf Esnaf başlıklı 9 uncu maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle:

  • Esnaf ve sanatkarların vergilendirilmesine yönelik bir takım kolaylıklar sağlanmakta, Esnaf muaflığına ilişkin şartlan taşıyanlara, istemeleri halinde “Esnaf Vergi Muafiyet Belgesi” alma imkanı getirilmektedir.
  • Esnaf ve sanatkarlara gerçek usulden basit usule geçebilmeleri imkanı getirilmektedir.
  • Kaybolmaya yüz tutan geleneksel, kültürel ve sanatsal değeri olan meslek kollarında faaliyet gösteren esnaflar işyeri açsalar bile vergi muafiyeti uygulaması kapsamına alınmaktadır.

1.2. Aynı Kanunun mesken kira gelirlerine yönelik istisna hükmüne ilişkin Gayrimenkuller ve Haklarda başlıklı 21 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle;

Belirli bir tutarın (2012 yılı için 88.000 TL) üzerinde ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve irat elde edenlerin, binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılata uygulanan istisnadan (2012 yılı için 3000 TL) yararlanma imkanı kaldırılmaktadır.

1.3. Aynı Kanunun Gider Kabul Edilmeyen Ödemeler başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrasının mülga 9 numaralı bendi, firmaların finansman ihtiyaçlarını borçlanma yerine öz kaynakları ile finanse etmelerini teşvik etmek amacıyla yeniden düzenlenerek, yatırımın maliyetine eklenenler hariç olmak üzere, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’una kadar kısmının, Bakanlar Kurulunca kararlaştırılması halinde, kazancın tespitinden gider olarak indirilemeyeceği hususu öngörülmektedir.

1.4. Aynı Kanunun Basit Usulde Ticari Kazancın Tespiti başlıklı 46 ncı maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, basit usule tabi olmanın şartlarını kaybedenlerin yeniden basit usule dönmelerine olanak sağlanmaktadır.

1.5. Aynı Kanunun Tarifi (Menkul Sermaye İradı) başlıklı 75 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre ihraç edilen her türlü menkul sermaye piyasası araçlarından elde edilen gelirlerin menkul sermaye iradı sayılacağı hüküm altına alınmaktadır. Böylelikle söz konusu madde, yeni çıkan finansal ürün ve araçları da kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmektedir.

1.6. Aynı Kanunun Diğer İndirimler başlıklı 89 uncu maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, girişimciliğin teşvik edilmesi amacıyla Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak olan, gelişme potansiyeli taşıyan ve kaynak ihtiyacı içerisinde olan girişimci şirketlere kaynak tahsis eden girişim sermayesi yatırım fon veya ortaklıklarına sermaye koyan işletmeler için yeni bir teşvik getirilmektedir.

Buna göre, beyan edilen gelirin %10 unu aşmamak şartıyla Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine (bu kanun tasarısı ile eklenmesi öngörülen madde) göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların, gelir vergisi matrahının tespitinde beyanname üzerinden indirilmesine imkan tanınmaktadır.

Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişiler ile işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye'den verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmelerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın % 50'sinin beyanname üzerinden indirilmesi imkanı getirilmektedir. Bu hizmetler, yararlanıcısı yurt dışında olan ve uzaktan erişim imkanları kullanılarak verilecek hizmetlerdir.

Ayrıca, ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50'sinin de beyanname üzerinden indirilmesi mümkün olacaktır. Bu hizmetlerin, fiziki olarak Türkiye'de verilmekle birlikte, yararlanıcısının yurtdışı yerleşikler olması gerekecektir. Söz konusu istisna, bir kazanç istisnası olduğundan; istisna kapsamındaki faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurları ve istisna kapsamına giren faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler ile müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortisman giderlerinden pay verilmesi sonucu bulunacak kazancın %50'si gelir vergisinden istisna olacaktır. İstisna kazancın ve bu bağlamda beyan edilecek gelirin tespiti açısından, istisna kapsamında bulunan ve bulunmayan hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi ve istisna kapsamında olan faaliyetlere ait hasılat, maliyet ve gider unsurlarının, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekecektir.

Diğer taraftan iktisadi işletmeleri hariç olmak üzere, Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar ile imar planında dini tesis alan olarak ayrılan yerlerde ibadethane yapımına yönelik ayni ve nakdi yardımların gelir vergisi matrahının tespitinde beyanname üzerinden indirilebilmesi imkanı getirilmektedir.

1.7. Aynı Kanunun Vergi Tevkifatı başlıklı 94 üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, yabancı devletlere, yabancı kamu idare ve kuruluşları ile uluslararası kuruluşlara ait diplomatik statüsü bulunmayan gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri ile 4749 sayılı Kanuna göre kurulan varlık kiralama şirketlerince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan iratlar, gelir vergisi tevkifatı kapsamına alınmaktadır.

1.8. Aynı Kanunun geçici 67 nci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, Hazine tarafından yurt dışına ihraç edilen menkul kıymetlerde olduğu gibi, 4749 sayılı Kanuna göre kurulan varlık kiralama şirketlerince yurtdışında ihraç edilen menkul kıymetlerin alım-satımı, itfası sırasında elde edilen getirileri ile bu menkul kıymetin dönemsel getirileri için geçici 67 nci madde hükümlerinin uygulanmaması ve bu menkul kıymetlerin vergileme rejiminin Hazine tarafından yurtdışında ihraç edilen tahvillerle paralel hale getirilmesi hususu düzenlenmektedir. Ayrıca Bakanlar Kuruluna geçici 67 nci madde kapsamında uygulanacak tevkifat oranını, kazanç ve iratlar için vade yapısına göre de farklılaştırma yetkisi verilmekte, bunun yanı sıra yatırım fonlarının fona iade dışında diğer şekillerde elden çıkarılmasının tevkifat yönünden fona iade ile aynı kapsamda olduğu hususuna açıklık kazandırılmaktadır.

1.9. Aynı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 79 uncu madde ile, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması amacıyla, göreceli olarak daha az gelişmiş illerde yatırım ve istihdamın artırılması için, gelir vergisi stopajı teşviki ve sigorta primi ve işveren hissesinin bir kısmının da Devletçe karşılanması suretiyle yatırımcının üzerindeki istihdam kaynaklı yüklerin azaltılması öngörülmektedir.

1.10. Aynı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 80 inci madde ile, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden basit usule geçmeye ilişkin Gelir Vergisi Kanunu’nun Basit Usulde Ticari Kazancın Tespiti başlıklı 46 ncı maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarında yer alan şartların tespitine 1/1/2012 tarihinden itibaren başlanacağı hüküm altına alınmaktadır.


2. Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklikler

2.1. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun İstisnalar başlıklı 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere “Yabancı fon kazançlarının vergilendirilmesi” başlıklı 5/A maddesinin eklenmesi öngörülerek, yabancı fonların ülkemizden yönetimi teşvik edilmektedir. Buna göre yabancı fonların, Sermaye Piyasası Kurulunca verilen portföy yöneticiliği yetki belgesine sahip tam mükellef şirketler aracılığıyla, organize bir borsada işlem görsün veya görmesin her türlü menkul kıymet ve sermaye piyasası aracı, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi, varant, döviz, emtiaya dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi, kredi ve benzeri finansal varlıklar ve kıymetli maden borsalarında yapılan emtia işlemlerinden elde ettikleri kazançları nedeniyle, maddede belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesi halinde, portföy yöneticiliği yapanlar; söz konusu fonlar için daimi temsilci, bunların iş yerleri de bu fonların işyeri veya iş merkezi olarak sayılmayacaktır. Bu kazançlar için beyanname verilmeyecek, diğer kazançlar nedeniyle beyanname verilmesi halinde bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir.

2.2. Aynı Kanunun Diğer İndirimler başlıklı 10 uncu maddesinde yapılması öngörülen düzenlemeyle;

  • Vergi Usul Kanunu’nun 325/A maddesine (bu kanun tasarısı ile eklenmesi öngörülen madde) göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarın, beyan edilen gelirin % 10’unu aşmayan kısmının kurum kazancından indirimine olanak sağlanmaktadır.
  • İktisadi işletmeleri hariç olmak üzere, Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar ile imar planında dini tesis alanı olarak ayrılan yerlerde ibadethane yapımına yönelik ayni ve nakdi yardımların kurumlar vergisi matrahının tespitinde beyanname üzerinden indirilebilmesine imkan tanınmaktadır.
  • Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişiler ile işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye'den verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmelerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın % 50'sinin beyanname üzerinden indirilmesi imkanı getirilmektedir. Bu hizmetler, yararlanıcısı yurt dışında olan ve uzaktan erişim imkanları kullanılarak verilecek hizmetler olacaktır.

2.3. Aynı Kanunun, Kabul edilmeyen indirimler başlıklı 11 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, yatırımın maliyetine eklenenler hariç olmak üzere, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının % 10' una kadar kısmının, Bakanlar Kurulunca kararlaştırılması halinde, kazancın tespitinde gider olarak indirilemeyecektir.

2.4. Aynı Kanunun İndirimli kurumlar vergisi başlıklı 32/A maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ile belirlenecek illerde, yatırıma başlama tarihinden itibaren maddeye göre hesaplanacak yatırıma katkı tutarına mahsuben, toplam yatırıma katkı tutarının %50'sini ve gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını geçmemek üzere; yatırım döneminde kurumun diğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarına indirimli kurumlar vergisi oram uygulatmak suretiyle yatırıma katkı tutarını kısmen kullandırmaya, bu oranı her bir il grubu için %80'e kadar artırma veya %0'a kadar indirme hususunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir. Böylece yatırımcı yatırımlarını tamamen bitirmeden teşvik unsurlarından yararlanmaya başlayacaktır.



3. Vergi Usul Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklikler



3.1. Vergi Usul Kanunu’nun Özel Ödeme Zamanları başlıklı 112 nci maddesinin 4 numaralı fıkrasında yapılması öngörülen değişiklikle, fazla ve yersiz olarak ödenen vergilerin iadesinde, mükellefe tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak faizin ödenmesi sağlanmaktadır. Ancak, verginin fazla veya yersiz tahsil edilmesinin mükellefin beyanından kaynaklanması hallerinde faiz, mükellefin hatanın düzeltilmesine dair müracaat tarihinden itibaren hesaplanacaktır.

3.2. Aynı Kanunun Sermayenin İtfası başlıklı 325 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenmesi öngörülen 325/A maddesi ile, girişimciliğin teşvik edilmesi amacıyla Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi olarak Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan, girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına sermaye olarak konulması veya bunların paylarının satın alınması amacıyla, kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10 ‘unu ve öz sermayenin %20 ‘sini aşmamak şartıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilmesine imkan sağlanmakta, ayrıca bu fonun kullanımına yönelik düzenlemelere yer verilmektedir.


4. Damga Vergisi Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklik

Damga Vergisi Kanunu’na ekli 2 sayılı tabloda yapılması öngörülen değişiklikle, bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları, uluslararası kurumlar ve finansman şirketlerinin müşterilerine kullandıracakları kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödemelerine ilişkin düzenlenen kağıtlar ile bu kağıtlar üzerine konulacak şerhler damga vergisinden istisna olacak, müşterilerin belirtilen kurumlardan temin ettiği kredilerin kullanımı sırasında düzenlenen kağıtlar ise bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.


5. Harçlar Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklikler

5.1. Harçlar Kanunu’nun Özel Kanunlardaki Hükümler başlıklı 123 üncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin işlemlerle ilgili istisnanın kapsamı sınırlandırılarak, yargı harçları bu kapsamdan çıkartılmaktadır.

5.2. Yolcu beraberi olarak getirilen cep telefonları için kullanım izin harcı (100 TL) getirilmektedir.

5.3. Sigorta ve emeklilik şirketlerinin kuruluş izin belgelerine ilişkin olarak her yıl için ayrı ayrı tahsil edilen harç, yapılması öngörülen düzenleme ile her iki faaliyeti birlikte yapan şirketlerden, izin belgelerinin alındığı yıldan sonraki yıllarda, bu izin belgelerine ait harçlardan sadece yüksek olanının alınacağı hükme bağlanmaktadır.


6. Katma Değer Vergisi Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklikler

6.1. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar başlıklı 17 nci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, Türkiye’de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçlarının teslimleri, KDV’den istisna tutulmaktadır.

6.2. Aynı Kanunun Oran başlıklı 28 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, konut teslimlerinde inşaatın yapıldığı arsa veya konutun vergi değeri esas alınarak, katma değer vergisi oranını farklılaştırabilme konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.

6.3. Aynı Kanunun Döviz ile Yapılan İşlemler başlıklı 26 ncı maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (NATO) temsilciliği ve bu Teşkilata bağlı program, fon ve özel ihtisas kuruluşlarına resmi kullanımları için yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları, bunların sosyal ve "ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak yapacakları mal teslimi ve hizmet ifaları, bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili mal ve hizmetlerin bunlara teslim ve ifası; finansmanları bu kuruluşlar tarafından karşılanmak kaydıyla ilgili kurum, temsilcilik, program, fon ve özel ihtisas kuruluşlarının Türkiye'deki faaliyetlerinin devamı veya ilgili kurumlara ilişkin uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre içerisinde katma değer vergisinden müstesna tutulması sağlanmaktadır.

Ayrıca, maddede düzenlenen istisnalar dolayısıyla yüklenilen vergilerin, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergilerden indirilebilmesi, indirim yoluyla telafi edilemeyen vergilerin ise Katma Değer Vergisi Kanununun 32 nci maddesi hükümleri uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine nakden veya mahsuben iadesine imkanı sağlanmaktadır.

6.4. Aynı Kanunun Vergi İndirimi başlıklı 29 uncu maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kiralama karşılığı yaptırılmasına karar verilen eğitim öğretim tesislerine ilişkin projelerden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten 31/12/2023 tarihine kadar ihalesi yapılacak olanlarının; ihale edilmesi ve projeyi alan firmalara proje kapsamında inşaata yönelik olarak yapılan mal ve hizmet teslimleri katma değer vergisi yönünden tam istisna kapsamına alınmaktadır.

6.5. Aynı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 30 uncu madde ile, 31/12/2023 tarihine kadar uygulanmak üzere, yatırım teşvik belgeleri kapsamında asgari 500 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen stratejik yatırımlar kapsamında, inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve takvim yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin, izleyen yıl içerisinde bu kapsamda işlemleri bulunan mükelleflere iade edilmesi öngörülmektedir.


7. Elektrik Piyasası Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklik

Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenmesi öngörülen geçici 18 inci madde ile elektrik dağıtım şirketleri ile elektrik üretim tesis ve/veya şirketlerinin özelleştirilmesi çalışmaları kapsamında 31/12/2023 tarihine kadar yapılacak devir, birleşme, bölünme, kısmi bölünme işlemleriyle ilgili olarak ortaya çıkan kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmektedir.

Ayrıca bu madde kapsamında yapılacak teslim ve hizmetler katma değer vergisinden istisna edilmektedir.


8. Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklik

8.1. Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun Vergileme ölçüleri ve matrah başlıklı 11 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan mallar için oransal verginin maktu vergi ile birlikte uygulanmasını esas alan bir vergileme modeli getirilmektedir.

Buna göre, (III) sayılı listenin (B) cetvelindeki mallar için sabit unsur olan maktu vergi ile birlikte asgari maktu vergi tutarına göre hesaplanacak vergi tutarından az olmamak üzere nispi vergi birlikte uygulanacaktır.

Maktu vergi tutarlarının vergileme ölçüsü ise 20 adet sigaradan veya 50 gram tütünden oluşan birim ambalaj itibarıyla belirlenecektir. Birim ambalajları farklı adet veya gramdan oluşması halinde vergi tutarı, anılan adet veya grama göre oranlanarak hesaplanacaktır.

8.2. Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun Oran veya tutar başlıklı 12 nci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, (III) sayılı listenin (B) cetvelindeki mallar için listede yer alan asgari maktu vergi tutarlarının, perakende satışa sunulan ürünlerin birim ambalajı içinde yer alan her bir sigara adedi, diğer tütün mamullerinin birim ambalajı içindeki mamulün her bir gramı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarın (paket ya da ambalaj asgari maktu vergi tutarının) %20'sine tekabül eden tutarı aşmamak üzere birim ambalaj itibarıyla maktu vergi tutarı belirlemeye; bu tutarı malların cinsleri, özellikleri, ambalajları (paketleri) ve bunların fiyatları ve fiyat grupları itibarıyla farklılaştırma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.

Ayrıca, (III) sayılı listedeki mallar için belirtilen asgari maktu vergi tutarları veya Bakanlar Kurulunca bunlara ilişkin belirlenen en son asgari maktu vergi ve maktu vergi tutarlarının, Ocak ve Temmuz aylarında, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ilan edilen üretici fiyat endeksinde son altı ayda meydana gelen değişim oranında, bu değişimin ilan gününden geçerli olmak üzere herhangi bir işleme gerek kalmaksızın yeniden belirlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Yine, Bakanlar Kuruluna uygulama dönemlerini gün veya ay olarak belirleme veya belirleyeceği mallar ve aylar itibarıyla yeniden belirlenmiş sayılan tutarların uygulanmamasına karar verme yetkisi verilmektedir.

8.3. Elektrikli araçların motorlarını çalıştırmaya mahsus araç pillerinin, 4760 sayılı Kanuna ekli (IV) sayılı listeye dahil edilmesi suretiyle ÖTV kapsamına alınması ve vergi oranının %3 olması öngörülmektedir.


9. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklik

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ek 2 nci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, iş gücü üzerindeki işveren hissesi ile sigortalı hissesi tutarlarının bir bölümünün Devletçe karşılanması suretiyle yatırımcının teşviki öngörülmekte olup, işverenin bu bölgelerde yatırımlarının teşviki ve istihdamının artırılması hedeflenmektedir. Dolayısıyla yapılan düzenleme ile çalışanların ücretleri üzerinden kesilen ancak ödenmeyen sigortalı hissesi nedeniyle çalışanlar bakımından bir talep söz konusu olmayacaktır.

10. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da Yapılması Öngörülen Değişiklikler

10.1. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Ödeme Yeri başlıklı 39 uncu maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, amme borçlularının belediye sınırı ayrımı olmaksızın, ilgili tüm tahsil dairelerine ödeme yapmalarına imkan tanınmaktadır.

10.2. Aynı Kanunun geçici 8 inci maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, anılan maddede yer alan düzenlemenin (maddede sayılan kurum ve kuruluşların Devlete ait olan ve anılan Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık, mülkiyeti bu kurum ve kuruluşlara ait ve üzerinde herhangi bir sınırlama bulunmayan taşınmazların belirli şartlarla Maliye Bakanlığı tarafından satın alınması suretiyle amme borçlarının terkin edilmesi) uygulama süresi 31/12/2023 tarihine kadar uzatılmakta; daha önce genel ve katma bütçeye dahil dairelerce ihtiyaç duyulan taşınmazlar için öngörülen uygulama, merkezi yönetim kapsamındaki tüm idareleri kapsayacak şekilde genişletilmektedir.


11. Gider Vergileri Kanunu’nda Yapılması Öngörülen Değişiklik

Gider Vergileri Kanunu’nun Özel iletişim vergisi başlıklı 39 uncu maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle, mobil telefon aboneliğinin ilk tesisinde maktu olarak alınan özel iletişim vergisinin, iş ve hizmetlerin merkezi bir sunucu tarafından uzaktan izlenmesi ve yürütülmesine yönelik makineler arası veri aktarımına mahsus olan ve bunların yürütülmesi için zorunlu olanlar dışında sesli, görsel iletişim veya genel amaçlı internet erişimi için kullanılmayan mobil telefon abonelikleri için alınmaması yönünde düzenleme yapılmaktadır.

"Küresel Trendler 2030" raporuna göre 'Türkiye küresel oyuncu olabilir' (ingilizce)



Avrupa Birliği uzmanlarına göre Kıbrıs'taki bölünmüşlük Türkiye ve AB arasındaki daha büyük yakınlaşmayla hafifleyebilir ve bu durum mevcut sorunun barışçıl çözümüne katkı yapabilir.

Avrupa Parlamentosu'nun talebiyle AB kurumlarının hazırladığı "Küresel Trendler 2030" raporunda Ankara'nın yükselen güç olacağının altı çizilirken, "iten ve çeken faktörler nedeniyle Türkiye'nin AB üyesi olup olmayacağını tahmin etmek zor" denildi.

AB'nin 2030 raporunda "Kıbrıs'taki bölünmüşlük Türkiye ve AB arasındaki daha büyük yakınlaşmayla hafifleyebilir ve bu durum mevcut sorunun barışçıl çözümüne katkı yapabilir. Fakat AB'nin Türkiye'ye genişleme sürecindeki zorluklar devam edebilir ve Kıbrıs sorununun çözümünü daha zor hale getirebilir" görüşüne yer verildi.

AB Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nün öncülüğünde, 40 kadar uzmanın katkıda bulunduğu pilot projenin ürünü olan raporda, 2030'da dünyanın çok kutuplu hale geleceği ve hiçbir ülkenin tek başına hegemonya kuramayacağı belirtildi.

Rapora göre ABD ve Çin'in en güçlü aktörleri olacağı 2030'lu yıllarda Hindistan güçlenmeye devam ederken, Rusya ve Japonya, 20. yüzyılda elde ettikleri "büyük güç" statülerini kaybedecek.

2030'da küresel ekonomideki payını yüzde 19'a yükseltecek olan Çin'in ABD'yi geride bırakarak dünyanın en büyük ekonomisi haline geleceği tahmin edilen raporda, ABD'nin ise muhtemelen en büyük askeri güç konumunu sürdüreceği belirtildi.

Raporda, "Orta boy güçler gelecek yıllarda uluslararası ilişkilerde öncelikle bölgesel düzeyde ve artan oranda küresel düzeyde kritik rol oynayacak. Birçok orta boy güç hali hazırda G20 üyesi. 2030 yılında daha etkili rol oynaması en muhtemel ülkeler Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye. Bu ülkelerin demokrasilerini güçlendirecekleri ve sosyal ve ekonomik modernleşmeyi derinleştirecekleri yönünde güçlü işaretler var. Türkiye ve Endonezya gibi demokratik orta boy ülkelerin yumuşak güçleri bölgesel ve hatta küresel düzeyde büyüyebilir" denildi.

Raporda Türkiye'nin geleceği hakkında şu görüşlere yer verildi:

"Son iki asrın büyük bölümünde orta boy güç olan Türkiye'nin halkı ve elitleri ülkelerinin bölgesel ve küresel pozisyonundan eminler. Mevcut trendler Türkiye'nin demografik, ekonomik, coğrafik ve askeri açıdan orta boy güç konumunu koruyacağını ve hatta güçlendireceğini gösteriyor. Ekonomik büyüme göstergeleri, siyasi istikrarı ve demokratikleşmesi, dışarda siyasi ve kültürel etkisi ve vatandaşlarıyla elitlerinin kendine güveni bu yöne işaret ediyor. Türkiye muhtemelen kilit bir bölgesel güç haline gelecek. Türk vatandaşları, sermayesi ve kurumları küresel ekonomiyle entegrasyonu sürdürürken AB ve Türkiye'nin yakın coğrafyasıyla ve diğer bölgelerle bağlarını derinleştirip yoğunlaştıracaktır.

Türkiye'nin son dönemde Ortadoğu'daki rolüne yapılan vurgu, ülkenin AB, Balkanlar, Karadeniz, Rusya ve Kafkaslar, Orta Asya, Akdeniz ve ABD ile büyüyen ilişkilerinin ve Asya'nın kalanı, Afrika ve (Latin) Amerika'yla yeni kurulan ve gelişen bağlantılarının farkındalığıyla dengelenmelidir.

Türkiye'nin küresel rolü, uluslararası gruplar içinde ve ortaklarıyla birlikte çıkarlarını kovalama yeteneğine bağlıdır. NATO, G20, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası yapılara üyeliği ve olası AB üyeliği muhtemelen Türkiye'nin uluslararası rolünü güçlendirecektir. AB üyeliği Türkiye'nin demokratikleşmesine ve güçlendirilmiş uluslararası statüsüne ciddi katkı yapacaktır. İten ve çeken faktörler nedeniyle Türkiye'nin AB üyesi olup olmayacağını tahmin etmek zor. Türkiye hızla değişen Ortadoğu'da çıkarlarını ileri götürmek için farklı ülkelerle çalışmayı tercih edebilir, fakat bunun AB entegrasyonuna alternatif olması muhtemel görünmüyor.

Türkiye orta güç kariyerinde ilerlemek için çözülmemiş azınlık sorunları, enerji bağımlılığı, çevrenin korunması açısından sürdürülemez kalkınma modeli, doğal kaynakların kötü yönetimi, insani gelişimdeki noksanlıklar ve yıkıcı depremlere hazırlıksızlığı dahil kilit zayıflarını düzeltmelidir."

Raporda AB'nin uluslararası aktör olarak geleceğinin dengede olduğu belirtilerek, mevcut borç krizine çözüm bulunmasının, ekonomik büyümenin hız ve kalitesinin artırılmasının ve yaşlanan nüfus sorununun çözülmesinin Birliğin uluslararası profilini güçlendireceği ve dünyadaki etkisini artıracağı kaydedildi.

"Küresel Trendler 2030" raporunda Türkiye ve Balkan ülkelerinin üyeliğinin AB'nin stratejik projeksiyonunu güçlendireceği vurgulandı.

Raporda "Ekonomik krizi çözmede başarısızlık ve gerileyen yaşam standartları sağ ve sol popülist hareketlerin yoğunlaşması yolunu açacaktır ve muhtemelen içe dönük ve savunmada bir Avrupa'yla sonuçlanacaktır. Küreselleşmenin yeni ve daha rekabetçi bir düzeye ulaştığı bir dönemde göçmen akınlarını yönetirken bu alandaki tartışmanın güvenlik eksenine kaymasından kaçınmak, kalifiye göçmen çekmek ve toplumdaki farklılıklardan kaynaklanan tehditlere çözüm bulmak AB'nin refahı açısından kritik önem taşıyor" denildi.

Raporda, AB'nin yumuşak gücünü koruyabilmesinde ekonomik büyümesini ve sosyal modelini muhafaza edebilmesi yanında yükselen popülizm, yabancı düşmanlığı ve göçmen karşıtlığıyla mücadelesinin belirleyici olacağı vurgulandı.

Ülkelere göçmenlerle birlikte sahip oldukları etnik, dini ve kültürel zenginlikleri kabullenmeleri çağrısı yapılan raporda, orta sınıfların daraldığı, hükümetlerin mevcut sorunlar karşısında göçmenleri günah keçisi ilan ettiği, açık toplum modelinin tehdit olarak algılandığı ülkelerde aşırılıklar ve yabancı düşmanlığının kültürel çeşitliliği tehdit edeceği belirtildi.

AVRUPA'DAKİ SORUNLAR

2030 yılı itibarıyla Balkan ülkelerinin tamamının muhtemelen AB'ye girmiş olacağı belirtilen raporda, aksi halde Bosna Hersek başta olmak üzere bölgede birçok iç sorunlar ve sınır anlaşmazlıklarının ortaya çıkacağı uyarısı yapıldı.

AB'nin 2030 raporunda "Kıbrıs'taki bölünmüşlük Türkiye ve AB arasındaki daha büyük yakınlaşmayla hafifleyebilir ve bu durum mevcut sorunun barışçıl çözümüne katkı yapabilir. Fakat AB'nin Türkiye'ye genişleme sürecindeki zorluklar devam edebilir ve Kıbrıs sorununun çözümünü daha zor hale getirebilir" görüşüne yer verildi.

Gürcistan'dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya ve Abhazya'nın Rusya'ya ekonomik entegrasyonlarını ilerletecekleri ve Moskova'nın bunların bağımsızlığını tanıma kararından geri adım atmayacağı ifade edilen raporda, Ermenistan işgali altındaki Azeri toprağı Yukarı Karabağ'ın ise daha karmaşık bir sorun olduğu belirtildi.

Raporda, "Ermenistan, Azerbaycan ve AB arasındaki bağların derinleşmesi ve Ermeni-Türk uzlaşması bu sorunun çözüm yolunu açabilir, ama gelecek 10 yılda bunun gerçekleşmesi zor olabilir. Yukarı Karabağ sorununun çözümü Kafkaslar bölgesinde ekonomik ve siyasi kalkınmaya devasa müspet etki yapabilir" ifadesi kullanıldı.

"İSLAM VE DEMOKRASİ UYUMLU"

Raporda demokratikleşme ve internetin yaygınlaşmasıyla medeniyetler arası çatışma tezlerinin gelecek 20 yılda popülerlik kaybedeceği tahmin edildi.

Arap baharının bölgeyi yeniden şekillendireceği öngörülen raporda, "Gelecek 20 yılda hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerleriyle ve milliyetçilik ve ataerkilliği zayıflatan sosyal kalkınmayla daha demokratik bir Arap dünyası ortaya çıkabilir. 2011'de Arap dünyasını süpüren demokratik başkaldırış İslam ve demokrasinin uyumsuz olmadığını gösterdi. Endonezya'dan Fas'a kadar gençler Müslüman kimliklerini muhafaza ederken demokratik değerleri aktif şekilde onaylıyorlar. Gerçekte genç Müslümanlar demokrasi ve siyasi katılımın milli, kültürel ve dini kimlikleri ve yaratıcılığı güçlendirmeye yardımcı olduğu görüşünü ifade ediyorlar" denildi.

Raporda siyasi, ekonomik ve güvenlik sorunlarının üstesinden gelmesi halinde Pakistan'ın, demokratik dönüşümünü tamamlaması halinde Mısır'ın, demokrasiye geçmesi halinde İran'ın ve istikrar sağlaması ve yolsuzluğu önlemesi halinde Nijerya'nın önemli küresel roller oynayabileceği belirtildi.



http://www.iss.europa.eu/uploads/media/ESPAS_report_01.pdf

TIR EPD Sisteminin Uygulamaya Başlaması

T.C.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

Gümrükler Genel Müdürlüğü

Sayı :B.21.0.GGM.0.20.01.00-722.02

Konu :TIR EPD Sisteminin Uygulamaya Başlaması



12.04.2012 / 9008

GÜMRÜK VE TİCARET BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE



Bilindiği üzere 01.01.2009 tarihinden bu yana Avrupa Birliği'ne giriş ve çıkışlarda elektronik ön beyan ile bildirimde bulunmak ve 01.01.2011 tarihinden itibaren de bu beyanlarda AB'nin belirlediği güvenlik bilgilerini de göndermek zorunlu hale getirilmiştir. TIR Sisteminde uluslararası kuruluş olarak görevli "Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği"nin (IRU), bu ihtiyaca cevap verebilmek için geliştirdiği TIR-EPD (TIR Elektronik Ön Beyan) programı halen 21 ülkede ve her ülkenin dilinde ücretsiz olarak ön beyan verisi göndermeye imkan tanımaktadır.

Söz konusu sistemin ülkemizde de uygulanmasına ilişkin olarak gerekli çalışmalar Bakanlığımız tarafından tamamlanmış ve 02.04.2012 tarihi itibariyle de uygulamaya geçmiş bulunmaktadır. Şu an itibariyle TIR Karnesi kapsamında taşınmakta olan ve Türkiye'ye ithal etmek amacı ile getirilen eşya ile Türkiye üzerinden transit geçecek eşya için elektronik olarak ön bildirimde bulunulmasına imkan tanınmakta olup söz konusu uygulamanın kullanılması tamamiyle nakliyecilerin isteğine bağlıdır. Sistemin geliştirilmesine yönelik çalışmalar devam etmekte olup, yakın gelecekte Ülkemizden gerçekleştirilecek ihracat taşımaları için de ön bildirimde bulunmak mümkün hale gelecektir.

Buna göre söz konusu sistemden faydalanmak isteyen TIR Karnesi hamillerinin; Türkiye'ye giriş yapacakları gümrük idaresine gelmeden önce internet bağlantısı bulunan herhangi bir bilgisayar ile "http://www.tirepd.org/ " adresi üzerinden TIR EPD sistemine girerek, Türkçe olarak ön bildirimde bulunmaları mümkün olup, ayrıca bu işlem için herhangi bir ücret gerekmemektedir.

TIR EPD sistemi kullanılarak gerçekleştirilecek ön bildirimler sayesinde yapılan taşıma işlemine ilişkin sunulması gerekli bilgiler Bakanlığımızın elektronik sistemine önceden ulaşmış olacağından, işlemler sırasında manuel olarak veri girişi yapılması yerine bu bilgileri çağırmak için sadece ilgili TIR Karnesi numarasının sisteme girilmesi yeterli olacaktır. Bu sayede TIR Elektronik Ön Beyan Sistemini kullanacak nakliyecilerin giriş gümrük idarelerindeki işlem süreleri kısalacak ve işlemlerini daha hızlı ve daha basit bir şekilde tamamlamış olacaklardır.

Buna göre; Türkiye'ye giriş yapmak üzere sınır kapılarımıza gelen sürücü şayet TIR EPD Sistemi kullanılarak ön bildirimde bulunulduğunu beyan ediyor ise; Merkezi Bilge ekranında Programlar > Taşıt İşlemleri > TIR EPD yolu takip edildiğinde ekrana gelecek sorgulama ekranında TIR Karne numarası ya da sürücü tarafından verilecek LRN numarası ilgili alanlara girilerek "SORGULA" butonuna basıldığında daha önceden girilmiş veriler ekrana çağrılacak ve "Volet 1 Ekranına Aktar" butonu ile de söz konusu veriler TIR/Transit Takip Programına aktarılabilecektir. Bu sayede söz konusu verilerin görevli personel tarafından manuel olarak girilmesi zorunluluğu ortadan kalkmış olacaktır. İşlemi yürüten personel tarafından gerek görülmesi halinde TIR/Transit Programının Volet 1 ekranında yer alan bilgiler üzerinde değişiklik yapılması mümkün olup bu aşamadan sonraki mevcut iş akışında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Ayrıca; TIR/Transit Programı üzerinden manuel veri girişi ile gerçekleştirilen işlemler mevcut haliyle devam etmektedir.

Bilindiği üzere Gümrük Yönetmeliğinin özet beyana ilişkin hükümlerinde karayolu ile yapılan taşımalarda ön bildirimde bulunulması hususunda herhangi bir zorunluluk bulunmamasından ötürü söz konusu programın kullanılması tamamen gönüllülük esasına ve nakliyecilerin tercihine bağlıdır.

Sonuç olarak; TIR EPD Sisteminin yaygın olarak kullanılması halinde, verilerin manuel olarak girilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırması sebebiyle nakliyecilere ve gümrük idaresine yürütülen işlemlerde önemli bir zaman tasarrufu sağlayacağı ve TIR Sisteminin geliştirilmesinin yanında daha etkin ve doğru olarak işleyebilmesinin sağlanması açısından önemli bir enstrüman olduğu hususları göz önünde tutularak TIR Karnesi işlemlerinde görevli personelinizin konu hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Bilgi ve gereğini rica ederim.



Sefa EKİN

Bakan a.

Genel Müdür Yrd.



DAĞITIM:

Tüm Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüklerine


Geçici ithalat kapsamında getirilen taşıtın ilgili tarafından sürülerek getirilmesine gerek bulunmadığı



T.C.

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

Gümrükler Genel Müdürlüğü

Sayı : B.21.0.GGM.0.18.04.00.230.99/

Konu :



25.04.2012 / 10012

GÜMRÜK VE TİCARET BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİNE


İlgi: 25.01.2012 tarihli ve 2522 sayılı yazımız.


İlgide kayıtlı yazımız ile; 25.10.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Milletlerarası Geçici İthalat Sözleşmesine göre taşıtın geçici ithal edilmesi için, taşıtın yurtdışında ilgili kişi adına tescilli olması ve bu kişi tarafından yurda getirilmesi gerektiği belirtilerek, 07.10.2009 tarihinde yürürlüğe giren 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile taşıtın geçici ithal edilebilmesi için aracın yurtdışında tescilli olması şartının getirildiği ve ilgili kişi adına yurtdışında tescilli olmayan taşıtın geçici ithalat kapsamında işlemi gerçekleştirilemeyeceğinden, benzer müracaatlarda yukarıda açıklanan mevzuat hükmü konusunda bağlantı gümrük idarelerinizin talimatlandırılması istenilmişti.

Bazı gümrük idarelerince, geçici ithali talep edilen taşıtın yurtdışında adına tescilli kişi tarafından sürülerek getirilmemesi halinde geçici ithalatına izin verilmediği duyumları alınmaktadır.

25.10.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Milletlerarası Geçici İthalat Sözleşmesi'nin Taşıma Araçlarıyla İlgili Ek C 5 inci maddesi "...b) Özel kullanıma mahsus taşıma araçları, geçici ithalat ülkesi dışında bir ülkede yerleşik veya ikamet eden bir kişinin adına geçici ithalat ülkesi harici bir ülkede kayıtlı olmalı, böyle bir ülkede ikamet eden kişilerce ithal edilip, kullanılmalıdır." hükmüne amir bulunduğundan, taşıtın ilgili tarafından sürülerek getirilmesine gerek bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.


Cenap AŞCI

Bakan a.

Genel Müdür Yardımcısı



DAĞITIM:

Tüm Gümrük ve Ticaret

Bölge Müdürlüklerine

GM ve GMY İzin belgesi hk.

T.C

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

Gümrükler Genel Müdürlüğü


Dosya No: B.21.0.GGM.0.07.01.00-161.02.02.Y344858-3136

Konu:İzin belgesi hk.


20.04.2012/09782


Bilindiği üzere 2011 yılında gerçekleştirilen müşavir yardımcılığı ve gümrük müşavirliği sınavı sonucunda sınav kazanan müşavir yardımcısı ve müşavirlerin belgelerinin zorunlu olarak 2011 yılı sonunda ilgili derneğe, derneğin de Bakanlığımıza intikal ettirilmesine karşın yıl gelen ve 2012 yılının ilk ve sonraki işgününde Bakanlığımız kayıtlarına intikal eden şahıslardan 2011 yılı ile 2012 yılı arasındaki fark harcının tahsil edilmesi hususunda ilgili Derneklere talimat verilmiş ve bu talimatımız üzerine şahıslar tarafından yazılı olarak Bakanlığımıza,Bölge Müdürlüklerine ve ilgili derneklere itirazlar yapılmıştı.


Söz konusu itirazlar Maliye Bakanlığı’na intikal ettirilmiş ve konuya ilişkin görüş istenilmiştir.Maliye Bakanlığı’ndan alınan 18/04/2012 tarihli, 42416 sayılı yazıda, 2011 harç tutarı ile 2012 yılı harç tutarı arasındaki farkın tahsil edilmesinde Kanuna aykırı bir durum bulunmadığı belirtilmiştir.


Maliye Bakanlığı’ndan alınan söz konusu yazının bir örneği ekte gönderilmiş olup, konunun ilgililere Bölge Müdürlüğünüz/Derneğiniz aracılığı ile duyurulması hususunda bilgi ve gereğini rica ederim.



Kadir TURSUN

Bakan a.

Daire Başkanı





EK: 1 yazı örneği


DAĞITIM:

Tüm Güm. Ve Tic.Bölge Md.lüklerine

Tüm Gümrük Müşaviri Derneklerine





















T.C

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı


Sayı: B.07.1.GİB.0.002.63-140.08.05-13


Konu:Gümrük müşavir yardımcılığı izin belgesi


18.04.2012/ 042416


GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINA

(Gümrükler Genel Müdürlüğüne)


İlgi: a)16/02/2012 tarih ve B.21.0.GGM.0.07.01.00-161.02.02.Y344858-1772-4818 sayılı,

b) 10/04/2012 tarih ve B.21.0.GGM.0.07.01.00-161.02.02.Y344858-2978-8907 sayılı

yazılarınız



İlgi (a) da kayıtlı yazınızdan, gümrük müşavir yardımcılığı sınavında başarılı olan adayların gümrük müşavir yardımcılığı izin belgelerini alabilmek için bakanlıkça istenen belgeler ve 2011 yılına ait harç makbuzuyla birlikte 29-30/12/2011 tarihinde ilgili Gümrük Müşavirleri Derneğine başvurdukları ancak belgelerin Bakanlığa 2-3/01/2012 tarihinde intikal ettiği ve adaylardan 2011 yılı harç tutarı ile 2012 yılı harç tutarı arasında oluşan farkın tahsil edildiği, bu farkın tahsil edilip edilmeyeceği ile Derneğe müracaat tarihinin esas alınıp alınamayacağı hususunda görüşümüze ihtiyaç duyduğunuz anlaşılmıştır.


Bildiğiniz üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 108 inci maddesinde, imtiyazname, ruhsatname ve diplomalardan bu Kanuna bağlı (8) sayılı tarifede yazılı olanlarının harca tabi olacağı, 110 uncu maddesinde de imtiyazname, , ruhsatname ve diploma harçlarının (8) sayılı tarifede yazılı belgelerden , belgenin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı, 112 nci maddesinde ise imtiyazname,ruhsatname ve diploma harçlarının makbuz karşılığında ödeneceği hükme bağlanmıştır.


492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (8) sayılı tarifenin VI-Meslek erbabına verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar bölümünün 14 üncü fıkrasında, gümrük Müşavirlerine verilecek izin belgeleri harç kapsamına alınmıştır.


Öte yandan, Kanunun 127 nci maddesinde, bu kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, harçların tamamı peşin olarak ödenmeden harca mevzu olan işlem yapılmaz denilmiş,Kanunun 128 nci maddesinde ise, gerekli harçları tamamen almadan işlem yapan memurların harcın ödenmesinden mükellefler ile müteselsilen sorumlu olacağı belirtilmiştir.


Dolayısıyla harçlar, yapılan hizmetler karşılığı peşin alınan paralar olduğuna göre gümrük müşavir yardımcılarına verilecek izin belgelerine ait harcın da sözü edilen belgenin düzenlenmesinden önce ödenmesi gerekmektedir.



Bununla birlikte 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarifelerde yer alan harca tabi işlem ve belgelere ilişkin gerekli başvurunun yapılmış ve harcının da ödenmiş olması kaydıyla iş yoğunluğu veya başvurunun gerektirdiği diğer nedenlerle işlemin takip eden yılda sonuçlanması durumunda, yeni yılda uygulanacak harçların söz konusu işlem ve belgelere uygulanmasına gerek bulunmamaktadır.



Yazının incelenmesinden, gümrük müşavir yardımcısı adaylarının ilgili derneğe gümrük müşavir yardımcılığı izin belgesi almak için 2011 yılında müracaatlarını gerçekleştirdikleri, ancak müracaat için gerekli evrakların Bakanlığınıza 2012 yılında intikal ettiği anlaşılmaktadır.


Bu itibarla, gümrük müşavir yardımcılığı izin belgesinden alınan 2011 yılı harç tutarı ile 2012 yılı harç tutarı arasındaki arasındaki farkın tahsil edilmesinde kanuna aykırı bir durum bulunmamaktadır.


Bilgi edinilmesini rica ederim.




OSMAN DERELİ

Başkan a.

Gelir İdaresi Grup Başkanı

''YASA DIŞI TİCARET YAPANLARA GÖZ AÇTIRMAYIZ

''YASA DIŞI TİCARET YAPANLARA GÖZ AÇTIRMAYIZ”

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde düzenlenen hayali ihracat operasyonunda çarpıcı detaylar ortaya çıktı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazcı'nın talimatı üzerine, hayali ihracat iddialarını soruşturmak için Yüksekova'daki Esendere Sınır Kapısı'na giden gümrük müfettişlerinin PKK terör örgütünce takip edildiği belirlendi.
Soruşturma süresince zırhlı araçlar ve Jandarma Özel Timleri nezaretinde güvenlikleri sağlanan müfettişlerin hazırladığı rapora göre, toplam 45 firma, Halkalı, Ambarlı ve Esendere gümrük müdürlüklerinden 400 milyon dolar tutarında hayali ihracat gerçekleştirdi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından edindiği bilgiye göre, hayali ihracat operasyonlarının soruşturması, 2010 yılında gelen bir ihbar üzerine Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın talimatıyla başlatıldı.
Soruşturma için 3 başmüfettiş görevlendirildi. Müfettişler, olayları yerinde incelemek amacıyla 2010 yılı Mayıs ayında iddiaların merkezindeki Yüksekova'da bulunan Esendere Sınır Kapısı'na gitti.
-PKK terör örgütü takip etti-
Bu incelemeler sırasında müfettişlerin PKK terör örgütü mensuplarınca takip edildiği ortaya çıktı. Bunun üzerine müfettişlere, Yüksekova Jandarma Komutanlığı tarafından, ilçede bulundukları süre içinde zırhlı araçlarla koruma sağlandı. Jandarma özel timleri nezaretinde gidiş-gelişleri sağlanan müfettişler, soruşturmalarını tamamladıktan sonra bir rapor hazırladı.
Rapora göre, Hakkari ve Yüksekova mükellefi olan 45 firmanın Halkalı, Ambarlı ve Hakkari/Esendere Gümrük Müdürlüklerinden 400 milyon dolar tutarında hayali ihracat yaptıkları tespit edildi.
-Şebeke lideri Ankara'da-
Bu firmaların Ankara'da şebeke lideri Y.H. tarafından kurulan paravan firmalardan sahte fatura temin ederek, hiçbir mal alım-satımı olmadığı halde varmış gibi düzenlenen faturalarla hayali ihracat yaptıkları belirlendi. Müfettişler, firmaların belge üzerinde ihraç ettikleri eşya için yurt içinden almış göründükleri tedarikçi firmalara bir ödeme yapmadıkları halde ödeme yapmış gibi sahte banka dekontları düzenlediklerini, bu dekontlarının büyük çoğunluğunda da özel bir bankanın isim ve logosunu kullandıklarını ortaya çıkardı.
-23 milyon dolarlık KDV iadesi aldılar-
Bu firmaların, Ankara'daki yeminli müşavirler M.A.Ç. ve A.K. ile anlaşarak, bu kişilerin düzenledikleri KDV İade Tasdik Raporları ile Yüksekova Malmüdürlüğü ile Hakkari Vergi Dairesi Müdürlüğü'nden haksız yere 23 milyon dolar tutarında KDV iadesi aldıkları belirlendi.
Soruşturma kapsamında toplam 123 kişi hakkında, sahte fatura düzenlemek ve hayali ihracat
yapmak amacıyla suç örgütü kurmak, sahte fatura düzenlemek, hayali ihracat yapmak ve suç
örgütüne yardım etmek iddialarıyla savcılıklara suç duyurusunda bulunuldu. Haklarında suç
duyurusunda bulunulan kişiler arasında yeminli mali müşavirler ve gümrük müşavirleri de yer aldı.
-Esenedere'de acilen önlem alınmalı-
Müfettişler, raporda ayrıca Esendere Sınır Kapısının ve burada kurulan sınır ticaret merkezinin
altyapı ve fiziki koşullarının uygun olmadığını, personelin terör korkusu ve baskısı ile görevlerini
sağlıklı yapamadıklarını, acilen gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti.
Söz konusu kaçakçılık işinde PKK terör örgütünün bulunduğuna, gerekli tedbirlerin alınmaması
durumunda kaçakçılık olaylarının artabileceğine de raporlarında yer veren müfettişler, ayrıca
Esendere Sınır Ticaret merkezinden İran'a yapılan birçok ihracat işleminin hayali olduğunu
kaydettiler.
-Raporların örnekleri MİT ve MASAK'a da gönderildi-
Bu arada, hayali ihracatlardan elde edilen paranın, PKK terör örgütüne gitmiş olabileceği nedeniyle
raporların bir örneği Şubat 2011 yılında Milli İstihbarat Teşkilatı ile Mali Suçlar Araştırma
Kuruluna gönderildi. Haksız KDV iadesini yapan vergi dairesi ve mal müdürlüğü personelinin
soruşturulması için Maliye Bakanlığı'na da bilgi verildi.
Başmüfettişler ayrıca bundan sonra doğabilecek olası devlet zararının önüne geçilmesi için Gelir
İdaresi Başkanlığı'na ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığının ilgili birimlerine yazı yazdı. Bu yazılarda,
özellikle Yüksekova ve Hakkari firmalarının yapacakları ihracatların ayrıntılı bir şekilde kontrol
edilmesi ve bu firmalara KDV iadesi yapılmadan önce sıkı bir denetim yapılması uyarısında
bulunuldu. Müfettişler, hayali ihracat yapan bu firmalara yardım eden gümrük müşavirleri ile
yeminli mali müşavirlere de disiplin cezası verilmesini önerdi.
Öte yandan, Hakkari ve Yüksekova firmalarınca yapılan diğer ihracatlar da halen müfettişlerce
inceleniyor.
-Bakan Yazıcı: ''Taviz yok''-
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, gümrüklerin hızlı bir değişim geçirdiğini, rüşvet,