Türkiye'de
yerleşik sayılan (tam mükellef) gerçek kişilerin 2012 yılında elde ettikleri
menkul sermaye gelirlerinin bazıları için 1-25 Mart 2013 tarihleri
arasında beyanname vermeleri gerekmektedir. Beyannamede hesaplanan gelir
vergisinin 2013 yılı Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenmesi
mümkündür.
Bu
sirkülerimizde, tam mükellef gerçek kişilerin mevduat faizi, repo geliri, hisse
senedi alım-satım kazancı, Devlet tahvili ve Hazine bonosu faizi ve alım
satım-kazancı gibi menkul sermaye gelirlerinin hangi koşullarda beyanname ile
bildirilmeleri gerektiğine yönelik özet açıklamalarda bulunuyoruz.
1. Genel Bilgi
Bilindiği gibi,
menkul sermaye gelirlerinin beyan ve vergilendirme esasları Gelir Vergisi
Kanununun Geçici 67 nci Maddesi ile önemli değişikliklere uğradı. Gelir Vergisi
Kanununun söz konusu Geçici 67 inci Maddesi 2006 yılından itibaren ihraç
edilen/satın alınan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından elde
edilen gelirlere uygulanırken, 31/12/2005 tarihi itibariyle elde bulunan menkul
kıymetlerden 2006 ve sonrasında elde edilen gelirler bakımından 2005 yılında
geçerli olan hükümler uygulanmakta, Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67 nci
maddesi kapsamına girmeyen ve 31.12.2005 tarihi itibariyle elde bulunmayan
menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından elde edilen gelirler içinse
mevcut genel hükümler uygulanmaktadır. Bu nedenle, 2012 yılında gerçek kişi
bireysel yatırımcılar tarafından elde edilen gelirler bir bakıma birkaç ayrı
vergileme rejimine göre beyan ve vergilemeye tabi tutulacaktır.
Diğer taraftan,
menkul sermaye gelirinin türü de vergileme yönünden önem arz etmektedir. Menkul
sermaye gelirleri menkul sermaye iratları ve değer artış kazançları olmak üzere
iki ayrı grup gelirden oluşur. Menkul sermaye iratlarına örnek olarak bono ve
tahvil gibi menkul kıymetlere ödenen faiz, mevduat faizi, repo geliri, hisse
senedi ve iştirak hisselerine dağıtılan temettü (kâr payı) gibi gelirler
verilebilir. Değer artış kazançlarına örnek olarak ise hisse senedi ve iştirak
hisselerinin alım-satım kazançları, her türlü bono, tahvil ve benzeri menkul
kıymetlerin alım-satım kazançları verilebilir. Bu iki grup gelirin beyan ve
vergileme esasları farklılık gösterir.
Menkul sermaye
iratlarının bir kısmı vergi kesintisine tabi tutulur. Hisse senedi ve iştirak
hisselerine dağıtılan kâr payları da dağıtan kurum bünyesinde gelir vergisi
stopajına tabi tutulur.
Gelir Vergisi
Kanunu’nun Geçici 67 inci maddesi kapsamına girmeyen ve 2012 yılında bu madde
dışında stopaja tabi tutulan menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye
iratlarından (örn: işyeri kira geliri) elde edilen brüt gelir toplamı 25.000
TL’yi (2013 için 26.000 TL) geçmediği sürece bu gelirlerin beyanname ile beyan
edilmesi gerekmez. 25.000 TL’lik beyan sınırının hesabında varsa istisna ve bazı
menkul sermaye iratları için uygulanan enflasyon indiriminden sonraki tutarlar
dikkate alınır. 2012 yılına ilişkin enflasyon indirim oranı %84,4 olarak
açıklanmıştır. Ayrıca belirli koşulların gerçekleştiği durumda, birden fazla
işverenden alınan ücret gelirlerinin de beyan sınırının hesabında dikkate
alınması gerekir.
Diğer taraftan,
Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67 nci maddesi kapsamında banka ve aracı
kurumlarca vergi kesintisine tabi tutulan, 1/1/2006 tarihinden sonra ihraç
edilen Devlet tahvili ve Hazine bonosu ile diğer sermaye piyasası işlemlerinden
elde edilen menkul sermaye iratları tutarı ne olursa olsun beyan edilmez.
Yapılan vergi kesintisi nihai vergi olarak kalır.
Aynı şekilde,
Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67 nci maddesi kapsamında kapsamında banka ve
aracı kurumlarca vergi kesintisine tabi tutulan, 1/1/2006 tarihinden itibaren
ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonosu ile Borsada işlem gören hisse
senetlerinden elde edilen değer artış değer artış kazançları tutarı ne olursa
olsun beyan edilmez. Yapılan vergi kesintisi nihai vergi olarak kalır.
Gelir Vergisi
Kanunu’nun Geçici 67 nci maddesi kapsamına girmeyen değer artış kazancı olarak
nitelendirilen menkul sermaye gelirleri vergi kesintisine tabi tutulmaz.
1/1/2006 tarihi öncesinde iktisap edilmiş hisse senetleri ile bu tarih öncesinde
ihraç edilmiş her nevi tahvil ve Hazine bonosundan 2012 yılında elde edilen
alım-satım kazancının toplamının 20.000 TL’si (2013 için 21.000 TL) vergiden
istisnadır. Dolayısıyla bu gelirlerin toplamı 20.000 TL’yi geçmezse beyanname
verilmez, geçtiği durumda ise sadece 20.000 TL’yi aşan kısım beyan edilir.
2. Tutarı Ne Olursa Olsun
Beyan Edilmeyecek Gelirler
Tam mükellef
gerçek kişilerin 2012 yılında Türkiye’de elde ettikleri aşağıdaki gelirler
için tutarına bakılmaksızın beyanname verilmez.
-
Mevduat faizleri (döviz tevdiat hesaplarından ve Takasbank’ta değerlendirilen paralardan elde edilenler dahil, yurtdışındaki off-shore hesaplardan elde edilenler hariç)
-
Menkul kıymetler yatırım fonu katılma belgeleri kâr payı (yurt dışı fon katılma belgeleri hariç)
-
31/12/2005’de elde bulunan ve üç aydan daha fazla süreyle elde tutulduktan sonra 2012’de elden çıkarılan Borsada işlem gören hisse senetlerinden elde edilen alım-satım kazançları
-
31/12/2005’de elde bulunan ve bir yıldan daha fazla süreyle elde tutulduktan sonra 2012’de elden çıkartılan, tam mükellef (kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan) kurumların hisse senetlerinden elde edilen alım-satım kazançları
-
Özel finans kurumlarında (katılım bankaları/faizsiz bankacılık) açılan hesaplara ödenen kâr payları
-
Repo geliri
-
İvazsız (örn. veraset veya bağış yoluyla) iktisap edilen hisse senetlerinden elde edilen alım-satım kazançları
-
07.10.2001 tarihinden itibaren düzenlenen şahıs sigorta ve bireysel emeklilik poliçeleri dolayısıyla elde edilen gelirler
-
1998 ve önceki yıl kârlarının dağıtımından elde edilen kâr payları (temettü)
-
Kârın, yedeklerin ve özsermaye enflasyon farklarının sermayeye ilavesi nedeniyle elde edilen kâr payları (bedelsiz hisse senetleri)
-
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasında (VOB) yapılan işlemlerden elde edilen kazançlar
-
1/1/2006 tarihinden itibaren ihraç edilen her nevi tahvil ve bono (Eurobond hariç) ile Borsada işlem gören hisse senetlerinden elde edilen ve banka ve aracı kurumlarca vergi kesintisine tabi tutulan gelirler
-
1/1/2006 tarihinden itibaren iktisap edilen Borsada işlem görmeyen tam mükellef kurum hisse senetlerinin 2 yıldan sonra elden çıkartılmasından sağlanan kazançlar
3. Tutarı 1.290 TL’yi
Geçtiğinde Beyan Edilecek Olanlar
Aşağıdaki gelirlerin tutarları
toplamı 1.290 TL’yi (2013 için 1.390 TL) geçtiğinde elde edilen gelirin
tamamının beyan edilmesi gerekir (1.290 TL’lik beyan sınırı aşağıda sayılan
gelirlerin her birine ayrı ayrı değil tamamının toplamına uygulanır).
-
Yurt dışında elde edilen ve Türkiye’de istisna ve tevkifata konu olmayan bütün menkul ve gayrimenkul sermaye iratları (faiz, repo, temettü, kira geliri vb.)
-
Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller
-
İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kâr paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar
-
Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri
-
Her nevi alacak faizleri
-
Stopaja ve istisnaya konu olmayan diğer her nevi menkul ve gayrimenkul sermaye iratları
4. Belirli Tutarı
Geçtiklerinde Beyan Edilecek Gelirler
Vergi
mevzuatımızda yer alan beyan sınırı, istisna ve enflasyon indirimi nedeniyle
bazı menkul sermaye gelirlerinin beyan edilme zorunluluğu bunların belirli bir
tutarı geçmelerine bağlıdır. Aşağıdaki belirleme bu çerçevede yapılmıştır.
Bununla birlikte aşağıda sayılan gelirlerin birden fazlasının elde edildiği
durumda, belirtilen tutarlardan daha az gelir elde edildiğinde de beyanname
vermek gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
-
Brüt toplamı 50.000 TL’yi geçen; kurumlardan elde edilen kâr payları (temettü) ve iştirak hisselerinden doğan kazançlar (Ltd. şirket ve iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kâr payları)
-
Endeks veya kur farkı hariç toplamı 25.000 TL’yi geçen; yurt içinde döviz cinsinden veya herhangi bir değere endeksli ihraç edilmiş HB ve DT ile eurobond faizleri ve tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen eurobond faizleri
-
1/1/2006 öncesinde ihraç edilmiş ve maliyet revizesinden sonraki tutarı 20.000 TL’yi geçen; HB, DT, Eurobond ile özel sektörce ve Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı ile Özelleştirme İdarelerince çıkarılan menkul kıymetlerin döviz veya endeks cinsinden alım-satım kazançları
5. Kurumlardan Elde Edilen
Kâr Paylarının Beyanı
Kurumlarca dağıtılan kâr payının
yarısı gelir vergisinden istisna edilmiştir. Dolayısıyla beyan sınırının aşılıp
aşılmadığı hesaplanırken, elde edilen brüt (ele geçen temettü tutarı değil %15
temettü stopajı öncesi tutar) temettünün yarısı dikkate alınır. Bununla
birlikte, kurumlar kâr payı dağıtırken, gelir vergisinden istisna edilen kısım
da dahil olmak üzere dağıtılan kâr payının tamamı üzerinden gelir vergisi
kesintisi yaparlar. Kâr payı için beyanname verecek gerçek kişi hissedar,
kendisine ödenen brüt (stopaj öncesi tutar) temettü üzerinden yapılan vergi
kesintisinin tamamını gelir vergisi beyannamesinde hesapladığı gelir vergisinden
mahsup eder.
Bununla birlikte, 2012 yılında
dağıtılan 2003 öncesi kâr payları bakımından bazı özellikler vardır.
Buna göre;
a) Kurumların 31/12/1998 ve daha
önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kazançlarından
dağıtılan kâr payları üzerinden temettü stopajı yapılmayacak ve bu kar payları
için tutarları ne olursa olsun beyanname verilmeyecektir.
b) Kurumların 1/1/1999 – 31/12/2002
arasında sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kurumlar vergisinden
istisna kazançlarından dağıtılan kar payları üzerinden temettü stopajı
yapılmayacak ve bu nitelikteki kar paylarının 1/9 fazlasının yarısı, 25.000 TL’
lik beyan eşiğinin hesabında vergiye tabi gelir olarak dikkate alınacaktır.
Diğer yandan, beyan edilen kar payının 1/5’i beyannamede hesaplanan gelir
vergisinden mahsup edilecektir.
c) Yukarıda (b) paragrafında yer
verilen esaslar, kurumların 2003 ve sonraki yıl kazançlarından Gelir Vergisi
Kanununun Geçici 61 inci maddesine göre indirim konusu yaptıkları, 24/4/2003
tarihinden önceki teşvik belgeleri kapsamındaki yatırım indirimi istisnasından
yararlanan kazançların dağıtımı halinde de geçerlidir.
Diğer yandan
herhangi bir kurum iştirak ettiği başka bir kurumdan yukarıda (a), (b) ve (c)
paragraflarında yer verilen nitelikteki kazançların dağıtımına bağlı kar payı
elde eder ve bunu gerçek kişi hissedarlarına kar payı olarak dağıtırsa, gerçek
kişi hissedarların elde ettikleri bu kar paylarının beyanıyla ilgili olarak yine
(a), (b) ve (c)’de yer verilen esaslara göre hareket edilir.
6. Ticari ve Mesleki Kazanç
Sahiplerinin Menkul Sermaye Gelirlerinin Durumu
Ticari faaliyeti
bulunan bir kişinin, bu faaliyetiyle bağlantılı olarak elde ettiği menkul
sermaye gelirlerinin beyan ve vergilendirilme esasları farklıdır. Bu şekilde
elde edilen gelirler ticari kazancın bir unsuru sayılır ve ticari kazancın
tespiti ve beyanı ile ilgili esaslara tabi olur. Örneğin, ticari faaliyet
çerçevesinde sağlanan hasılatın bankada mevduat olarak değerlendirilmesinden
elde edilen faiz artık menkul sermaye iradı değil ticari kazançtır.
Bununla
birlikte, ticari işletme bünyesinde oluşan kârın (vergisel yükümlülükleri yerine
getirildikten sonra) işletme sahibince kendi kişisel varlığına mal edildikten
sonra değerlendirilmesinden elde edilen faiz, kâr payı, repo ve benzeri gelirler
menkul sermaye gelirlerinin beyanı ve vergilendirilmesiyle ilgili esaslara
tabidir.
Doktor, avukat gibi serbest meslek
kazancı elde edenlerin durumu ticari kazanç sahiplerine göre farklılık gösterir.
Serbest meslek faaliyeti karşılığında alınan para tahsil edildiği anda
şahsileşir. Bu nedenle, serbest meslek kazancının değerlendirilmesinden
kaynaklanan söz konusu gelirler serbest meslek kazancının değil menkul sermaye
gelirlerinin beyanı ve vergilendirilmesiyle ilgili esaslara tabidir. Benzer
şekilde, ticari ve mesleki kazanç sahiplerinin, kişisel malvarlıklarından elde
ettikleri menkul sermaye gelirlerinin beyanı ve vergilendirilmesi de bu
Sirkülerde yer verilen esaslara tabidir.
7.
Birden Fazla İşverenden Ücret Geliri Elde Edildiği Durumda Beyan Edilecek
Gelirin Hesabı
2012 yılında tek
işverenden tevkifata tabi tutulmuş ücret geliri elde edenlerin bu ücretlerinin
tutarı ne olursa olsun beyanname vermelerine gerek yoktur. Diğer gelirler
nedeniyle beyanname verildiği durumda da tek işverenden elde edilen stopaja tabi
tutulmuş ücretlerin beyannameye dahil edilmesi gerekmemektedir.
Birden fazla
işverenden ücret geliri elde edenlerin birden sonraki işverenden elde ettikleri
ücretin stopaj matrahı 25.000 TL’yi aşmadığı takdirde, ilk işverenden elde
edilen ücretin tutarı ne olursa olsun bunlar için de beyanname verilmesine gerek
bulunmamaktadır. Bu durumda stopaj yoluyla ödenen vergiler ücretin nihai vergisi
olmakta ve ek bir gelir vergisi ödenmemektedir.
Bununla
birlikte, birden sonraki işverenden elde edilen ücretin stopaj matrahının 25.000
TL’yi geçtiği durumda bütün işverenlerden elde edilen ücretlerin toplamının
beyanname ile beyan edilerek, artan oranlı gelir vergisi tarifesine göre
vergisinin hesaplanması gerekmektedir. Bu durumda, ücret gelirinin yanı sıra
Türkiye’de tevkifata tabi olan diğer bütün menkul ve gayrimenkul sermaye
iratlarının varsa istisna ve enflasyon indirimi sonrası tutarlarının beyan
edilmesi gerekir (bu durumdan bağımsız olarak beyana tabi olan diğer gelirler
varsa onlar da beyan edilir).
8. Aynı Beyannamede
Toplanarak Beyan Edilmesi Gereken Gelirler (Gelirin Toplanması)
Ticari, zirai ve
mesleki kazançlar için tutarlarına veya kâr elde edilip edilmediğine
bakılmaksızın yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de vergi
tevkifatına tabi tutulmuş bulunan; birden fazla işverenden elde edilen ücretler,
menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratlarının vergiye tabi gelir
toplamının 25.000 TL’yi (2012 yılı gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir
dilimi) aştığı ve stopajın nihai vergileme olmadığı durumda bu gelirlerin
tamamının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Birden fazla
işverenden elde edilen stopaja tabi tutulmuş ücretlerin bu beyan sınırının
hesabında dikkate alınması için, birden sonraki işverenden/işverenlerden elde
edilen ücretin tutarının 25.000 TL’yi aşması gerekir.
Diğer yandan,
Türkiye’de tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul
sermaye iratlarının 2012 yılındaki toplamının 1.290 TL’yi geçtiği durumda bunlar
içinde beyanname verilmesi, başka gelirler nedeniyle beyanname verildiğinde
bunların beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder